Singer перевод на английский
3,913 параллельный перевод
Siyahi bir şarkıcısın nereye gidersin?
Let's reverse engineer this. You're a black singer, where do you go?
Bakın, Rebecca Duvall hiçbir zaman opera şarkıcısı olamayacak.
Listen, Rebecca Duvall is never gonna be an opera singer.
Neden onlara şarkıcı olduğumu söyledin ki?
Why would you tell them I was your singer?
Dansçı, şarkıcı.
Dancer, singer.
Bana, sevdiği bir İngiliz grubun şarkıcısından gelmiş mektubu gösterdi.
He showed me a letter from a famous singer from a British colony who liked the band :
- Annemin adı Sharon Singer.
- My mama's Sharon Singer.
Sevdiği spor, şarkıcı, aktör, hobileri ve benzeri...
Favorite sports, singer, actor, hobbies, et cetera. XPECTED SEX - SERT DURING INTERCOURSE
Bunu 90'ların RB şarkıcısı gibi peltekçe söylemen gerekmez mi?
And you have to say it like a'90s RB singer with a lisp?
Eskiden şarkıcıydım.
I used to be a singer.
Büyük bir şarkıcı.
A great singer.
Tanınmış ve iyi bir şarkıcı.
Great singer... Good singer.
Hayır, Cher bir bölge, şarkıcı değil.
The Department, not the singer.
Şarkıcı olmayı düşünmez misiniz?
Are you interested in becoming a singer?
Hwang Pipi nihayet gerçek bir şarkıcı olacağım!
Hwang Pee Pee, I'm finally gonna become a singer!
Ne şarkıcısı be?
Singer my ass
Annemin hayali şarkıcı olmakmış. Haline baksana.
Mom's dream was to be a singer but look at her now
Bayan Lee, şarkıcı olmak zorunda mısın?
Ms. Lee, do you have to be a singer?
Şarkıcı olmayı gerçekten çok istiyor olmalısın.
She must have desperately wanted to be a singer
Bilmiyor muydun? Hayalim şarkıcı olmaktı.
Don't you know that my dream was to be a singer?
Karısının yer aldığı grup, piyasaya seksi dansçılar kisvesinde çıkıyor.
Her group just released an album and will debut as sexy singer-dancers
Demokratik bir ülkede şarkıcı olmak sorun olmayabilir.
In a democratic country, being a singer may not be a problem
Hwang'ın karısı bir şarkıcıymış. Ve ajansın müdürü ile ilişkisi varmış.
Hwang's wife is debuting as a dance singer and is having an affair with her company's representative
Karımın hayali şarkıcı olmak. Dans eden bir şarkıcı...
My wife's dream was to be a singer A dance singer
Burada şarkıcı yakışıklı barmen Yakuza, Gay...
There's idol singer, bar host, yakuza, gay,
Ve Murdo, şarkicisi Krypton Krax,
And Murdo, the singer of krypton Krax,
Sen de mi şarkıcıydın?
You were a singer?
Bir de kendine şarkıcı mı diyorsun?
And, you call yourself a singer?
Şarkıyı çok kötü söylediğim için bana gülerdin.
You used to tease for being a terrible singer.
Solist hoşmuş...
Lead singer's kind of cute...
Sen şu solist sendromu ile uğraşan çocuksun.
You have got a textbook case of lead-singer syndrome.
Siz o şarkıcısınız. Shawnee Baker.
You're that singer, Shawnee Baker.
Alex'in harika şarkı söylediğini biliyor muydun?
Because we haven't gone to church in nine months. Did you know that Alex is a wonderful singer?
- Evet, şarkıyı söyleyen kişisiniz.
Right. The singer. You're the one who sings.
Gerçek hayalimin peşinden koşmam gerek. Şarkıcı-şarkı yazarı-gösteri adamı olacağım.
I need to pursue my real dream, to be a singer-songwriter-entertainer.
Sen muhteşem bir şarkıcısın.
You're a terrific singer.
Ayrıca Karl Singer balıkçılıkla uğraşıyor.
And Karl Singler is - is a fisherman.
O RB şarkıcısı.
He's an RB singer.
Trenton'da arkadaşım Marty Singer var, aynısını ilk kurban için de yaptırdım.
I had my friend Marty Singer over in Trenton do the same with the first vic.
Mario, sen de harika bir şarkıcısın. Bana ilham veriyorsun, seni gerçekten çok seviyoruz.
Mario, the reason you're here in the bottom three is, again, you're a fabulous singer, you're very inspirational, we really do love you.
Ve bir gece kulübünde şarkıcı. yani benim seviyemin üstünde birisi olduğunu anladım, ama o bana karşı çok iyiydi.
And she's a singer at a nightclub, so I figured she was out of my league, but she was really nice to me.
Chuck Sandy, geçen geceki şarkıcı bayan.
Chuck is Sandy, the lady singer from the other night.
Hala profesyonel bir şarkıcı olmanın hayalini kuruyorum.
I still dream of becoming a professional singer.
Grubumda arka vokallik yapıyor.
She's a backup singer in my band.
Arka vokale mi?
A backup singer?
O, kulübün birinde tavladığım bir şarkıcı.
She's a singer I picked up in a club.
Lily bu işin erbabı olmaya başladı.
Lily has become a studio singer.
Lily, bu hafta stüdyoda kendini geliştirmeye devam ettin ve tam bir stüdyo sanatçısına dönüştün.
Lily, in the studio this week, again, you just continue to grow, and you've turned into a great studio singer. Thank you.
Şarkıcı grubu terk ediyor ve grubun kalanı Gömülmüş Çocuklar olarak devam ediyor.
The singer leaves and the rest of the band become The Buried Boys.
Pelletier Kutsal Topraklar'dayken, annenizin gezgin bir balat ozanıyla fuhuş yaptığını söylüyorlar.
They say your mother whored herself with a passing ballad singer while Pelletier was in the Holy Land.
Orada muhteşem bir şarkıcı, söz yazarı sahne alıyor.
There's this amazing singer / songwriter playing.
Kaynaklar tarafından kardeşleri ile yıldızlığa yükselen sorunlu şarkıcının kokain bağımlılığı ile sorun yaşadığı söyleniyor...
Sources say the troubled singer, who shot to stardom with his brothers, struggled with addiction to crack cocaine...