Sherrif перевод на английский
52 параллельный перевод
Anlaşmada bunun olmadığını biliyorum, ama artık buranın Sherrif'i sensin.
I know the agreement, it includes this, But somehow, you're here now the Sheriff.
Sen kederli genç kız ben de seni kurtaran cesur şerif!
You act indifferent, and I'm the heroic sherrif who rescues you!
Yemeğiniz şerif!
The food, sherrif!
Resmi olarak, Terrance ve Phillp'i sonlandırarak yerine baş rollünde Suzanne Sommers'ın oynadığı, She's the Sherrif'i koyuyoruz.
We will be taking Terrance and Phillip off the network and replacing it with She's the Sheriff, starring Suzanne Somers.
İyi atış, Sherrif.
Nice shot, Sheriff.
- Nereye gideceksin, Sherrif?
- Where are you gonna go?
- Ben, Sherrif.
- Hey, it's Sheriff.
Şehre geldiği zaman Sherrif'i bulmanı mı söyledi?
Did he say to look up old Sheriff when you got to town?
Sherrif. Sen ve Tony Penang'tan ayrıldığınız gün bir adam sizin kiraladığınız bisikleti aramaya gelmiş.
Sheriff, the day you and Tony left Penang, a man came looking for a bike you guys had rented.
Sherrif. Lewis'in satıcı durumuna düşmemesi için, sen ve Tony Penang'a geri gidip sorumluluk payınızı üstlenmelisiniz.
Sheriff, in order for Lewis not to be considered a dealer, you and Tony have to fly back to Penang and accept your share of the responsibility.
Ya Sherrif geri dönmeyi kabul ederse...
But if Sheriff agrees to go back...
Şimdi Sherrif'le akşam yemeğine çıkacağım.
I'm about to have dinner with Sheriff.
Merhaba, Sherrif.
What's up, Sheriff?
Sherrif, bu olay hayatını mahvetmene neden olabilir.
Sheriff, this is gonna follow you around the rest of your life.
Sherrif, beni dinle, tamam mı?
Listen to me, OK?
Sherrif, benim hakkımda ne düşünüyorsun?
Oh, Sheriff, what do you think about me?
Sherrif.
Sheriff.
Hemen buradan defol git, Sherrif.
Get the fuck out of here, Sheriff.
- Sherrif. Burada.
- Sheriff is here.
Sherrif, bu Kerrie. Nişanlım.
Sheriff, this is Kerrie, my fiancée.
Dinle Sherrif...
Listen, Sheriff...
Lewis'in kendi hücresi var, Tony'nin de olur, ve dönerse Sherrif'in de.
Lewis has his own cell, as would Tony, and Sheriff if he goes back.
Pekala, Sherrif.
Right, Sheriff.
Ve Sherrif isimli bir kaynak arıyorum.
And I'm looking for a source called Sheriff.
Sherrif?
Sheriff?
Yapma, Sherrif.
Come on, Sheriff.
Sherrif!
Sheriff!
Sherrif, seninle bir saniye konuşabilir miyiz, lütfen?
Sheriff, can I talk to you for one second? Please?
- Bu Sherrif mi?
- Is that Sheriff?
Sen söyle, Sherrif?
You tell me, Sheriff.
Sherrif, orada mısın?
Sheriff, are you there?
Sherrif, ben büyük bir adamım.
Sheriff, I'm a big boy.
- Sherrif?
- Sheriff?
Sherrif?
Sheriff.
Ona nasıl güveneceğiz, Sherrif?
How are we going to trust her, Sheriff?
Dinle beni, Sherrif.
Listen to me, Sheriff.
Ne, Sherrif?
What, Sheriff?
Hemen uçağa bin, Sherrif.
Get on the plane, Sheriff.
- Ama hiç şansın yok, Sherrif.
- You don't have any chances, Sheriff.
- Sherrif!
- Sheriff!
Haydi, Sherrif?
Come on, Sheriff.
- Şerif, arama izniniz var mı?
Sherrif, you got a warrant?
Şerif sen?
Sherrif?
- Teşekkürler Şerif.
Thank you, Sherrif.
Partiye hoş geldin, şerif.
Welcome to the party sherrif.
Yeni şerif.
The new sherrif.
- 51. Bölge'de yetkin yok.
No can do, Sherrif.