Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Shoot

Shoot перевод на английский

44,590 параллельный перевод
Söyle.
Shoot.
Hay aksi!
Oh, shoot!
♪ İlköğretim 5x07 ♪ Bang Bang Shoot Şut Kasım'daki Orijinal Hava Günü
♪ Elementary 5x07 ♪ Bang Bang Shoot Chute Original Air Date on November
Sadece bir tüfekle yeterince iyi bir insan tanıyorum Bennett'i havadan fırlatmak için, Ve beni öldürecek kadar çok nedeni var
I only know one person good enough with a rifle to shoot Bennett out of the air like that, and she has just as much reason to kill me as she did to kill Bennett.
Bir adamı gökyüzünden atmak için mükemmel bir silaha benziyor.
Looks like the perfect weapon to shoot a man out of the sky.
Söyleyin, haklısın - geçen gece sinsice sokmadın Bennett Nealy'ı vurmak için - hala hafta sonu iznini alırsın, değil mi?
Say you're right- - you didn't sneak out the other night to shoot Bennett Nealy- - you still get weekend leave, right?
Ateş etmeyi, gizlemeyi, Hedefini tutmak için.
He learned to shoot, to hide, to stalk his target.
Silahı vurabilirsin- - Kimse duymaz.
You can shoot a gun down here- - nobody'll hear it.
Porscha'yı, Çavuş Blake'i vururken gören görgü tanığı.
He's the eyewitness who saw Porscha shoot Sergeant Blake.
Ryan karısını vurmadı.
Ryan didn't shoot his wife.
- Vurmayın!
- Don't shoot!
Vurmayın!
Don't shoot!
- Seni neden vuralım ki?
- Why would we shoot you?
Çünkü sizi vuracağımı sanıyorsunuz.
Because you think I'm trying to shoot you.
Onlardan birini harbiden vurdu.
He did just shoot one of'em.
Vurmayın, benim.
Whoa, hey-hey, don't shoot, don't shoot, it's me.
Biraz atış talimi yapmak isteyen var mı?
Hey, who wants to shoot something?
Onları vuracak.
He's gonna shoot them.
Onları vuracağını sanmıyorum.
I don't think he's gonna shoot.
Elçiye zaval olmaz.
Don't shoot the messenger, all right?
Tamam, söyle.
- Yeah, shoot.
Lütfen, ateş etme.
Whoa, whoa. Please, don't shoot.
Zavodovski adasındaki çekim için yapılan gezi bütün serinin içindeki en zor olandı.
The expedition to film on the island of Zavodovski was the most intrepid shoot of the series.
Yüksek basınçlı su roketi fırlatır gökyüzüne doğru yükselmesine neden olurdu.
High-pressure water would shoot out of the rocket and send it soaring into the sky.
Beni burada mı öldüreceksin?
You just gonna shoot me right here?
Mac, bırak da vurayım şu adamı, lütfen!
Aah! Mac, just let me shoot him, please!
Bir daha sor da iki tanesini vurayım.
Ask again and I'll shoot two hostages.
Nasıl ateş edileceğini bilmiyorum.
I don't know how to shoot.
Ateş etme!
Don't shoot!
Wolf, ateş etme!
Wolf, don't shoot!
- Ateş etmeyin, sakin olun.
Don't shoot, be calm.
Ateş etmeyin!
Do not shoot!
Ve ateş et!
And shoot!
- Şimdi de kuzenini vuracaksın
- And now you'll shoot your cousin
- Hadi durma ateş et
- Go on and shoot, don't wait
- Ateş et
- Shoot
Ateş etmeyin, biz Amerikalıyız!
Don't shoot, we're Americans!
Eğer gerçekten kimseyi vuramazsam?
What if I can't actually shoot someone?
Yok artık! Beni Mark mı sandın?
Shoot.
Nightingale'i de soracaktım, tabi Bay Sanders'ı sorduktan sonra. Kendisi bu arada bir içki dükkanını basıp beş kişilik aileyi öldürecekti.
I had every intention of asking my future self about the Nightingale after I asked about Mr. Sanders, who was, by the way, about to shoot up a liquor store, killing a family of five.
Radyo kulelerini mi devirecek orayı ateşe mi verecek?
He's gonna knock over a radio tower, shoot the place up?
Ateş etmeyecek.
He's not gonna shoot.
Asker arkadaşının Vegas'ta bana ateş etmesine engel olmuştun, çünkü biz hala arkadaşız, Rufus.
You wouldn't let your soldier pal shoot me in Vegas, because we're still friends, Rufus.
Tanrım, Iütfen ateş etme, etme!
God, please, don't shoot... don't!
Tekrar yapardım, hatta Anthony'i bile vururdum.
I'd do it again, probably shoot Anthony.
Gözlerinden ve kıçından çıkan yeşil lazerle herkesi vuracak.
He's gonna kill everyone with green lasers that shoot out of his eyes and out of his butt.
- Ateş etmeyin.
- Don't shoot.
Ateş etmeyin!
Don't shoot!
- Lütfen bizi vurma.
Yeah, so please don't shoot us.
- Lütfen bizi vurma.
- Melissa? - Please don't shoot us.
Hadi be.
Oh, shoot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]