Sighs перевод на английский
8,853 параллельный перевод
Kusura bakmayın. Bir saniye...
[phone rings ] [ sighs] sorry, guys, one sec.
Antonio bunun büyük bir istek olduğunun farkında.
- [sighs] - antonio knows it's a big ask,
ATF'den şüphelendiler.
[sighs] They're worried about ATF.
- Hayır...
[sighs] - No...
Ama burada güvende gibiyiz.
A-BOMB : ( SIGHS ) Well, I think we're safe up here.
Madem bu sersemler bana yardım etmiyor ben de kendim yaparım.
( SIGHS ) If these jerks aren't gonna help, I'll do it myself.
Tabi Lider bir yolunu bulup her şeyi silmezse.
( SIGHS ) Unless the Leader gets his way and unwinds all of time and space.
Sadece geri dönmesini istiyorum.
[sighs] I just Want her back. Okay.
Baba.
[sighs] Dad.
Tamam.
[sighs] Okay
Devrim niteliğindeydi.
Such a good movie. [sighs] It was a revelation.
Bir araya ihtiyacım var. Bir saniyen var mı?
[sighs] I need to vent.
Böylece kendini rahatlatırsın.
[sighs] I have not.
Biz müziği değiştirebilir miyiz? - Bunu...?
[Sighs]
Bunu atlatmanın tek yolu bu.
[Sighs] The only Way out is through.
Ve olmadı.
[sighs] And it didn't.
Tamam...
Okay... ( Sighs )
Tamam.
( Sighs ) Okay.
Yani...
( Sighs ) So...
Callie...
( Sighs ) Callie...
Brandon, ben... neredeyse 17'dimdeyim ve hiç güzel anım yok gibi.
Brandon, I'm... ( Sighs ) Almost 17 and I don't have any good stories.
Tekrar geleceğini sanmıyorum?
( Sighs ) I don't suppose he's come back in?
Aman Allahım.
( Sighs ) Oh, my god.
Mariana buraya gel!
( Sighs ) Mariana, get in here!
Tanrıya şükür!
( Sighs ) Thank god!
Oldukça yorgunum.
( Sighs ) I'm pretty beat.
Ne söyleyeceğiz?
( Sighs ) What're we gonna say?
Açıkcası... yeni tamircimiz, evliliğimizde sorunlar olduğunu düşünüyor.
( Sighs ) Honestly, um... our new contractor seems to think our marriage is in trouble.
Bir daha gelmeyeceğini sanıyordum.
( Sighs ) I thought you'd gone for good.
'Bir tane alırsan, ikincisi bedava.'dedi Ellie.
Ellie said. ( SIGHS )
Beni yenmene izin vermek.
Letting you beat me. [Sighs]
Kahramanca şeyler yapmak eğlenceli ama bu, bu gece beni size kitap okumaktan neredeyse alıkoyuyordu.
[sighs] Doing hero things is fun, but it almost kept me from reading to you tonight.
Tamam, pekâlâ.
[sighs] Okay, fine.
SIGHS
SIGHS
Hop, hop, hop.Hoop!
[sighs ] - [ shouts] - Whoa, whoa, whoa.
Robin. nasıl olsa hepsi varsayımsal.
- [Sighs] - Robin, it's all hypothetical, anyway.
Ailesinin evindeki yeni yıl partisinde.
Uh, uh [Sighs] at a Christmas party at his parents'house.
Bu alışık olduğum bir şey değil.
[Sighs] Um, it's, um, not what I'm used to.
Bazı şeyler hiç değişmiyor.
Who you calling clumsy? ( SIGHS ) The more things change, the more they stay the same.
Ama seninle ilgili gayet açık olan bir şey varsa o da kendine biraz fazla güvenmen.
But if there's one thing that's totally obvious about you, it's that you're... you're [Sighs] overconfident.
- Capp, durum ne?
[sighs ] [ dramatic music] Capp, what's the status?
Kabul etti.
[sighs] He's in.
Yine mi ya.
HULK : ( SIGHS ) Not again.
Peki.
( SIGHS ) Fine.
Callie...
Callie... ( Brandon sighs )
Hepsi bu.
[Sighs] And that's it.
Bizim çifte cinayet üç oldu.
[Sighs] Our double just became a triple.
- Teşekkür ederim.
[Sighs] Thank you.
Hayır, değilim.
[sighs] No, I'm not.
Yapma, Trace.
[Sighs] Come on, Trace.
İşte geldi.
Man : [Sighs] There he is.