Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Sink

Sink перевод на английский

4,387 параллельный перевод
Daha ne kadar seviyeyi düşürebilirsiniz?
How low can you sink?
Nick, lütfen lavaboya kızgınlık tamiri yapma.
Nick, please do not angry-fix the sink.
Jess, lavabomla uğraşacaksan en azından koruyucu gözlük tak.
Jess, if you're gonna mess with my sink, put some goggles on.
Hadi içelim ve lavaboyu parçalayalım.
Let's just drink a bunch and destroy the sink.
"Sana bulaşıkları lavaboya koy dedim!"
"I said,'Put the dishes in the sink."'
Ama zihnim bunu "Sen ve baban lavaboda sikimi emin!"
But in my mind, what I heard was, "You and your dad can suck my dick in the sink."
- Bu lavabo çok büyük.
This sink is far too big.
Sen içine sonu iyi olacak diye doğduğu için 50 milyon dolar harcayacaksın.
You are ready to sink $ 50 million into maintaining a good vibe.
"Bacakları tam diş geçirmelikti."
" They were the kind of legs you could sink your teeth into.
Yalnız başıma batamam.
I can't sink alone.
Tek istediğim Quahog'un yarısını okyanusun dibine batırabilmek ve evimi deniz kenarı yapabilmek için bir fay hattına füze yollamaktı.
And all I wanted was to fire a missile into a fault line to sink half of Quahog into the ocean and make my real estate waterfront.
Şimdi tabağı alıp mutfağa yürüyorum tabağı lavaboya koyuyorum.
Now I've got to pick up the plate, walk back to the kitchen, put the plate in the sink.
Lavaboda bir sürü elma var.
There's a bunch of apples sitting out in the sink.
Gelin ve onun kalbine bir ok fırlatın!
Step right up and sink an arrow into her heart!
Gerçekten batacağını düşünmemiştim hiç.
I never-never thought it would actually sink.
Lavaboda buldum onu!
I found it in the sink!
Lavobonun altında.
They are under the sink.
Sonra da Delroy'u alıp bataklığa atacağız.
Then we're gonna take Delroy and we're gonna sink him in that slurry pond.
Banyo küvetinden çıkıyor pislikler, lavabo- -
It's coming out of the bathtub, the sink...
Karanlığa batarken O'nun ismini bağır.
As you sink into the darkness - call out His name, see if He replies.
Sonra kendi çocuklarıma annelik yapma zamanım geldi. Ronnie'nin kendi başına ya işleri halledip ya da batması gerekti.
And then I got to a place where I had to parent my own kids, and Ronnie had to sink or swim on her own.
Bakın, gizli bir dedektif olmak istememin kulağa ürkütücü geldiğini biliyorum ama insan doğasının üzerimde endişesi var, sanırım içimdeki enerji ve coşkuyla başlamam gereken bir şey.
Look, I realize announcing that I want to be a private eye sounds a little sketchy, but with my natural distrust of human nature, I think this is something I could really sink my teeth into.
Benim de bir şeye derhal başlamam gerekiyor ve aklımı televizyondan başka şeye bile veremiyorum.
[Chuckles] I could sink my teeth into anything right now, and I can't even distract myself with TV. It's Tuesday night.
İçerde ağzına kadar dolu bir çamaşır sepeti var. Lavaboda da tıraş bıçağı.
There's a hamper full of laundry and a razor in the sink.
- Lavaboya mı işeyeyim?
- Pee in the sink?
Şu kurbağa yavrularını lavaboadan alıp göle atar mısın?
Can you get those tadpoles out of the sink, put'em in the pond?
Ama bir yıl sonra, eleman lavabonun atında Xbox'unu arıyor olacak.
But a year from now, he'll be crawling under the sink looking for his Xbox.
Ve lavaboda benimkine çok benzeyen gerçek saçlar gördüm yani bazı sorularım olacak.
And I saw actual hair that looked a lot like mine on my side of the sink, so I have some questions.
- "Çocuk yer değiştirmiş, lavabonun altında bir örnek bulmuşlar."
The boy moved, they found a sample under the sink. "
Evet ama dün gece, mutfakta ilaç şişesinin kapağını açarken, elimden kaydı ve hepsi evyedeki suya düştü.
Yeah, there were, but last night I was taking them at the kitchen sink and I dropped the bottle with the cap off and they all fell in the water and they...
Lavaboyu sen mi tıkadın, Nige?
Did you block the sink, Nige?
Bu benim lavabom, bu benim ızgaram bunlar benim, senin olduğun fotoğraflarım...
That's my sink, this is my grill, these are my pictures of you...
John Winchester'ın her şeyi iyileştiren tavuk güveci.
John Winchester's famous cure-all kitchen-sink stew.
Daha hafif buz ve su kristalleri artı yüklenip yukarı taşınırken daha ağır, eksi yüklü kristaller dibe çökerler.
The lighter ice and water crystals become positively charged and are carried upwards, while the heavier, negatively charged crystals sink to the bottom.
Düşerken kafamı lavaboya çarptım sanırım.
I think I hit the edge of the sink as I went down.
Kılıcını kabzasına kadar içime geçirebilirsin, istersen.
You could sink your steel into me - to the hilt - if you wished.
Pekâlâ, bildigin gibi burada seni batirabilecegimiz bir nehir yok. Ama kiri iyice temizledik.
All right, as you know, we don't have a river to dunk you in, but we cleaned out the muck sink.
Bana bir adamın ne kadar derine batabileceğini hatırlatıyor.
It reminds me of the depths to which a man can sink if he lets himself.
Makat bezini yandaki lavaboya bıraktım.
I have left anus cloth next to sink.
Onu banyoda gördüm lavaboya bağlanmıştı.
I saw her in the bathroom... tied to a sink.
Yorganı hep kendi tarafına çekmesine kirli bulaşıkları evyede bırakmasına ve seçimlerde hile yapmasına sinir oluyorum, mu diyeceğim?
That... that it really gets under my skin when he does things like... like steal the covers, and he leaves dirty dishes in the sink, and he rigs national elections!
Normalde kukularımızı açıp lavabo önünde sıraya gireriz ama iş yok.
Usually we put the potatoes nude lined up in the sink, but we are short.
Yani, arada bir mutfak lavabosunda kirli tabaklarımı bırakır mıydım?
I mean, did I occasionally leave a dirty dish in the sink?
Ve mutfağa gitti zulamı lavaboya atmak istedi ve ben ona yalvardım.
And she went to the kitchen... to dump my stash in the sink and-and I... I begged her...
İzlemek istiyorsan gafil konuşmalardan kaçın.
You want to watch it - loose lips sink ships.
Kayığın içine su doluyor?
What now? It's starting to sink.
Lavaboda.
In the sink.
- Sonra lavaboda yıkadı.
Rinsed it off in the sink.
Metamfetamin laboratuvarındaki kanda DNA buldum.
I got DNA on the blood from the meth lab sink.
- Lavabo pompasıyla yumurta çırpıcısı mı?
What, a sink plunger and an egg whisk?
At gitsin.
Slide it all in the sink.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]