Somebody перевод на английский
72,964 параллельный перевод
Ama bunu gerçekleştirmek için biri lazım.
Yeah, but somebody's gonna have to make that happen.
Birinin bu işlerin başında olması lazım, değil mi?
Somebody will need to be in charge of that, right?
Biri yolu kapatmış.
Somebody blocked the road.
Elinde belirli biri var ve artık onun Negan'ın adamı olması gerekiyor. Bana o kişinin yerini gösterebilirsin yani.
You have a certain somebody that, uh... now needs to be Negan's certain somebody, so what you can do for me is point me in their direction.
Biri ona kapıyı açmış.
Somebody opened the door for her.
Biraz önce senin için mühim birini kaybettin.
You just lost somebody important to you right now...
Amerika'da birine borç verdiğinizde normalde...
Well in America normally when you lend somebody money...
Sevdiğin birine saldırmak gibi.
It's like an assault on somebody you love.
Arkaya gel, seni biriyle tanıştıracağım.
Come back. I want you to meet somebody.
- Birinin bir şeyiydi ama.
Well, he was something to somebody.
Birisi onun peşinden gitsin!
I was... Somebody go after him!
Efendim, birisi o kız için geldi.
Sir, somebody came for that girl.
Evde, birisi büyükbabasını öldürdüğü için uyuyamayan ve onun için de geleceklerinden korkan bir oğlum var.
I got a boy at home that can't sleep at night'cause somebody murdered his grandpa and he's afraid they might be coming for him next.
Birisini soymak için başka bir adam tarafından tutulmuş.
He was hired by another fellow to rob somebody.
Yani birileri o ahmakları birbirini vurmaktan alıkoyması gerek.
I mean, somebody's gotta keep these idiots. From shooting each other.
- Biri beni buradan çıkarsın!
! - Somebody! Get me out of here!
Onlara, kesinlikle çok güvendiğiniz birinin masadaki ABD çıkarlarını temsil etmesini önerin.
You recommend somebody absolutely trustworthy to represent U.S. interests on the ground there.
Birisi bana ne olduğunu anlatabilir mi?
Will somebody please tell me what just happened?
Karşıdaki apartmanda burayı izleyen bir adam var.
Because in the apartment across the street, somebody's watching.
Birisi evine zorla girerse... mantığa göre onu çıkarmak için ne gerekirse yaparsın...
If somebody breaks in your home, logic dictates you do whatever it takes to get them out.
O bombayı biri yaptı, Sekou değil. O kişi de hala dışarıda.
Somebody made that bomb, not Sekou, and that somebody is still out there.
- Arka tarafa birini gönderin.
- Take somebody out back.
Karşıdaki apartmanda burayı izleyen bir adam var.
In the apartment across the street, somebody is watching.
Evimde çılgınca şeyler oldu. Biri de sosyal hizmetleri aradı. Komşularımdan biri...
There was all this craziness at my house, and somebody called your agency, one of the neighbors or
Devasa bir propaganda makinesi kurması için biri O'Keefe'e tonlarca para veriyor.
Listen to me, Carrie... somebody is paying O'Keeffe a shitload of money to build a massive domestic propaganda machine.
O biri Savunma Bakanlığı, NSA veya Dar Adal'sa 10 federal kanunu çiğniyor demektir.
And if this somebody is DOD or NSA or Dar Adal, he's breaking about ten federal laws.
Biri göndermiş.
Well, somebody did.
Biri aceleyle çıkmış gibi görünüyor.
It looks like somebody left in a hurry.
Devasa bir propaganda makinesi kurması için biri O'Keef'e para veriyor.
Somebody is paying O'Keefe to build a massive domestic propaganda machine.
O biri savunma bakanlığı, NSA veya Dar Adal'sa 10 federal kanunu çiğniyor demektir.
And if this somebody is DoD or NSA or Dar Adal, - he's breaking about 10 federal laws. - I'm aware.
Biri bana acınası diyecekse yüzüme söylemeli bence.
Somebody calls me "deplorable," I think they should say it to my face.
Birileriyle konuşmam gerek.
There's gonna be somebody I can talk to to...
Alarmı kapatır mısınız?
Can somebody get that?
Biri bana erkeklerin cinsel tacize uğrayamayacağını söyledi.
Somebody told me that men can't be exploited.
Biri bir şey gördüğünü sanınca hemen kitap yazacaksan...
- If you wrote a book every time somebody thought they saw- - - Evie?
Birinin öldürülmesi umurunda değil mi?
You don't care that somebody's been killed?
Bu birisinin taşıyamayacağı bir yük.
Seems a lot to ask somebody.
Hepimiz birisi olmalıyız.
We all have to be somebody.
İsa'nın son "hurra" sında orada olan birisi.
Somebody who was there at Christ's last huzzah.
Birisi istiyordu... Ailenden birisi öğrenmek istiyordu.
Well, somebody wants... somebody in your family wants to know.
Evli misin yoksa biriyle görüşüyor musun?
Are you married or are you seeing somebody?
Keçi kurban eden biri gördün mü?
Have you ever seen somebody sacrifice a goat?
Biri yardım etsin!
Somebody help!
Demek istediğimi anladınız.
Somebody needs to dress this boy, you know what I mean?
Biri mi?
Somebody...
Dediğine göre hücre bilgilerinin olduğu flash disk hasar almış ve onarmak için birine ihtiyacı var.
He said the flash drive containing the list of sleeper cells has been damaged, and he needs somebody to repair it.
Eğer onlara veriyi kurtarmak için birini götürürsem onları bırakacak.
And if I bring him somebody to repair the list, then he'll let them go.
Bunu biz yapmazsak, Jadalla o verileri kurtarmak için başkasını bulacaktır.
If we don't do this, Jadalla is gonna get somebody else to repair that drive.
Sadece bize bilmek istediklerimizi söyleyin bizde size tersine döndüren bir kimyasal enjekte edelim böylece acı sanki bir anahtarı kapatır gibi dursun.
You just tell us what we need to know, and then we'll inject you with a reversing agent, and the pain will stop like somebody hit a switch.
Terör hüclerinin bulunduğu flash bellek zarar görmüş tamir etmek için birine ihtiyaçları var.
The flash drive containing the list of sleeper cells has been damaged and he needs somebody to repair it.
Biri geldi, sadece düşündüğün kişi değil.
Somebody came, just not who you thought.