Swans перевод на английский
292 параллельный перевод
Bir çift kuğunun lafını bile etmeyelim.
Not to mention a couple of swans.
İki çift kuğu nasıl $ 150 eder anlamıyorum.
I don't see how any pair of swans could cost $ 150.
Bazen kazanıyorlar, bazen iki seksen uzanıyorlar.
Sometimes they win, sometimes they dive like swans.
Suyun üstünde kuğular yüzermiş.
Swans glided upon its crystal surface.
Kuğular, tavus kuşları, tek boynuzlu atlar...
And swans and peacocks and... unicorns.
KUĞULARIN ARASINDA
FLIES AMONG SWANS.
Yazıyor ki : "Vesta Krallığı'nda kuğular uçana kadar veba buradan geçemez!"
It said, "The... plague shall not pass until the swans... fly high in the kingdom of Vesta."
"Vesta Krallığı'nda kuğular uçana kadar veba buradan geçemez!"
"The plague shall not pass until the swans fly high in the kingdom of Vesta."
Alakarga ve kuğular.
Blue jays and swans.
Hayır. Ben de sizi kuğu sanmıştım.
I thought you were swans.
Ormanlar geyikler ve yaban keçileriyle kaplıymış ve büyük kuğu ve ördek sürüleri yaşarmış.
the forests were inhabited by elk and wild goats here lived great flocks of swans and ducks...
Oh, kuğularmış.
Oh, they're swans.
Güzel kuşlar şu kuğular.
Beautiful birds, them swans.
Kuğular varmış.
There were swans.
- Kuğular mı?
- Swans?
Ver tüfeği bana.
And now you want to kill the swans?
Kuğular Güney'e uçuyor, ben de onlarla gidiyorum.
The swans are flying South, and I'm going with them.
Ev... Gerçekten güzel. Kuğular, doldurulmuş hayvanlar.
Oh what a palace you got there, with swans, stuffed animals
Pekâlâ, "The Wild Swans At Coole" şiirinde Yeats...
Well, in his poem The Wild Swans At Coole,
"Sana gümüş kuğuların ve çanların şarkısını söyleyeceğim."
'I'll sing to you of silver swans, of kingdoms and carillons...'
Hiç de etkilenmiş değiliz. Gördüğüm en harika kuğu şeklinde küçük sabunlar bunlar.
They got the cutest little soaps in the shape of swans.
Onlar kaz değil kuğu yüzüyorlar ve mutlular çünkü çok fazla hava ve su var.
They are not geese but swans, and they're swimming and they're happy... that they have lots of air and water.
Daima horozlar ve kuğular!
It's always roosters or swans!
Hey, orada kuğulara işkence eden senin oğlun değil mi?
Hey, isn't that your boy there torturing the swans?
Sizde de şu çikolatalı kuğulardan var mı?
Did they give you those chocolate swans?
Kuğular mı?
Swans.
Öndeki çiçekleri de kuğuların renklerine göre yapacağız, değil mi? Kuğu mu?
- In terms of the florals out front... we're gonna color coordinate with the swans, right?
- Kuğu da mı geliyor?
- We're having swans?
- Franck, lale bordürlerin oraya kuğuların yakışacağını söyledi. Konukların gireceği yerde.
- Franck thought it would be great... to have swans waddling around the tulip border, you know, as the guests enter.
Mobilyaları çıkarıp, yükselticiler ekleyip, duvarları boyayıp,.. ... yeni smokin alıp bir de kuğulara para vereceksem, ucuz tavuk isterim. Anlaşıldı mı?
If I have to move out all the furniture and add amps... and repaint the walls and get a new tux and pay for swans... then I'd like the "chipper" chicken.
Kuğular da sabahı ılık banyoda geçirdiler.
And the swans spent the morning in a lukewarm bath.
Çiçeklere, ordövrlere, kuğulara bayılmışlar.
They loved the flowers... the hors d'oeuvres, the swans.
Meselâ pufla ördekleri ki onun tüyleri yorgan yapımında kullanılırdı. Ve balıkçıl ördekleri... Ayrıca öten kuğular, bunları bu civarda fazla göremezsin.
For example, elder ducks... whose feathers are used to make eiderdown... and heron ducks... and also singing swans, that you don't see much around here.
Baharatlı beyaz kuğular.
Well-peppered white swans.
Kuğu, Hastigs, kuğu.
- Swans, Hastings.
- Ama kuğular öyledir. - Nedir?
Swans, of course, are.
Göllerde ; ördekler, kazlar, kuğular yaşIıların dediğine göre sayısız kuş sürüsü varmış.
On the lakes, there were swans, geese, ducks... and, as the old folks say, a power of birds, they would say.
Geyikler, kuğular, ördekler kaybolmuş.
The elk and swans and geese have disappeared.
- Orda kuğular olacak mı?
Will there be swans?
Kuğu?
Swans?
Kuğu olabilir.
Swans are possible.
- Orda kuğular olacak mı?
- Will there be swans?
- Bir de o şahane köprüsü.
Oh, and that beautiful bridge. And the swans.
Kazlar takip ediyorsa, belki nadir bulunan kuşlar da öğrenebilir. Turnalar, borazan kuşları vs.
And if geese can do this then maybe really rare birds like whooping cranes and trumpeter swans can learn it too.
Kelime "Kuğu".
That word was "swans".
Kuğu takıntın mı var?
You got a thing for swans? Is this, like, a fetish?
Kuğular hep bir araya gelebilir mi?
Can we have all these swans together? Thank you.
Su üstünde kalan her şey - kötü ördekleriniz, kötü kazlarınız, kötü kuğularınız.
Anything that could float - your bad ducks, your bad geese, your bad swans.
Gaddar kuşlar, kuğular... gaddar.
Vicious birds, swans, vicious.
- Ne?
- The law forbids to shoot swans.
Onlar kuğu.
They're swans.