Stella перевод на английский
2,617 параллельный перевод
- Stella'ya neden bağırıyorsun?
Stay out of this, Kathy.
Şuna bakın.
Hi, Stella.
Merhaba, Stella.
Can I hold her?
Japonya'nın Stella McCartney'si gibidir.
She's like the stella mccartney of japan.
Stella'yla birlikte kurbanın otel odasına gitmem gerekiyor.
Yeah, I'll be right there. I got to go to the vic's hotel room with Stella.
Kariyerini dikkatle takip ediyorum, Stella.
Yes I've been following your career, Stella
Stella, o paralar Güney Kıbrıs hükümetine ait.
Stella, these coins belong to the Cypriot government
Stella, devamını getirmeden önce, sana sormam gereken iki şey var.
Stella, before we go forward with this I have two things that I have to ask you
Üzgünüm, Stella. Daha önce söylediğim söz hâlâ geçerli.
I'm sorry, Stella what I said before still stands
Stella, Chelsea Üniversitesi'ndeki kayıtları incele.
Stella, check the records at Chelsea University.
Derste ne öğrenecekleri, öğrencilere kalmış bir şeydir, "Stella Mu".
What students take away from a class is up to them, Stella.
- Stella'nın adli tıp öğrencilerinden biri olabilir mi?
Could she have been one of Stella's forensics students?
O bölge dışında kalan her yer takip alanı olabilir. Odessa'nın, Chelsea'de Stella'nın konuşmasını izlediğini biliyoruz. Elimizde birkaç bilgi var.
Anything outside that area could be his stalking zone.
- 86'ncıyla Amsterdam.
We already have a few known variables. We know that Odessa took Stella's course at Chelsea University. That's 86th and Amsterdam.
- Stella olur mu?
- Stella all right?
- Stella olur mu?
- Stella?
Stella olur mu?
Stella?
- 20 dakika önce Doktor'la birlikte çıkıp Yukarı Batı Yakası'ndaki bir suç mahalline gitti.
He left about 20 minutes ago with Doc to a crime scene on the Upper West Side. What about, uh, Stella or Mac?
- Stella ya da Mac? - Stella mahkemede.
Stella's in court and the boss took a day off.
Biraz korkuyorum, Stella.
I'm kinda scared, Stella.
- Stella, bir şeyler yap!
- Stella, do something!
Stella, bizimkileri topla, 30 dakika içinde bölgeyi saracağız.
Stella, grab our people- - we'll Tac up at the precinct in 30 minutes.
Çocuklar, Stella Zenman ömrümün geri kalanını birlikte geçireceğimi düşündüğüm kızdı.
Kids, Stella Zenman was the girl I thought I'd spend the rest of my life with.
Stella!
Stella!
Fransız olması ve gördüğünüz gibi kocaman cicikleri olması dışında temel olarak Stella.
She's basically Stella, except she's French and, as you can see, she's got enormous cans.
Stella'yı düşüncelere boğdunuz, bayım.
You, sir, got Stella thinking.
Şimdi Stella'yla beş senedir görüşmediğimiz için tahmin edebileceğin gibi ilk zamanlar daha hızlı ve daha öfkeliydik.
I mean, Stella and I hadn't seen each other in five years, so, as you can imagine, the beginning, it was just fast and furious.
Ben, Lucy ve Stella Los Angeles'a taşınacaktık.
Me, Lucy, Stella- - we were gonna move to L.A.
Stella'nın kalbinde yarattığı devasa boşluğu dolduramayacağım çok açık.
Obviously, I can't fill that giant crater that Stella left in your heart.
Çünkü sen Stella'yla birlikteyken onu ne kadar özlediğimi biliyorum.
Because... when you were with Stella, I know how much I missed her.
Stella'nın bana dönmesini istemiyorum.
I don't want Stella back, okay?
Stella senindir, dostum.
She's all yours, buddy.
Stella...
Stella...
Stella'dan ayrılması için Tony'i mi kafaladın?
You got Tony to dump Stella?
Seni görmek güzeldi, Stella.
( door closes ) It was good seeing you, Stella.
Stella'yla New Jersey'e kadar gittik Barney Amcanızın kefaletini ödeyip hapisten çıkardık ve eve döndük.
So Stella and I drove all the way out to New Jersey, bailed your Uncle Barney out of jail and drove all the way home.
Görüşürüz, Stella.
Bye, Stella.
Senin mutlu olmanı istiyorum, Stella.
I want you to be happy, Stella.
Stella yeni bir dermatoloji kliniği açtı ve tüm engellere rağmen Tony senaristlikte başarıya ulaştı.
Stella set up a new dermatology practice. And against all odds, Tony found some success as a screenwriter.
Ama olaylara bakış açımı biliyorsun. Eğer Stella McCartney bile tek bacaklı, kan emici üvey annesiyle ayakta kalabiliyorsa ve bu hayatı hâlâ güzel bir şekilde yaşayabiliyorsa ben de dayanabilirim.
But, I reckon, if Stella McCartney can steer her way clear of a one-legged, gold-digging stepmother and still make something this beautiful...
Selam, ben Stella.
It's Stella.
Dün gece Stella ile muhteşem zaman geçirdim.
I had a really nice time with Stella last night.
Ben Stella, ne yapıyorsun?
What are you doing?
Aslında Stella'dan epey hoşlandım.
Actually, I kind of like this girl Stella.
Hasiktir! Stella geldi.
Holy shit, Stella came.
Hey, Stella, sanırım iki kurbanımız arasında bir bağlantıyı buldum.
Hey, Stella, I think I may have found a connection between our two victims.
Sağol, Stella.
Thanks, Stell.
- Bir Stella * alabilir miyim?
Can I settle up, please?
Stella.
Stella...
- Stella'nın konuşmasına gelmiş mi?
Was she at Stella's class?
Alo?
- It's Stella.