Sébastien перевод на английский
95 параллельный перевод
Yarışmacı Sebastien'ın dikkatine!
Warning to the jouster Sébastien!
Sébastien'ı kullanıyorum çünkü... böylesi hayatımı kolaylaştırıyor.
I use Sébastien because... it makes life easier
Hayır, biz yürüyüşe çıkıyoruz. Ve onun adı Fabien değil Sébastien.
We're going for a walk And his name is Sébastien
Sébastien.
Sébastien
Vincent'la Sébastien nerede?
Where's Vincent and Sébastien?
Sébastien gelmek istemedi mi?
Sébastien didn't want to come?
- Hayır, Sébastien.
- No, with Sébastien
Sébastien mı?
Sébastien?
- Sébastien.
- Sébastien
Hayır Sébastien...
No, Sébastien...
Sébastien gelmiş.
Sébastien is there
- Sébastien sana söylemedi mi?
- Sébastien didn't tell you?
- Sébastien nerede?
- Where's Sébastien?
Sébastien El Chato.
Sebastien EI Chato.
Bu Sébastien.
This is Sébastien.
Bu ilginizi çekmiyor mu, Sébastien?
Not interested, Sébastien?
Khadija için bir kez vurun, Sébastien için iki kez vurun.
Dial in 1 for Khadija! Dial in 2 for Sébastien!
Şimdi Mouss'la Sébastien'in de bizimle gelmesini isteyelim ve... - Hayır!
We'll ask Mouss and Sébastien to join us.
Tuhaf yaratıklar Satürn'ün uydularında buzlu sularda yaşıyor olabilirler. Eğer Dünya dışında uzaylı mikropları bulabilirsek veya Dünya'daki mikroplar diğer gezegenlerde yaşayabilirlerse bu, yaşamın tüm evrene dağılmış olma olasılığını büyük ölçüde artıracak.
Sébastien Marcel is an expert in biometrics - - the science of using the unique signatures of the body to verify a person's identity.
Onlar yıldızları dinliyorlar. Tüm olası sığınakları kontrol altında tutuyorlar... Bileşik modelleri biraraya getiriyorlar...
Sébastien plays the dual roles of cyberterrorist looking for vulnerabilities and defender of the system.
Onlar E.T.'yi dinlemeye çalışıyorlar lakin telefon numarasını bilmiyorlar.
It was instantaneous. Now, Sébastien switches back to guard duty.
Eğer evreni dinlemek istiyorsanız, bunun gibi eski bir analog radyoyu alın ve frekansı kanalların arasına ayarlayın.
Sébastien has created a mask of his colleague. So now, I'm going to put the mask of my colleague on and try to see if I'm recognized.
Bilgi geçince, bilimadamı, sinyali daire içine aldı ve "wow!" yazdı. Sinyal, bir uzaylı medeniyetinden geldiğini düşündüğümüz bir tür titreşim gibi görünüyordu.
Playing the role of attentive defender and malicious invader has taught Sébastien that he is in a life or death race with no finish line.
Sanırım 1 numara oğlum Sebastian'ın okul arkadaşlarından birisi.
I think number 1 is a school buddy of my kid son Sébastien.
Oğlunuz Sebastian'ın bize söylediklerinden sonra hala inkâr etmemekte ısrarcı olmanız yazık...
A pity you persist in denying... after what your son Sébastien just told us.
Şey... Eyalet savcısının yetkisiyle bir soruşturma yargıcı olarak işlediğiniz suçlardan dolayı size karşı dava açmam istendi, Outreau'da, tehdit edip şiddet kullanarak,
So... as investigating magistrate in charge of the case the State prosecutor has asked me to indict you for having committed, at Outreau, by violence or threat, acts of sexual penetration on children Delay and Delplanque and sexual interterence on your son, Sébastien,
Sebastian ne dedi?
And Sébastien, what did he say?
Oğlunuz Sebastian oynadığınız bir oyunu anlattı.
Your son Sébastien spoke of a game you played,
Aynı gün, çocuk istismar şahitliğinde doktorlara hiçbir şey söylemedi
That same day, Sébastien made no complaint to the doctor specialized in child rape testimony.
Sebastian'a ne söyledim ki ben?
What did I do for Sébastien to say that?
İlk olarak, Sebastian'la aynı aile içindeydim, söylediklerinden sonra onu azarladığımdam için, bana karşı değiştiler.
Firts, I was in the same family as Sébastien, but from bawling him out fot what he said, they changed me.
Thomas çok huysuzlaştı Sebastian'da perişan ediyor zaten.
Thomas was being very difficult and dragging Sébastien down too.
Cecile ve Sebastian'ın velayetini istiyorum.
I want custody of Cécile and Sébastien.
Benim bir oğlumun ismi Sebastien, diğerininki Frank. Muhammed ya da Ali değil yani.
I named my kids Sebastian and Frank, not Mohamed and Ali.
Sebastien... Kardeşime olanlar bana da olabilirdi.
Sebastien... what happened to my brother could've happened to me.
Sebastien!
Sebastien!
En azından Sebastien'la hiç yatmadı.
At least she never screwed Sebastien.
Sebastien bile bana böyle tutkulu şekilde yazmamıştı.
Even Sebastien never wrote me so passionately.
Benim, Sebastien.
It's Sebastien.
- Bu Sebastien.
- This is Sebastien.
Bira, Şarap? - Evet.
Jean-Sebastien...
Sebastien, bir havlu getirir misin?
Sebastien, could you get me a towel?
- Sebastien, mumları çıkarır mısın?
Sebastien, take off the candles please.
Kapa televizyonu Sebastian.
Turn off the TV Sebastien.
Televizyon Sebastian!
The TV, Sebastien!
Bir ikiz kardeşim var, Jean-Sebastien.
I have a twin brother, John Sebastian.
San Sebastian'daki kira süresi dolmuştu.
The lease in San Sebastien was up.
Ben Sebastien.
It's Sebastien.
Dur, adım Sebastien!
Stop! My name is Sebastien!
Ben Sebastien.
I'm Sebastien.
Gel, Sebastien!
Come, Sebastien!