Sets перевод на английский
3,815 параллельный перевод
Seni Rahul'dan ayrı kılanın ne olduğunu şimdi anlıyor musun?
Now you know? What sets you apart from Rahul?
Şu şeyinizi birkaç set kaldırsam olur mu?
Mind if I do a few sets on your thing over there?
# Batarken arkandan Hollywood güneşi #
While the Hollywood sun sets behind your back
Bu aylarca sıkı çalışma ve sahip olmadığımız yetenekleri gerektirir adamım!
This would take months of planning and skill sets we just don't possess!
- Crunch zilleri ve ıslıkları susturacak.
Crunch sets off the bells and whistles.
Beni serbest bırakmadan önce azarlamak istiyor.
He wants to give me a scolding before he sets me free.
Bunları bir kenara iter, işine... ve yapması gerekenlere odaklanır.
He sets it aside, he focuses on what he... what his job is and gets it done.
Ram'ın adına söylenen ilahiler, hem suya, hem de ateşe okunuyor.
The chant of Ram's name sets even water afire.
Hayır, mahvetmiyor, hazırlıyor.
No, it doesn't spoil it. It sets it up.
Ziyadesiyle fazla fotoğrafik sete imkan tanıyacaklar.
They allow for a big range of photographic sets.
Sonra daha büyük işler aldım... Daha çok para, daha büyük setler...
You know, I got bigger jobs, more money, bigger sets.
"Sınırları kanunlar belirler, jüri sistemi bu sınırları ihlal edenleri cezalandırır, Ama Adalet hepsinden uzakta yeni bir kurbanı bekler."
"The law sets the limit, the judiciary system punishes whoever exceeds it, but Justice remains aloof, waiting for a new victim."
Olasılıkları kim ayarlıyor?
Who sets the odds?
Sonra da gelip kızı buraya bıraktı.
Ok, and then, he comes over and just... Sets her down.
Onun evini ateşe veren her kim olursa olsun hoş gelmiştir.
Whosoever sets his house on fire ls welcome tojoin him!
Bence Mary kesinlik muhteşem biri...,... ve aklına koyduğu her şeyi yapar. Hatta onu, 100 % destekliyorum.
Well,... well, I think Mary is absolutely wonderful and can achieve anything she sets out to do, and naturally, I support her 100 %.
Burası çalışacağın yer.
This... ( sets down files ) Is where you'll be working.
Daha sonra onu Panik Seti'ne çektim.
Then I'm pullin'out, and that's when the panic sets in.
Bu odaya bir çift eldiven dayanmayabilir.
This is a two-sets-of-Marigolds problem.
Organizasyonunu yapan biriyim.
I'm your guy who sets things up.
Olay mahalli epey ayaklanmış ancak bu iki farklı yönden gelen iki farklı izimiz olduğunu gösterir. Luke ve katilinin kavgasının burada rastgele çıktığını düşünmüyorum.
The site's been pretty badly trampled down, but it appears that we got two separate sets of prints arriving from two different directions, which suggest that Luke and his killer didn't come out here together to Duke it out.
Saat 23'ü geçtikten az sonra, Savaş Bakanı Edwin Stanton evin arka salonunda bir karargah kurar ve Savaş Bakanlığının telgrafçılarıyla bağlantı kurar.
Shortly after 11 p.m., Secretary of War, Edwin Stanton, sets up a headquarters in the back parlor of the house, and establishes relays between there and the War Department telegraph operators.
Gitsem iyi olacak.
- ( Sets folder down ) - I should go.
Resmen musevilerin, daniskasıdır. - Tamam.
Like, two sets of plates Jewish.
Aslında, kadınların belirleyici yanı çoğunlukla nefesleri.
In fact, the thing that sets women apart the most... is their breath.
Kış sezonu geldiğinde sizi okumaya veya bir zanaat üzerinde çalışmaya teşvik eder.
The winter season sets up and offers more of an introspective outlook... where you can take the time to read or work on a craft.
Tam burada da üç farklı ayak izi daha bulduk.
Right over here were three sets of footprints.
Tam burada ise iki ayak izi daha vardı.
Closer to me right here there were two sets of prints.
Onu ortaya çıkarıyor.
It's... it's what sets her off.
İnsanlar telefonlarını temizlemezler ve bütün iş bizim başımıza kalır.
People don't clean their telephone sets and we're burdened with all the work.
Sen de Jeff'e setleri gezdirirsin.
You can show Jeff the sets, too.
Gerçekten tüm setleri görmek istiyor musun?
Do you really want to see all the sets?
Birkaçı eski iz ama tavan arasında altı parmak izi bulduk.
Several were older prints, but upstairs in the attic room, that is where we found 6 sets.
İzlerden dördü Emma, Jacob, Paul ve Jordy'e ait.
4 of the sets belong to Emma, Jacob, Paul, and Jordy.
Babam yaşamı için suçluları serbest bırakıyor.
My father sets criminals free for a living.
İki çift ikiz he?
Two sets of twins? !
Rabbimiz siz çocuklarının gerçek babasıdır. Annelerin de çocukları üzerindeki yetkisini onar.
For the Lord sets a father in honour over his children and confirms a mother's authority over her sons.
Yapmamız gereken 5 set var.
We got 5'sets comin'in.
İki farklı parmak izi çıktı.
We pulled two sets of prints.
- İyi bir çift, evet!
With two sets of balls!
Şirketten.
It's on us. ( sets down cup )
Aklına bir şey koyduysa elde edene kadar uğraşır.
Once she sets her mind to something, she never gives up.
Eve ne dersin?
What about the house? ( Sets chart down )
Asla geri dönemezsin Seni bir birey olarak özgür kılar, değil mi?
You can never go back through. Like, it sets you free as a person. Doesn't it?
Kuzeye doğru giden iki kişi.
Two sets going north.
Şu bebeğin nefes alışverişi durduğunda alarm çalan bebek örtülerinden aldık.
We just got this crib pad that sets off an alarm if the baby stops breathing.
Tanımlanmamış diğer ikisiyle beraber her tarafında Jessica'nın parmak izleri vardı.
Jessica's prints were all over it, along with two other unidentified sets.
Güneş battığı zaman, yemin etmiş ve üniformalarını giymiş olacaklar.
By the time the sun sets, they will be sworn in and in uniform.
Michelle erkek arkadaşı ile kavga ediyor, müşavirle bir görüşme ayarlıyor, ve sonra fotoğrafçı kiralıyor.
Michelle fights with her boyfriend, she sets up a meeting with an accountant, and then she hires a photographer.
Bill, grup hâlindekiler için çok para veriyorlar.
Bill, they pay big for sets.
Çıkan her ses beni delirtiyor.
Every bang sets me off.