Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Sight

Sight перевод на английский

12,131 параллельный перевод
Burada daha önce ne varmış, kim girip çıkıyormuş bak. 1995-2005 yılları arasında suç mahalli çevresinde yaşayan veya çalışan herkes hakkında bilgi istiyorum.
Find out what was here before, who had access to it, the details of everyone who lived or worked within sight radius of the crime scene, 1995-2005.
Yağmurlu bir günde Seung Min yalnızca görme yetisini değil kelimelerini, mimiklerini, öfkesini, neşesini, canlılığını da yitirdi.
On a rainy day, Seun-Min not only lost his sight... Words, expressions, anger, humor, energy.
Seung Min görme yeteneğini kaybedişinden on iki gün sonra aile üyesi sonunda baş gösterdi.
On the 12th day since Seung-Min lost his sight, finally his family member showed up.
Ama isimsiz bir ihbar yetkililere ulaştı Brooklyn'de bir apartmanda görünüşü göre Yusuf Qasim'ın olduğu başka bir isimle gözönünde oldu.
But an anonymous tip led authorities to a Brooklyn apartment where Yusuf Qasim has apparently been hiding in plain sight under an assumed name.
Mara seni nasıl görür görmez öldürmedi bilmiyorum. Audrey'nin bedenini yine ele geçirecek. Çünkü onun etini kemiklerinden ayırıp...
How Mara didn't kill you on sight, I have no idea, and she's still going to get out of Audrey's body, because she'll rip the flesh off her bones...
Kalbimizi sevgiyle dolduran Babamız Seung Chan'ımız ülkemizin en iyi ulusal kanalı olan KBS'de -
Heavenly father... our Seung Chan got hired to work at KBS. The best sight-seeing station...
Pasiphae'nin adamları dışarıda gördüğü herkesi öldürüyor.
Pasiphae's men are out there killing anyone on sight.
Yıkıl karşımdan!
Just get out of my sight!
Ama sen kehanetin hakiki hediyesine sahipsin.
But you have the true gift of second sight.
Yetenekli biriyle kimse dalga geçmemeli değil mi küçük hanım?
Shouldn't one laugh at the sight of bright, young confidence?
Sana kutsal babamız, çocuğunu naçizane emanet ediyoruz. Senin gözünde çok değerli olan.
To you, gentle Father we humbly commit this child, so precious in your sight.
Kutsal babamız size çocuğunu naçizane emanet ediyoruz. Senin gözünde çok değerli olanı.
To you, gentle Father we humbly entrust this child, so precious in your sight.
Şimdi bu çizgiden nişan al ve buradaki iki çizginin arasını nişanla.
Now you're gonna line this sight up in between these two sights back here. - Okay.
- Maskesinin altında bir şeyler saklıyor.
Well, he's hiding in plain sight.
Müstakbel arkadaşlarımızın cinsel organlarıyla doğrudan bir görüş sağladığımız zaman arka giriş tarafından seks yapmayı tercih etmişiz. Ya da senin deyiminle "arkadan vermeyi".
We used to have a direct line of sight to the genitalia of our prospective mates, creating an obvious preference for rear-entry sex, or, as you say, giving it from behind.
Gördüğün gibi çoğu cevap gözümüzün önünde saklı.
You see, most solutions, they hide in plain sight.
Bir iş gününün sabahında elinde silahla dolanan bir kadından başka kalbi böyle hızlandıracak ne olabilir ki?
Nothing quickens the pulse at the start of a day's work like the sight of a lady with a pistol.
Evden neredeyse her yönü açık şekilde görebiliyorsunuz.
From the house, there's clear lines of sight in almost every single direction.
Pythagoras'ı gorur görmez b " r haberci gondenn
As soon as you have Pythagoras in sight, dispatch a messenger without delay.
Zafer sîzindir hanımım
Victory is within sight, my Lady.
Benim Majesteleri bugün sizi affediyorum, seni yeniden burada görmeyeyim!
I'll spare you today, but stay outta my sight!
Gördüğün yerde vur onu.
Shoot her on sight.
Saha anlayışını kaybetmişsin.
You've lost sight of the field.
Getiriliyor Ne bir manzara, sen mewl ve inilti izlerken.
What a fetching sight, watching you mewl and moan.
Nadiren onun görme bırakır.
It rarely leaves her sight. Then where?
Hayat olmayan bir beden, görmeyen gözler... bu ateşe fısıldayın, yeriniz bu gece.
Body without life, eyes without sight, whisper to this flame, your place this night.
Onu vuracaklar görür görmez.
They're gonna shoot him.. ... on sight.
Nasıl tanıştınız?
Was it love at first sight?
Doğru bir savaşçı görme yetisine ihtiyaç duymaz.
'A true warrior has no need for sight.'
Babam kendi idrarının birikintisi içinde, elinde biraz viski ile sarhoştu. Ortada Sidewinder yoktu!
I saw my dad laid out in a puddle of his own piss with a fifth of Beam in his hand, no Sidewinder in sight!
Çünkü bir daha ki sefere seni görmeye tahammül etmem mümkün olmayacak.
Because the next time I see you, the next time I will be able to even tolerate the sight of you,
- Çekil ya yanımdan!
Get out of my sight!
"Masum kanı, masum kanı döktüğü zaman, gökyüzü ayrışacak ve gündüz geceye dönecek, ve seçilmiş kişi görüş hediyesini verecek."
"When innocent blood sheds innocent blood," the heavens will part, and the day will turn to night, "and the chosen will be given the gift of sight."
Belki de son yakındır.
Perhaps the end is in sight.
Sadece bizimkiler gözler önündedir.
Just ours are in plain sight.
Odana git, göz önünde dikilme.
Get to your room. Stay out of sight.
Açık tenli bir kadının vücudundan kan akması bütün görüntülerin en estetiğidir.
A fair woman bled dry is the most aesthetically pleasing sight of all.
Tez kellesi vurula!
I want him shot on sight. Bang!
Bir içimlik susun Jezebe.
Jezebel, you're a sight for sore eyes.
Ash kendi içine bakabilmen için kör olman gerekir.
Ash... the key to look inside yourself is to see without sight.
- Gözümün önünden götürün.
- Get her out of my sight.
Sokaklar göz önünde saklanmış olacak. - 22, 23...
This street's going to be hiding in plain sight.
- Hayır, bilmiyorum.
- with the sight of the first crying child and you know it. - No, I don't.
Herkes kendi güvenliği için, .. alanı boşaltsın.
Everybody clear the sight for your safety.
İki deneği gözünün önünden uzaklaştırıp diğerlerini riske atmak sürecin bir parçası mı peki?
Letting two test subjects out of your sight and putting others at risk... Is that part of the process?
Çok tehlikeli, gördüğünüz yerde vurun!
Dangerous, orders on sight!
Hatırlardan çıkmayacak hale getir bunu.
Make this one a sight for deep memory.
Şartlı tahliye memuru öğrense Charlie gözünden uzakta rehabilitasyon merkezinde olur.
If his parole officer found out, Charlie would be in a halfway house, out of your sight.
Seni ilk gördüğüm andan beri gözümün önünden kaybolmana izin vermek istemediğimi biliyordum.
Well, from the moment I first saw you, I knew I didn't want to let you out of my sight.
# Dick Flood - Out Of Sight Out Of Mind # - Merhaba.
Mm-hmm.
Devlet kanalı baba.
The best sight-seeing station...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]