Tahran перевод на английский
373 параллельный перевод
Tahran'a dönüyorum.
I am on my way back to Tehran.
- Tahran Konferansının gizli dakikaları.
The minutes of the Teheran Conference.
Tahran Konferansı ile ilgili bilgiler hakkında ne düşünüyorsun?
What do you think of the information on the Teheran Conference?
"Tahran yolcuları..."
"All passengers for Tehran"
- Annemin kardeşi, amcamın Tahran'daki elçilikte etkili olan bir arkadaşı vardı.
- My mother's brother, my uncle had a friend who had enormous influence in the embassy in Tehran.
Tebriz'den... Tahran'dan... Kaşhan'dan, Sarak'tan...
Tabriz Teheran Kashan, Sarouk.
Kasım 1943'te Tahran'da Roosevelt ve Stalin, Churchill'i bastırıp Fransa çıkartması için kesin tarihi belirlediler :
At Tehran in November 1943, Roosevelt and Stalin overruled Churchill and at last fixed a definite date for the landing in France :
Ancak Tahran'dan sonra, Churchill İtalya'nın çıkmaza girdiği düşüncesini reddetti.
But affer Tehran, Churchill refused to accept the deadlock in Italy.
Tahran'da Yüzbaşı. Asıl gerçek bu.
Tehran, Captain, that's where the reality is.
Jody benden Tahran'da 100 riyal borç aldı.
Jody borrowed 100 rials from me in Tehran.
İRAN'DA BİR ÇÖL TAHRAN'IN 330 KM. GÜNEYDOĞUSU 25 NİSAN 1980 SAAT : 04 : 00
IRAN, DESERT ONE, 200 MILES EAST OF TEHERAN, APRIL 25TH, 1980 - 4 : 00AM
Bir saat önce ordumuzun özel antiterör birimince, Tahran'da rehin tutulan Amerikalı rehinelere yönelik yapılan operasyon bir faciayla sonuçlandı.
An hour ago an attempt to rescue the American hostages held in Teheran ended in disaster for the Army'top - secret antiterrorist special forces.
Tahran'a doğru yola çıkmışlar.
They're on their way to Teheran on the Damascus road.
Tahran'da
In Tehran.
Ben de Tahran'lıyım askerliğimi İsfahan'da yapmıştım.
I'm from Tehran and I did national service in Ispahan.
Tahran'daki futbol maçına gidebilmek için içinde film olmayan kamerasıyla para karşılığı insanların fotoğraflarını çeken çocuğa benziyorum.
I'm like the little boy in the film who takes photos of people although his camera isn't loaded, so he can go to Tehran to see a soccer match.
O, Tahran'ın dışına bile nadir çıkmıştır.
She's hardly been out of Tehran.
Tahran Üniversitesinden.
From Tehran University.
Tahran'da artık Amerikan elçiliği yok.
There is no US Embassy in Tehran any more.
Tahran'dan, Zagros dağlarını aşıp, Kürdistan üzerinden Türkiye.
From Tehran, across the Zagros Mountains, through Kurdistan into Turkey.
Tahran'da biraz daha kalırsan seni bulacaklardır.
They'll find you if you stay any longer in Tehran.
Tahran'ın dışındaki ilk kontrol noktasında dikkatli olmalısın.
First you must be careful of the checkpoint outside Tehran.
Tahran'a gelmeyi düşünmüyor musun?
Don't you wish to come to Tehran?
Belki orada yaşayalardan birisi maçı seyretmek için... Tahran'a gitmiştir.
Maybe the ones that live there went to Teheran to see the match.
Televizyonları yoksa, maçı televizyonda seyretmek için Tahran'a gitmişlerdir belki.
As they do not have television they went to Teherán to see the match on television.
- Tahran'dan mı geldiniz?
- You have come from Teheran?
Sınıfımı geçince babam beni Tahran'a götürdü.
I saw it, when I got honors and my father took me to Teheran.
Tahran'daki göstericiler "Amerika yok ol" ve "Carter'a ölüm" diye bağırdılar.
Demonstrators in Tehran shouted "Down with America" and "Death to Carter".
Tahran'ın yaklaşık 400 kilometre hayır, 350 kilometre kuzeyinde geçen yıl depremin herşeyi yerle bir ettiği Koker'deyiz.
We're in Koker, about 400 kilometers no, 350 kilometers north of Teheran, where an earthquake destroyed everything last year.
Tahran'da onca sorunları var.
With their problems in Teheran.
- Tahran'da yaşıyorlar.
- They live in Teheran.
Bu yüzden, Tahran'da 12 milyon insan yaşıyor!
That's why 12 million live in Teheran!
Tahran'da.
In Teheran.
- Ben dükkan sahibi değilim ki. - Hüseyin Tahran'da mı?
- I am not the shopkeeper.
- Ne kadardır Tahran'dasın?
Me too. - How long have been in Teheran?
Devrim sirasinda babanla birlikte Tahran'daydim.
I was in Tehran with your father during the revolution.
Oysa zamaninin büyük kismini Tahran Hilton'da benimle oynasarak geçirdi.
Truth is, he spent most of his days in the Tehran Hilton, shagging me.
Tahran.
Tehran.
Ama Tahran'da, mollalar konsolosluğu basmışlar... ve gece ülkede devrim oldu.
But back in Tehran, the hard-liners seized the embassy... and overnight, the whole country changed.
1943'te ittifakları hala bozulmamışken, Üç Büyük, Tahran'da görüşme düzenledi.
In 1943, with their alliance still intact, the Big Three prepared to meet at Tehran, in Persia.
ZOYA ZARUBİNA, SOVYET İSTİHBARATI Konferansa hazırlanmalarına yardım etmem için Tahran'a çağrıldım.
ZOYA ZARUBINA - Soviet Intelligence " I was summoned to Tehran to help them prepare for the conference.
Bu mektupla size bildirmek isteriz ki... Tahran'ın Valiasr semti, Saveh Yolu, Sajadi Caddesi 10 Numarada, yaşayan-ya da daha doğrusu yaşam savaşı veren - Bir adam, bir kör kadın ve iki kız çocuğundan oluşan bir aile var.
We hereby inform you that in Valiasr, Tehran, on the road to Saveh, at No. 10 Sajadi Avenue, lives - or rather survives - a family made up of a man, a blind woman and two 12-year-old girls.
Tahran'a iki bilet lazım.
We need two tickets for Tehran please.
TAHRAN
TEHRAN
TAHRAN 14 : 30
TEHRAN 2 : 30 P.M
Tahran'dan küçük bir hediye.
A small gift from Tehran.
- Tahran'a mı gittin?
- Have you been to Tehran?
Tahran'a gidip okuyamacak.
He won't be able to go to Tehran to study.
Tahran'ı hatırla.
Remember Teheran when Cindy was born?
Tahran'da mı?
Tehran.
Tahran
Tehran