Such перевод на английский
87,417 параллельный перевод
Tam bir dram kraliçesisin.
You're such a drama queen.
Öfke böyle, Tara.
Such anger, Tara.
Ne gibi...?
Such as...?
Maplewick Salonda bulunmaktan keyif alıyor olmalı bir grubun hayranı olmaktan?
Must have been delighted to be at Maplewick Hall, being such a fan of the group?
Tatlıya düşkündü.
He had such a sweet tooth.
Sisteme yük bindirmiş, yırtılmasına yol açmış.
The rest of it put such a strain on his system that it ruptured.
Çok iyi birine benziyordu.
She seemed like such a nice person.
Ben bir aptalım.
I am such a fool.
Mızrakla öyle yetenekli biri gelmemiştir.
No one had such skill with a spear.
Tüm bunları atlatıp yeniden evine döndüğünde ise dünyada böylesi bir kaos ile karşılaşmak hayal bile...
To go through all of that and make your way home again only to find such chaos in the world, I can only imagine...
Böyle korkunç bir şeyi nasıl düşünebilirsin?
How can you even think such a horrible thing?
Ama ben uzak durmaya çalışıyorum sizin gibi iyi adamlardan kaçmam gerekiyor.
I try to stay away from them to avoid good men such as yourselves.
Böyle bir kraliçe olmak istiyorsanız, sizden önceki zorbalardan ne farkınız olur?
If you want to be such a queen, What would you notice from the previous bullies?
Böyle adamlara ne kadar güvenebilirsin ki?
How much for such guys Can you trust?
Böyle fena olmana şaşmamalı.
No wonder you're such a badass.
İlgi manyağı bekleyen biri gibi olma.
Don't be such a drama queen.
Endişelenmeyin, böyle hastalar Bayanlardan ayrı bir kanatta tutuluyorlar Kendiniz gibi, Bayan Porter.
But not to worry, patients like that are kept in a separate wing from ladies such as yourself, miss Porter.
Neden bir hanımefendinin kendinden hoşlandığı Bu kadar acayip malzemeler mi süslüyor?
Why would a lady like yourself fancy such grim materials?
Her zaman böylesine tatsız bir yaratık olduğumu unutmam gerekiyor.
I have to forget I was ever such a vapid creature.
Böyle bir yalnızlıkta bir özellik var.
There is a peculiarity in such solitude.
Bu şehirde büyük bir onur haftası olduğunu bilmiyordum.
Who knew this town had such a huge gay pride parade?
Carol tam şey gibi davranıyordu...
I mean, Carol was just being such a...
Neden bu kadar gerzek biriyim?
Why am I such an asshole?
TAHLİYE BİLDİRİSİ Saçmalık resmen.
Such bullshit.
Bu kadar kısa sürede geldiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum.
I wanna thank you all for traveling on such short notice.
Peki ya yaşamı keskin ve dokunaklı yapan iyileştirmeye ne dersiniz?
But what is it about the restoration of life that makes it such a prominent and poignant theme?
Bu gece burada olmaktan büyük bir zevk.
It is such a pleasure to be here tonight.
Bu harika bir gece oldu.
This has been such a great night.
Tanrım, kıçında böyle acısın!
God, you are such a pain in the ass!
Ben böyle devam ediyorum.
I'm such an ass going on about this.
Bedava para diye bir şey yok. Ama bu kadar yakındır.
There's no such thing as free money, but this is about as close as it gets.
Adamım, adamı deli edersin.
Man, you're in for such a treat.
Baban böyle bir ezikti ki.
Your dad was such a loser.
Neden hep böyle aptal olman gerekiyor?
Why do you always have to be such a dick?
Neden bu kadar berbat bir şeysin.
Why are you such a fucking mess?
Çok berbat birisin
You're such a fucking mess.
Ukalalık yapma şimdi.
Don't be such a wise guy.
Ne zamandan beri böyle bir satranç uzmanı oldun?
Since when did you become such a chess expert?
Ben kocaman bir aptalım.
I'm such a fucking colossal idiot.
Ben tam bir salağım.
I'm such a fucking idiot.
Ne kadar da sakarım.
I'm such a klutz.
- Her zaman bu kadar şakacı mıydı?
Has he always been such a joker? Oh, God, no.
Sana çok iyi bakacağız.
We are going to take such good care of you.
O yüzden de basın çok iyi bir hikaye olduğuna inanıyor.
That's why the papers think it's such a good story.
Sadece bu kadar büyük bir miktarda para eden seans nasıl oluyor merak ediyorum.
I just wonder what could have been said in such a session to justify such an enormous sum.
Ne gibi?
Such as?
Bir kere ilişkiye başladın mı devamının kolay olacağını düşünüyor insan.
To think that real relationships are possible in such a cauldron.
Eğer ofis olarak bakanlıkla daima iyi ilişkiler içinde olmuş bir şirket için böyle radikal bir soruşturma başlatmışsak bunu sadece Bakanlığın tam desteği olduğu için yapmışızdır.
If my office undertook such a radical endeavor against a bedrock company that has been such a friend to the administration, we would only do so with the full support of the Attorney General's Office.
Neden bu kadar aptal yapmalısın?
Why do you gotta be such a dick?
Sen küçük bir pisliğin tekisin.
You're such a little jerk.
Ben de Tom'a bu akşam ne kadar güzel zaman geçirdiğimizi söylüyordum.
Yoo-hoo! You know, I was just telling Tom that I had such a good time tonight that I think we have to do this again soon.