Southern перевод на английский
3,527 параллельный перевод
Ruby, Güneyde Yaşam ile ilgili beni arkamdan bıçaklamamalıydı.
Ruby didn't have to blindside me with that Southern Living news.
Eh, şey... Güneyde Yaşam şeysi...
Well, you know, the Southern Living thing.
Gelecek sene Güneyde Yaşam'a haber vermeliyiz.
Next year, we'll have to let Southern Living know.
Hatta notları da mükemmeldi.
She was making straight a's at Nevada Southern.
Estelle, iki ay önce Nevada Southern'i bırakmış.
Estelle dropped out of Nevada Southern two months ago.
Ne zamandan beridir güneyli güzeller, kamyon sürücüleri gibi konuşuyorlar?
Since when do good little southern belles talk like truck drivers?
Bronz Tim tamam, Güney 156?
'Bronze Command same, Southern 156? '
Güney 156, tamam.
Southern 156, copy.
Güney 156, tamamdır.
'Southern 156, copy that.'
Güney 156 beklemede.
Southern 156 standing by.
Güney 156, emri bekliyoruz.
Southern 156, still waiting on the order.
Güney 156, Bravo, görebiliyor musun?
Southern 156, Bravo, are you visual?
Güney 156, Gold Timi Sağlık ve Güvenlik anlaşmasını size gönderdi.
'Southern 156, Gold has signed off on Health and Safety.
Güney 156 girmeniz için emri verdi.
Southern 156 gave you the order to go in.
Siz güneylilerin hapishanesi her şeyi açığa çıkartıyormuş. Kim olduğumuza dair esas gerçeği.
I hear your... your Southern prison exposed the bone... the marrow truth of... of who we are.
Presley, George Tucker, eski kafalı güneyli bir centilmen.
Presley, George Tucker, Southern gentleman of the old school.
Eh, eğer bu dünyanın ilk orjinal güneyli centilmeni değilse.
Well, if it isn't the world's first authentic Southern gentleman.
Ben Lemon Breeland'ım. Güçlü güneyli dilber. Ve tekrar yükseleceğim.
I am Lemon Breeland, strong Southern Belle, and I will rise again.
Buluşma saat 15 : 00'te şehrin güney ucunda olacak.
The meeting place will be 3 : 00 p.m. at the southern end of the oude- -
- Yobaz bir vaiz gibi konuşma!
You sound like a sanctimonious Southern preacher!
Daha evvel şüphelilerle silahlı çatışmaya giren bir Güney Bölgesi polis memurunun beyaz bir SUV ile takipte olduğu bildirildi.
Reportedly, a Southern Precinct officer who engaged in a firefight with the suspects earlier ls currently in pursue in a white SUV Who's not here right now? Who drives a white SUV?
Güney Polis Merkezi Cinayet Masası...
That Southern Precinct Homicide Division...
Güney polis merkezine bu haziranda transfer olmuşsun.
Transferred to the Southern Precinct this June
Yüzbaşı Au SIS güney bölgesinde baş yetkili olsa da bazı ekipmanlara ulaşabilmek için izin almak zorundasınız.
Captain Au Even though sis is in charge of Southern Precinct, you'd still have to get permissions to access some of the equipment.
Güney bölgesi polisindenim.
I'm an officer of the Southern Precinct
Güney bölgesi baş komiserini telefona bağla.
Get me the chief of Southern Precinct on the phone
Yaz boyunca, Güney California Üniversitesi'nde çalıştım.
And during the summer, I worked at the University of Southern California.
Higgs bozonu hakkındaki yeni gelişmeler, büyük bir bilim yolculuğunun sadece son adımıydı.
The Aurora Australis or Southern Lights... seen from the International Space Station.
Güney aksanı eski moda.
Well, Southern is out.
Ve eminim annem şu anda biz burada konuşurken, bunu aşağı bölgelerine sürtüyordur. Teşekkür ederim.
And if I'm a sheep, I'm just glad that you all are my shepherds, and I'm sure that my mother is... ( Southern accent ) shoving this down her girdle right now... ( Normal voice ) as we speak, so thank you.
- Güney İspanya.
Southern Spain.
Bu yaptığın muazzam birşey.
( Southern accent ) It's a mighty fine thing you done.
Mesela, sen tıbbi lazer satıcısı olmak yerine NASCAR yarışçısı olabilirsin ve ben de Güneyli dilber olabilirim.
Like, instead of being a surgical laser salesman, you could be a NASCAR driver and I could be a Southern belle.
Güney'dekiler burs tekliflerini zaten geri çekmişlerdi Doğu'dan da ses soluk çıkmıyor.
Southern's already revoked their scholarship offer, Axl, and East Indy's being pretty quiet.
Güney bölgesinin ve Fransız imtiyaz bölgesinin alınmasıyla Şangay'ın ele geçirildiği ilan edilecek.
With the taking of the Southern district and French Concession. Shanghai is declared fallen.
Rhett Butler'ı * görmüş güneyli dilber gibisin. Evet.
You're like a Southern belle when Rhett Butler comes around.
Güney İspanya'dan bir keşif seferi başlamak üzere.
An expedition sets sail from southern Spain.
Marshall, niye güneyli şivesiyle konuşuyor?
Marshall, why is she Southern?
Güneyli siyah aile Şükran Günü geleneğini canlı tutmak için bir sürü yemek getirdik.
We brought a whole bunch of food to keep the Southern black family Thanksgiving tradition alive.
Güney almanya da,
In southern Germany,
Güney Alabama'daki en başarılı catering işine... hep birlikte adım atalım.
And let's start working together to make the best damn catering business in Southern Alabama.
Bir grup asi samuray savaşçısı güney Japonya'daki bir yamaca mevzilenmiş.
A band of rebel samurai warriors was dug in on a hillside in southern Japan.
Ekonomik olarak, kölelik dinamik ve etkili bir sistemdi ve Amerika Batı'ya doğru yayılmaya başladığından Güney eyaletleri köleliğin de yayılmasını istediler.
Economically, slavery was a dynamic and efficient system, and as America started to spread towards the West, the Southern states wanted to see slavery spreading too.
Ama Güneyli politikacılar, Lincoln'ün Beyaz Saray'a geçişinin köleliğin umdukları gibi yayılamayacağı demek olduğunu anladılar.
But Southern politicians realised that Lincoln's arrival in the White House meant slavery would not now spread further, as they had hoped.
11 Güney eyaleti birlikten ayrılmaya ve bağımsız bir hükümet kurmaya karar verdiler. Konfederasyon.
11 Southern states decided to break away from the union and establish an independent government - the Confederacy.
Ben Güneyliyim, biz hala "muntazam" diyoruz.
I'm Southern, we still say "neat."
Telefonda dergi aboneliği satarak kederli günler geçiren güzelliğini yitirmiş Güneyli dilberi mi kastediyorsun?
You mean the faded Southern belle who spends her haggy,
Güney bölgesinden polis memuruyum.
I'm an officer of the Southern Precinct
Güney Bölgesi Cinayet Masasından Ying Xiong Wu.
This is Ying-Xiong Wu ; Southern Precinct, Homicide
Güney bölgesi polis memuruyum.
I'm an officer of the Southern precinct
Güney polis merkezinden.
From the Southern Precinct