Tablets перевод на английский
614 параллельный перевод
- Sindirim haplarınız.
- Your digestive tablets.
- Doz iki tane miydi?
- How many tablets?
Yemek tabletlerim ve enerji haplarım da vardı.
And I had food tablets and energy pills too.
Ona uyku hapları veriyorum.
I'm giving him sleeping tablets.
Pekala, ishal ilaçlarını bırakın artık.
All right, dish out the Atabrine tablets.
Herkese tuz tableti.
Salt tablets, everyone.
- Tabletleri içseniz daha iyi olur, beyler.
- Better take your salt tablets, men.
En önemlisi, Atebrin tabletlerinizi almanız.
The most important thing is to take your Atabrine tablets.
Bana biraz tuz tableti ver.
Give me some salt tablets.
Bu ilaç şişesi zehir dolabından alınmış.
This bottle of tablets was taken from the poison cupboard.
Peki zehir dolabından alınan tabletlere ne oldu?
What became of those tablets that were taken from the poison cupboard?
- Tabletleri unuttunuz mu?
- Have you forgotten those tablets?
- Katilin Esther olduğunu anladığımda onun ne kadar çılgın ve tabletlere de sahip olduğunu anladım.
- When I realized it must be Esther... I knew she was definitely insane and that she had the tablets.
Sanırım sekiz tablet daha var.
There's still eight tablets left.
Şu haplardan bir tane içir.
Give him one of these tablets.
Ve istediğin hazımsızlık ilaçları.
And the indigestion tablets you asked for.
- Hazımsızlık tabletleri?
- The indigestion tablets?
Sadece şu haplar işe yarıyor.
These are the only things that help, these tablets.
Keşke evden şu haplardan benim için almanı isteseydim.
I wish I'd asked you to bring me some of these tablets from home.
İyi, belgeleri ona verirken, yanında da bir kutu aspirin ver!
Present them to him with a box of aspirin tablets.
Elimde ilaçlar var.
I've got tablets.
Tabletlerden kaldı mı?
You got any more of those tablets?
O... Onlar çok gürültülü.
Just remind me, which drawer do the tablets go in?
- Demir haplarını almamışsın.
- You didn't take your iron tablets.
- Demir haplarımı aldım.
- Yes, I took my iron tablets.
- Kalsiyum haplarını aldın mı?
- What about your calcium tablets?
Bu taş levhalar...
These tablets of stone...
Bizim prensimiz olmak için levhaları sen mi yazdın?
Did you carve those tablets to become a prince over us?
Eleazar... bu beş kitabı Ahit sandığına koy, Tanrı'nın bize ilettiği 10 Emir'in yazılı olduğu levhaların yanına.
Eleazar, set these five books in the Ark of the Covenant, by the tablets of the Ten Commandments, which the Lord restored unto us.
Bir ağrı ya da nefes kesilmesi durumunda nitrogliserin tabletlerinden birini kırın ve hemen dilinizin altına koyun.
Any pain or shortness of breath, pop one of these nitroglycerin tablets under your tongue.
Uyku ilaçlarımı orada unutmuşum.
I left my box of Luminal tablets in...
Uyku perisi ilaçlarımla geldi.
That's the sandman with my sleeping tablets.
Tabii, eğer yakıta birkaç tane Süper Triphoniol tableti ilave ederseniz.
On the condition that you add a few tablets of Super Cuthbertiol!
Sadece üç tablet, Kaptan.
Three tablets, Captain, three tablets.
Çocukluğumdan beri sen kanunun her maddesini harfiyen yerine getirirsin.
You been handing out the ten tablets of law from whatever hill you could find since I was a kid.
Tabletleri sıcak suda eritmelisin.
You dissolve the tablets in hot water.
Elimde birkaç ilaç var ağrını hemen kesebilecek olan haplar.
I have some perfectly splendid tablets that take away headaches - though they're large.
Olursun tabii, şu berbat hapları alırsan.
And there you go, taking those rotten tablets.
Yeni formüllü, tüm zamanların en iyisi Garbagine hapları kötü markalılardan ne kadar hızlı işe yarıyor, gör.
See how much faster the new-formula, better-than-ever Garbagine tablets are than that no-good brand.
Eşim katibelik yapıyor ve rahatlamak için ilaç kullanıyor.
My wife, who's a typist, has tablets for that.
Doktorum sürekli sinirlerimim gerginliğinden bahsedip ilaç yazıyor.
My doctor is always talking about nerves and prescribing tablets.
Sana bu hapları bıraktı.
He gave me these tablets to give to you.
Her kit, altı kutu konsantre gıda tableti barındırıyor. Her birinin kabaca beslenme eşdeğeri...
Each kit holds six tins of concentrated food tablets, each unit roughly the nutritional equivalent of...
Tuz tableti istedin mi?
You did ask about salt tablets?
Tuz tabletleri.
Salt tablets.
Ve tesadüfen, siz ve Bayan Crater tuz tabletleri istediniz.
And by coincidence, both you and Mrs. Crater... requested salt tablets.
Saygıdeğer hekiminiz, tuz tableti ihtiyacımızı açıklayamıyor mu?
And your esteemed physician cannot explain... our need for salt tablets?
Bana şu manyezit-nitron tabletlerinden verin.
You've got one of those magnesite-nitron tablets in your kit. - Give me one.
Bak, bende de sigara var. Biraz süt tozu ve bir sürü de ıvır-zıvır.
Look, I got some cigarettes, and some malted milk tablets... and a lot of other junk, too.
Biz de 400,000 ünite penisilin tableti üretmeye geçeriz.
We'll switch to 400,000-unit penicillin tablets.
Elimizde milyonlarca Dilatrin tableti var.
We have millions of your Dilatrin tablets on hand.