Sosisli перевод на английский
2,137 параллельный перевод
- Nereye gitmiştin? Sosisli sandviç dükkânındaki kızı kesiyordum.
Getting shot down by the girl at Hot Dog on a Stick.
Ekstra büyük sosisli pizza sipariş eden var mı?
Someone ordered an extra-large sausage.
- Sıradaki. - Normal sosisli, Aa... sosisli Guadalajara ve İsviçre peyniri
- Yeah, could we get a regular chili dog, uh... a Guadalajara dog and a Swiss cheese with, uh...
Sosisli sandviçler, çörekler, tatlılar.
Hot dogs, buns, s'mores.
Eğer kendime sosisli sandviç almak istiyorsam, alırım.
If I want to go get a hot dog, so be it.
Baylar Rossitano, Spurlock ve Lutz bedava sosisli pizza yemeli ve bunu takiben dişleri nazikçe bakir bir sarışın tarafından diş ipi ile temizlenmeli.
Misters Rossitano, Spurlock, and Lutz must have free sausage pizza followed by some gentle flossing performed by a blonde virgin.
Sosisli sandviç satıcısı bayıldığında benim de yaptığım buydu, ama sen gidip bana yardım getirttin.
That's what I said when that hot dog vendor passed out, But you made me go get help.
Bir tür somut buluşma ve el arabalarında sosisli sandviç taşıma gibi bir şey.
Sort of a Stonehenge-meets - concrete-and-hot-dog-carts kind of thing.
Ama canım mısır unlu sosisli istedi.
Yeah, but now I got a taste for corn dogs.
- Ya o mısır unlu sosisli isterse?
- What if she wants a corn dog?
Ben hala, insanlara gösterebileceğim, mısır unlu sosisli param olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
I still think it would help if I had some corn-dog money to flash around.
Ama bu gece, babanın meşhur sosisli yapma gecesi!
But it's dad's famous sunday night hot dogs on the run... time!
Onu yine babasının şu meşhur sosisli geceleriyle beslemiyorsun, değil mi?
You're not feeding him dad's famous sunday night hot dogs again, are you?
Sosisli sandviç!
Hot dogs!
İki sosisli, biri peynirli olsun.
Two regulars, one with cheese.
- Güzel sosisli, Joe.
- Good dog, Joe.
Matematik klubü... Ulusal Merit finalisti, Coney adası sosisli yeme şampiyonu.
Math club National Merit finalist Coney Island Hot Dog Eating Champion.
Bir bardak, ılık motor yağı ve müessesemizden bir sosisli.
A warm cup of motor oil. And a complimentary hot dog.
Bu menüde sosisli niye var?
Why is there a hot dog?
Sosisli olmaz!
Not hot dogs!
Sosisli olmaz ya!
Not hot dogs!
Küçükken kaç tane sosisli yedim, biliyor musun?
Do you have any idea how many hot dogs I ate as a child?
Sana bir sosisli ısmarlayayım.
I'll buy you a hot dog.
Dünkü yıllık Coney Island sosisli yeme yarışmasında birinciliği aldı.
... first place at yesterday's annual Coney Island hot dog eating contest.
- Ciğer sosisli kabusunum, ahbap.
- Your liverwurst nightmare, pal.
Ona bir sosisli getir, tamam mı?
Get him a sausage, okay?
Sosisli sandviçi ver
Give me the hot dog.
Sosisli girdi resmen içime
Around you with a hotdog in a bun?
İlk gün sadece 9 tane sosisli yiyeceksin.
First day you eat nothing but nine franks.
İstediğin kadar içecek ya da diyet soda içebilirsin, fakat sadece 9 sosisli yiyeceksin.
You drink all the liquid, or diet soda, but nine hot dogs.
- İlk gün 9 sosisli yedin?
- You have nine hot dogs.
Hey, sosisli sandvic satan biryer mi arıyorsunuz?
You guys are looking for a hot dog stand?
Ne arıyorsunuz sosisli sandviç satan birileri mi?
Why are we looking for a hot dog stand?
patates salatası, sosisli sandviçler, etler meyveli gazoz, süt.
Potato salad, hot dogs, ham burgers, steaks, soda pop, milk.
Bütün sevdiğim yiyecekler oradaydı, hamburgerler, sosisli sandviçler, kısacası eski ben.
It all got to my food addiction, the hamburgers, the hot dogs, the old me.
Izgarasının yanında duran bir adamla konuşuyordum, Doğrusunu söylemek gerekirse, Aklımdan onunla konuşuyorken, birden arkasına uzanmak ve oradan bir sosisli sandviç alıp, anında yiyesim geldi.
I was talking to a guy by his grill, and I'm not gonna lie to you, the thought flashed through my head while I was talking to him to reach behind him, pick up a hot dog
- Sosisli sever misin?
- Do you like hot dogs?
Sosisli bisküvi.
Sausage biscuits.
İnsanlar artık domuz gözü, eşek penisi ya da sosisli her neden yapılıyorsa ondan yemek istemiyorlar.
Why can't I have the Civic? The Civic is mine.
Bizde Pez kapları, Big Boy ve sosisli kamyonetler var.
He called it junk. American culture. Junk is America.
Beni sosisli arabanla mı götüreceksin?
I don't know.
Orada sosisli ve soda falan servis ederdik.
We served hot dogs and sodas and everything like that.
- Sosisli mi?
- Hot dogs?
- Sadece sosisli sandviçimiz var ama.
We only have hot dogs.
Danson ve Highsmith, size ömür boyunca bedava sosisli.
Danson and Highsmith, free hot dogs for life!
# Sosisli börekler... #
Oh, he's so good in it. Ouzo!
Bir saati geçti, sosisli böbrek getireceksin diye bekliyoruz.
We're playing a drinking game, Dan.
Bir sürü sosisli sandviçimiz, hamburgerimiz, bifteğimiz var.
I know you're on the job, but there's no law against a home-cooked meal. Got lots of hot dogs, hamburgers, steaks and- -
Akşam yemeğinde de sosisli sandviçlerimiz var.
( coughs )
Sosisli sandviç. Sosisli sandviç alın.
I don't know where you get that, but it's good.
Sosisli börekler!
Oh, it's that programme with Stephen Fry where he's a... Have you got any decent music, Steve?