Sözde перевод на английский
2,987 параллельный перевод
Hikayenin komik yanında ise şu sözde dedektiflere bir bakın. Kendilerinin canavara dönüştüğünü sandılar.
On the lighter side of this story, check out the two so-called investigators who actually thought they were turning into monsters.
Sözde "1314" aptallar için bir sözdür.
( The so-called'1314 ", ) ( is a promise to the fools. )
Sözde kalbini kazanayım diye verdiği o tokayı anneme verdiğim gün beni terk etti.
He gave me a hairpin that was supposed to win my mother's heart. The day that I gave it to her, she left.
Sözde, erkek kardeşiyle beraber bir ay içinde New York'a gelecekti.
It must join me in New York in a month.
Sözde liderler tabii.
So-called leaders, of course.
Ne yani, sözde balayımızda burada oturmuş lanet Zhou Enlai'yle kaçmak istediğini mi söylüyorsun bana?
What, you sit here on our so-called honeymoon and tell me you want to run off with Zhou fucking Enlai?
Sözde 18 yıldır görmediğin baban.
Your father, who you supposedly hadn't seen in 18 years.
Bunlar sadece sözde kalıyorsa, o zaman sinirlenebilirim.
If they're just empty words, I'm going to get mad.
Sözde bana sarkıntılık edecektin.
You were supposed to start groping me.
Bu sözde "kahramanlar" bu şehre verilen zarardan sorumlu tutulmalı.
These so-called "heroes" have to be held responsible for the destruction done to this city.
Az önce çıktığınız tanışma merasimi Trey'in düğünü için. Sözde ikinizde farklı insanlarla evlisiniz.
Invitations just went out for Trey's wedding, based on the assumption that you are both married to other people.
Sözde büyük çağda tek bir bilmece vardı :
A great age offers a choice :
Sözde anti-doping takımı olan Garmin Takımı'nın başındaydı.
He was running Team Garmin, the so-called anti-doping team.
Sözde barışı sağlamak için geldiler.
Supposedly they're here to help the peace process.
Hükümdarlığımı hor gören herkes iyi anlasın,... beni devirmek isteyenler için sözde bir lider.
A listening ear for all who despise my reign, a figurehead for those who would overthrow me?
Babamın sözde kazancının peşindeler.
They're after Dad's "winnings." Right?
Telgraflarda aynı zamanda Amerika'nın sözde müttefiklerinin hataları, DÜNYAYLA DALGA GEÇİYORLAR güçlerinin ve meşruiyetlerinin aslında sahte olduğunu gösteren bir şekilde anlatılıyordu.
They also told the truth about the faults of America's so-called allies in ways that were bound to reveal that their power and legitimacy were a kind of fraud.
Sözde eski ordu iş bitiricileri.
Ex-military contractors, my ass.
1929'da Circa'da büyük bir bahçede toplanmış bir grup Nazi'nin sözde bilimi gibi bir şey.
It's the sort of pseudo-science a gang of Nazis would have dreamt up in a big garden, circa 1939.
Bu sözde başarısızlıktan çok fazla eser ortaya çıktı.
From this supposed failure, come a lot of creation.
Yeni binaymış sözde! Eskisinden bir farkı yok.
All the new buildings are old-fashioned.
- Ben de. Sen bu sözde içgüdülerinle meşgulken bu şehrin sokaklarında insanlar ölüyor.
As do I. There are men dying on the streets of this city every day, while you're busy chasing your so-called instincts.
Karşına çıkacak düşmanın sana karşı bir kan davası var ve sözde müttefikin entrikacı bir rakip.
The enemy you face has a personal feud against you. And your so-called ally is a scheming rival.
Bizimki sözde hamilelik izninde ama tam teşekküllü akşam yemeği yapmaya kalkışıyor.
She's supposed to be on maternity leave. Here she goes cooking a four-course meal.
Sözde beyinlerimizi pişiren elektromanyetik dalgaları.
Electromagnetic waves that supposedly are cooking our brains.
Babam öldükten sonra annem, babamın da bulunduğu sözde cennete girmeden önce iki sene boyunca öksürdü.
After dads passing, mother coughed for two years before she too stepped in to that supposed heaven where dad might also reside.
... şu sözde golf kulübü hapishanelerinden biriydi.
that had become popular after the Enron debacle.
Ama Lindsay sözde annesine benzemediğini kanıtlamak istedi.
But Lindsay wanted to prove that she wasn't like her so-called mother.
Dee Reynolds, başka sözde komedyenlerin tükürüklü mikrofonlarını kullanmaz.
Dee Reynolds does not use mics that other so-called comedians have spit into, okay?
Şimdi bu... Burada sözde dalga mı geçtin yani?
Is this- - is this supposed to be insulting?
20 dakika harcadın fotoşopla bir resimde bana kendi penisini yalatıyorsun... ve sözde bu beni tuhaf gösterecek öyle mi?
- You just spent 20 minutes photoshopping a picture of me sucking your penis, and it's supposed to make me look weird?
Unutmayın, bizim sözde uygar toplumumuzda kimi insanların davranışı çoğu kez daha iyi değil.
Mind you, the behaviour of some people in our so-called civilised society is often no better.
Batman'in kendi düşmanlarını yarattığını ve narsist vekilleri olan bu sözde kötü adamlar aracılığıyla suç işlediğini söyleyebiliriz.
You could say Batman creates his own enemies... In other words, the real villain here is Batman.
Şu sözde "Batman'in Evlatları'nı" şiddet ve anti sosyal davranışlar için sinsi bahanelerle zehirledi.
Poisoned these so-called "Sons of Batman" with an insidious excuse for the most violently anti-social behavior.
- Peki kim bu sözde yabancı kurumlar?
- Well, who are these supposed foreign agents?
Bu sözde en çok anlaşılamayan şey, nehrin sirkülasyonel olduğu.
What most fail to grasp is that the river is circular.
Bay Furtado, o sözde sadece bir balık vardı.
Mr. Furtado, the proverb's on just one fish.
Üç, Piero da Vinci'ye, sözde mahkemene katlandığı için 50 florinlik bir bağış.
Three, a donation of 50 florins to Piero da Vinci for tolerating your so-called courtroom.
Sözde bir erkek arkadaşı var, onu da araştırıyoruz.
She had a boyfriend of sorts. We're investigating him.
Hayır, onunla ilgili herşey "Sözde hayatım" daki gibi... ama çok daha keskin.
No, everything is so My So-Called Life with her... but switchbladier.
Sözde keşişler bunu oymak için yıllarını harcamış.
My grandma gave it to me. Some monk supposedly spent years carving it.
Sözde sadece bir kadehti.
It was supposed to be a drink.
Sözde restoranlardan korkuyor.
And he says he doesn't like restaurants.
Sözde bilge kişilersiniz büyücüler, falcılar...
You're supposed to be wise men, sorcerers, seers.
Açgözlülük, kar, para bunlar sadece sözde değildir.
Greed, profit, money, these are not mere words!
Bakın Manav bey... Bu sözde Ambikapur devriminiz... İskambil kartları gibi yıkılacak.
Look, Mr. Manav... this so-called Ambikapur revolution of yours... will collapse like a pack of cards... if I reveal that your friend...
Ambikapur insanlarının beyni sözde aktivistler tarafından yıkanmış.
The people of Ambikapur have been brainwashed by these so-called activists.
Ben de seni, Joanie'nin Chachi'yi, çocukların Trix'i ve sözde Bert'in Ernie'yi sevdiğinden çok seviyorum.
Oh, well, I love you more than Joanie loved Chachi, kids love Trix, and Bert loved Ernie. Allegedly!
Burası sözde özgür bir ülkeydi!
America is supposed to be free country, no?
Tüm bu sözde romantizm aklımı başımda aldı ve beni sırılsıklam etti.
- All of this romantic pretending, amor, It make me so hot... And wet.
Toplumun, sozde
The eradication of the so-called