Sherlock перевод на английский
2,254 параллельный перевод
Sherlock'la konuş.
Talk to Sherlock.
Sherlock!
Sherlock!
- Sherlock!
Sherlock!
- Sherlock...
Sherlock...
Sherlock...
Sherlock...
Bana dargın olduğunu biliyorum ama, büyük Sherlock Holmes'u utandırmayı başaramadığımı söyleme.
I appreciate you're cross with me, but... please don't tell me I've managed to make the great Sherlock Holmes shy.
Nasıl bir şey olduğunu biliyorum, Sherlock.
I know what that's like, Sherlock.
Nasılsın Sherlock?
How are you, Sherlock?
Will, Sherlock'a yazıyı göster.
Will... show Sherlock the article.
Ah Sherlock kalktı, ah Sherlock düştü
♪ Passes by, oh, Sherlock's up ♪ ♪ Oh, Sherlock's down
Muhteşem Sherlock Holmes kıramadı mı bu kodu yoksa?
What, the great Sherlock Holmes couldn't crack it?
Ben Sherlock Holmes. Evet, sağ ol.
This is Sherlock Holmes.
Sherlock?
Sherlock?
Sherlock.
Sherlock.
Etkileyici, Sherlock.
Impressive, Sherlock.
Başıma Sherlock Holmes kesildin.
0h, poor man's Sherlock Holmes,
Sherlock Holmes.
Sherlock Holmes.
Sherlock'un abisiyim.
I'm Sherlock's brother.
Bina babanın Sherlock, kime isterse ona verir.
It's his building, Sherlock. He can do whatever he wants.
Sherlock'un sana benden bahsetmemesi çok ilginç.
It's funny that Sherlock's never mentioned me to you.
Yapmak istediğini yaptın sen Sherlock.
You did what you wanted, Sherlock.
Sersemlemiş durumdayım Sherlock.
I'm jet-lagged, Sherlock.
Sherlock ile aramızda farklar olabilir ama hâlâ bir aileyiz.
Sherlock and I may have our differences, but we're still family.
Ama bana sorarsan Sherlock son bir kez beraber çalışabilmeyi çok ama çok isterdim.
Personally... what I would prefer, Sherlock, is that if you and I could work together just one last time.
Sherlock'u gördün mü?
Um, have you seen Sherlock anywhere?
- Sherlock'un arkadaşı yoktur.
He's a friend. Sherlock doesn't have friends.
Sherlock, kendisi olmaya bağımlı olmuş artık.
Sherlock is addicted to being himself.
Üstümü değiştirip Sherlock'un yanına gideceğim.
Uh, I'm gonna get dressed, and, uh, I'll go meet him.
Hanımefendi, kusura bakmayın ama Sherlock'u biraz yalnız bıraksanız olmaz mı?
Uh, miss, no offense, but could you give him a little bit of space, please?
Ben dün Sherlock'a egzersiz yaparak zayıfladım derken yalan söylüyordum.
I, um... lied to Sherlock yesterday when I told him I'd lost weight via exercise.
Hayatta pişman olduğum tek şeyin Sherlock'la olan ilişkimin hali olduğunu anladım.
It dawned on me the one regret I have in life was the state of my relationship with Sherlock.
Belli ki Sherlock'un arkadaşısın.
You're obviously Sherlock's friend.
Daha önce de dediğim gibi Sherlock'un hiç arkadaşı olmamıştır.
As I mentioned, Sherlock's never had any friends.
Sherlock Holmes'ün nasıl arkadaşı olunur onu öğrenmek istiyorum.
I want to know... how does one become Sherlock Holmes'friend?
Kavga etmeyeceğiz Sherlock.
We're not gonna fight, Sherlock.
Sherlock Sherry.
Sherlock Sherry.
Sanırım "Sherlock Homo" tam on ikiden vurdu.
I believe Sherlock Homo hit the nail on the head.
- Burada işler farklı yürüyor.
- It's different down here. - No shit, Sherlock.
Hadi ya, cidden mi Sherlock?
Nobody would go on the record, but it's a lot of money.
Ne kadar fazla?
No shit, Sherlock.
Olayı aydınlatmak için hangi Sherlock Holmes numarasını yapman gerektiğini bilmiyorum.
You, I don't know what you'd do to Sherlock Holmes this thing.
Sherlock ara sıra beni sınav yapıyor.
Sherlock quizzes me sometimes.
- Evet, hepsini Sherlock inşa ediyor.
Cute. Yeah, Sherlock builds it.
- Sherlock Holmes.
Sherlock Holmes.
Ben Sherlock Holmes.
My name is Sherlock Holmes.
Sherlock Holmes'u şu kapıdan her an bekleyebilirsin.
Half expect to see Sherlock Holmes come through the door.
- Sherlock'u arıyorsan alt katta.
If you're looking for Sherlock, he's downstairs.
Biliyorum Sherlock.
I know, Sherlock.
Sherlock hayranına da bakın.
Oh, a Sherlock fan.
Sherlock Holmes.
Yes. Sherlock Holmes.
Yan, Sherlock Holmes'ü unutması epey zor.
I mean, Sherlock Holmes is pretty hard to forget.