Sky перевод на английский
13,124 параллельный перевод
Hava dalışı, gökyüzünde düşen bir uçaktan atlayan insanların kendilerini kurtarma yolu olarak başlamıştır.
Skydiving, it started as a way to save your ass when you got out of a plane that was falling out of the sky.
Güneş ufkun altında uyurken, dünya ters yüz oluyor.
The sun sleeps below the sky, and the world turns upside down.
Denizaltıların daha güvenli olduğunu biliyoruz çünkü sudaki uçaklar, havadaki denizaltılardan daha fazla.
We know subs are safer because there are more airplanes in the water than submarines in the sky.
Neden bir denizaltı havada olsun ki?
Why would a submarine be in the sky?
Sanki ölmüşüm de uzayda harika.. .. bir cephaneliğe gitmişim gibi.
- It's like I've died and gone to a giant, beautiful armory in the sky.
Filo Üçle onları havada patlat!
Squadron Three, blast them out of the sky!
Bu kaydı dinlerken gökyüzüne bak.
If you already listened to the whole tape, just look up at the sky.
O zaman sevdiğim kız olan senle aynı gökyüzüne baktığımı bileceğim.
Then I will know I'm looking at the same starry sky as the girl I like.
Sen ve Agatha her şeyin sonunun geldiğini söylüyorsunuz.
You and Agatha are the ones saying the sky is falling.
232 numaralı uçuşun uçağı havadaki diğer tüm uçaklarla aynı hızda ilerliyor ama iki kat fazla yakıt tüketiyor.
Okay, Flight 232 is traveling at the same speed as every other jet in the sky, but there's two times the amount of exhaust.
Uçak gökyüzünden düşmeden önce 67 dakika var.
We have 67 minutes before that plane drops out of the sky.
- Üs ve bir kaç kilometre etrafı aktif savunma sistemi olarak kullanılan çevresel mikrodalgalarla havadan gözetlemeye karşı koruma altında.
The base and several miles surrounding it are protected from eyes in the sky by ambient microwaves as an active defense system.
- O şeyi havada vuralım.
Let's shoot this thing out of the sky.
Öylesine işte... gökyüzü çok güzel.
It's just that... the sky is pretty.
Gökyüzü mü?
The sky?
Gökyüzü çok güzeldi.
The sky was pretty.
Sahi, bugün gökyüzüne baktın mı?
Ah, right. Did you look at the sky today?
Küçükken avluda dikilir kargaların gökyüzünden gelerek benimle oynamasını dilerdim. Gelirlerdi.
When I was little, I used to stand in our farmyard and wish that the crows would come down from the sky and play with me and they did.
Yer gök yarılsa bile güzel şeyler olma ihtimali var.
Even if the sky falls down... something good can still turn up.
Kanlı yağmurlu?
A sky raining blood?
Dayanıklı ve güçlü.
Endurance and strength also sky rocket.
Antidot gökten düşmezse, sıçtık demektir.
Well, unless an antidote falls from the sky, we're screwed.
Çocuk Sendikası'nın kızıl bayrağı Üç milyon bayrak Baekdu'nun üzerinde mavi gökte parlıyor
The red flag of the Children's Union, three million-strong, is shining even brighter in the sky above Paektu.
İşinizi size öğretecek değilim ama bana kalırsa gece projektörle logosunu gökyüzüne yansıtmak en iyi ihtimaliniz olur. Eminim sizi bulacaktır.
I don't want to pretend I know how to do your job, but it just seems to me, your best bet would be to aim a floodlight into the night sky with his logo burned into it.
Gökten iri çakıllar yağdıkça, kaçış neredeyse imkansıza dönüşüyor.
As boulders rain from the sky, escape seems almost impossible.
# Gökte kanatlarına dokunuyorum #
♪ Touch your wings up in the sky. ♪
# Göklere dokunurum #
♪ I touch the sky
Benim, Göklerin Kralı'nın peşinden gelin!
the Sky King!
Çok yüksekte.
It's too high in the sky.
Stuart gökyüzündeki büyük Şabat'a gitmiş olabilir ama o hala bizimle birlikte.
Stuart may have gone to that big Shabbat in the sky, but he's still with us.
Aşk hakkında konuşan tüm insanlar gökyüzünden bir yıldırım çarpmasıymış gibi anlatıyor.
All these people who talk about love like it's this lightning bolt from the sky.
- Gelecek gökyüzünde.
- The sky's the future.
Superman göklerde uçtuğunda Dünya değişti.
The world changed when Superman flew across the sky.
Gökyüzünde çöplerden bir girdap yaratacağız.
We're going to the swirling wing of trash in the sky.
Güvenlik kamerası görüntülerinde gökyüzünde hortum bulutu görünüyor.
Security camera footage seems to show a funnel cloud in the sky.
Gökyüzünün sana düştüğünü biliyorum.
I know the sky is falling for you.
Gökyüzüne bakmaya durma.
Don't stand staring at the sky.
Dolunay, berrak bir gökyüzü.
A full moon, a clear sky.
Gökyüzündeki ateş.
Fire in the Sky.
Güneşli gökyüzüne bakıyorum, parlak ve mavi ; ve işte bir kelebek
Looking up at a sunny sky so shiny and blue and there's a butterfly
Siyah gökyüzünde katılığıyla gözüme çarptı.
Standing out in the black sky by its starkness.
Gökyüzündeki yıldızlar.
The stars in the sky.
Size şu an anlatacağım hikaye göğün bir kaç kişiye ait olduğu zamanda geçiyor.
The story I'm about to tell you took place at a time when the sky belonged to a select few.
Gökler birkaç kişiye aitti.
The sky belonged to a select few.
Tek rakibimiz THY : )
The sky is the limit on this thing.
- Gök insanlarıyla.
The sky people.
Gök insanları mı?
The sky people.
Georgia'da, gökyüzü aynen böyle kocaman.
In Georgia, the sky is also this big.
Yine de en ufak bir seste gökyüzüne bakıyorum. "
But still, at the slightest sound, I look up to the sky. "
Artık gün bitti gece yaklaşıyor, akşamın gölgeleri gökyüzüne yayılıyor.
Now the day is over the night is drawing near, The shadows of the evening steal across the sky.
- Gökten düşmesi gereken bu değil.
That's not what we needed to fall from the sky.