Sokaklarda перевод на английский
3,867 параллельный перевод
Sınırda düşman var, keza karşıda da var, aynı şekilde sokaklarda da öyle.
There are enemies across the border and enemies across the street as well.
Sokaklarda olabilir. Her yerde olabilir.
He could be out on the streets, could be anywhere.
Emin misin üstad? Sokağa çıkma yasağı ve sokaklarda dolaşan yetkililer var.
It's after curfew and there are bound to be rogues about.
Annem ölünce, Adamla sokaklarda yaşadık.
After she died, me and Adam were on the streets.
Sokaklarda yaşar uyuşturucu, hırsızlık, böyle şeyler.
Drugs, stealing, you know, whatever.
Sen sokaklarda koşturup edilemez.
You can't be running around the streets.
Ve ismime ve hanedanıma dair her şeyin sokaklarda taşlanmayacağına dua etmek zorundayım!
And I'll have to pray that every trace of my name and my legacy isn't struck from the streets!
Yasak sonrası sokaklarda gezerken yakalanan, küçük kitabıma yazılır.
Persons caught roaming the streets after curfew get put in my little book.
Yasak sonrası sokaklarda gezerken yakalanan, küçük kitabıma yazılır.
Those caught roaming the streets after curfew get put in my little book.
Floransalılar, beklemediğin anda saldırabilecekleri dar koridorlarda ve sokaklarda yaşıyorlar.
The Florentines live in narrow corridors and alleyways where they can strike unexpectedly.
Ama sokaklarda çıplak ayak dolanıyordun.
But you were on the streets in bare feet.
Sokaklarda yaşamayı denedim.
I tried living on the street.
Sokaklarda yatıp kalkıyorum amına koyayım.
I've been sleeping on the fuckin'streets, man.
Bu vakitlerde sokaklarda olamaz, değil mi?
They cant happen on the streets now, can they?
Şu an sokaklarda kutlamalar olmaya devam ederken kimse şu an koltuğundan indirilen 42 yıllık Libya diktatörünün nerede olduğunu bilmiyor.
And while there's celebration in the streets, no one at this hour knows the whereabouts of the now deposed strongman who ruled Libya for 42 years.
Ben eski bir çello çalan Jamie Foxx gibi sokaklarda yaşarken sen Hintli bir prensle aile babası rolü oynamaya devam mı edeceksin?
Oh, so you just get to play pretend family with an Indian princess while I'm stuck living on the streets like Jamie Foxx with an old cello?
Umut edelim ki, Romalıların esirlerine yaptıkları gibi sokaklarda gezdirilmemiştir, değil mi?
Now, let's just hope he's not paraded through the streets as the Romans did their captives, huh?
Ben sokaklarda büyüdüm zalim insanların arasında hor görüldüm.
I grew up on the streets, treated with contempt, amongst cruel people, howling like a dog for a bit of affection.
Seni sokaklarda başıboş dolaşıyorken açlıktan ölmek üzereyken buldum.
I found you wandering the streets, half starved.
Sokaklarda dolasip suç islemelerinden iyidir.
- Should be out there watching ports, not wasting time on us.
Sokaklarda bizleri öldürüyorlar.
They're killing us on the streets.
- Sokaklarda mücadele eden insanlarımıza ihanet etmemelisin.
- You mustn't betray our people fighting on the streets.
Fakat sokaklarda olan bu değil.
But that's not what's happening on the street.
# Yağmurdan ıslanan parkın yanındaki sokaklarda #
♪ Streets wet from rain near the park
Kamuya açık alanda bir kaçırılma, sokaklarda kavga!
An abduction in public, brawling in the streets!
* Ama yürürken sokaklarda *
♪ but when you're walkin'down the street ♪
Sokaklarda tek başına dolaşmışsın.
Walking on the street alone.
100,000 veya kadın yarın sokaklarda işe başlar.
100, or she's working the street tomorrow.
Sokaklarda yaşadığı zamanı.
When she was living on the streets?
Annemin son isteği onunla barışmamdı ama o da sokaklarda yaşıyor.
My mother's dying wish was that I reconcile with him, but he lives on the street.
O ara sokaklarda sahip olduklarınla yetinmeyi neden bilmedin ki?
Why weren't you content with the view you had from those back streets?
Ara sokaklarda başlayan yolun burada sona eriyor.
Your path through the back alleys ends here.
Gençliğimde, sokaklarda dünyanın yarısı günahkardı.
In the youth, was on the streets. Half the world are sinners.
Biz Mia için ideolojik özel bir temin sağlayabiliriz. Potansiyel bir terörist için, sokaklarda ateş açmak üzere olan.
We may have an exclusive in which Mia provided the ideological fuel - for a potential terrorist, about to open fire in the streets.
Yani kafası bir milyon olan arkadaşım sokaklarda başıboş dolaşıyor mu?
So my friend is High on drugs, wandering the streets alone?
Bıçaklanmış, sokaklarda yaşamış adamsın sen.
You got stabbed, and you lived on the street.
Şu an tekrar sokaklarda yaşamaya karar vermemin sebebi oldunuz.
You know, you're the reason I, just this minute, decided to go live back on the streets.
76 senesinde Kral son kez sokaklarda dolaştığında buralarda değildim.
I was not here in'76, the last time the King cut his way through these streets.
Dediklerine göre, hizmetinde olduğu aşevinden kaçmış sokaklarda dolanıp kendini Tanrı'nın himayesine bırakmış.
The word was, he fled from the eating house he served, stripped in the street and gave himself to God's protection.
Bu sokaklarda bir yerlerde saklanıyor olmalı.
He will be hid in these streets somewhere.
Amirinin söylediğine göre o sokaklarda büyümüş ve bölgeyi iyi tanıyormuş.
Her captain says she grew up on those streets and knows them better than anyone.
Size kalsa hala sokaklarda ölümle burun burunaydı!
I was the only one that got him off the street. None of you fucks did!
Sokaklarda çalıştığım zamanlardan kalma.
It's from when I was a hooker
onu sokaklarda bulabilirsin.
you'd buy on the street.
Sokaklarda devriye gezmeye hazırım an itibariyle.
I'm ready to hit the streets right now.
Sen tribünlerde ponpon kızken biz sokaklarda görev yapıyorduk.
When you were cheerleaders behind the bleachers, I was out here on the streets.
Hepiniz muhtemelen neden 30 yılımı sokaklarda geçirdiğimi düşünüyorsunuzdur.
Y'all are probably wondering why I spent 30 years on the streets.
Onları buldum Sokaklarda...
I found them on the street...
Emirleriniz doğrultusunda, o sırada sokaklarda... görevli polis olmadığı için kolayca kaçmayı başardı ve halen kaçak.
Since there were no police officers on the street at the time... following your orders... he managed to escape easily and is now at large.
Dilenciler ve hırsızlar sokaklarda serbestçe cirit atıyor.
Beggars and thieves left to run in the streets.
Fransa'da Mayıs'ın ilk günü sokaklarda bunlardan satılır.
In France, they are sold in the streets on the first day of May.