Tailor перевод на английский
1,020 параллельный перевод
Monroe'da diktirdim.
Haven't you? Had it tailor-made in Monroe.
Hey, terzi.
Hi. Hey, tailor.
Terzi, buraya gel.
Tailor, come here.
- Kimlere?
- My tailor.
Şehirdeki Çinli terzimizde hem erkek hem de kadın kıyafetleri var.
Our local Chinese tailor carries ladies'and gentlemen's apparel.
Terzi ölçünü alacak.
The tailor has to measure you.
Terzideki smokinim.
My tuxedo in the tailor's.
Yani terzi.
I mean the tailor's.
Terziyi bul, dükkanı açtırt.
Well, find the tailor and make him open the shop.
Babasının takımı terzide kilitli kalmış.
His father's suit's locked up in the tailor's.
Tavsiye ettiği şu terzi dün yine buradaydı.
That tailor he recommended was here again yesterday.
Benim bir terzim var, Senor Guttenberg, buraya gelir ve size boğa güreşçilerinin alışılagelmiş kıyafetlerini giydirir.
I'm having my tailor, Señor Guttenberg, come up here and attire you in the costume usually worn by bullfighters.
Robert Macaire ve onun kötü yardımcısı terziden değil, cezaevinden geldi.
Robert Macaire and his evil sidekick haven't come from the tailor's, but from prison.
İki saat önce terziyi çağırıp prova için her şeyi hazırlamanı söylemiştim.
Two hours ago, I told you to get the tailor make everything ready for the fitting.
Terzin kim?
Who's your tailor?
Albuquerque'daki küçük terzi olan Samson'u mu kastediyorsun?
You mean Samson, the little tailor in Albuquerque?
Bilginiz olsun diye söylüyorum, yeni ceket için bana güvenmeyen Chinon'daki küçük terziyi hatırlıyor musunuz?
And for the reference, do you remember that little tailor at Chinon who wouldn't trust me for a new coat?
Ben yarattım, aynı bir terzinin kumaşlardan elbise yarattığı gibi.
I made them, just like a tailor makes a suit of clothes.
Bu adamın iyi bir işi var. Bağlantıları var, askeriyenin terzisi.
It links... a military tailor.
Harika bir terzim var.
Have I got a tailor.
Terzini beğendim.
I like your tailor.
Üçüncü ya da dördüncü bina olması lazım.
The third or fourth house. The one that has the Tailor Shop on the first floor.
Terzi, Güleç Schultz'un arkadaşı Büyük Babe adında birini tanıyor musun?
Hey, Tailor... you know a friend of Smiley Schultz's, a fellow they call Big Babe?
Terzimi gördüğümden beri 11 hafta dört gün oldu.
It is exactly 11 weeks and 4 days since I last saw my tailor.
Bakkal ve terzi hariç, kimse şişman adamları sevmez.
Nobody loves a fat man, except his grocer and his tailor.
Terzimin gönderdiği fatura değildir heralde.
It couldn't be a bill from my tailor, I suppose.
Fakat papazın yeğeni Paoletta da.. .. bu işe çok sevindi, terziye bir elbise diktirdi.
And Paoletta, the niece of the priest, and has gone mad commissioned a dress to the tailor.
Annette, Norman terzide.
Norman's at the tailor's.
Ayrıca terzinizin faturasını ödediğinizi... -... ve içki aldığınızı da söyledi.
He said that you also paid a bill at your tailor's and another for wines and spirits.
Şarap dükkanındakiler yanınızda olduğunu söylemiş. Çavuşum da tamirhaneye ve terzinize sormuş.
The wine shop said you had it when you paid your bill so my sergeant checked on your garage and tailor.
Sanki terzide özel dikilmiş gibi.
As if it were tailor-made.
Terzi yapımı olmasa da sana tam uydu.
Although it's not tailor-made, it fits you perfectly.
- Anlıyorsun, Guy Zürih'e terzini görmeye gitti.
- You see, Guy went to see your tailor in Zurich.
Buraya ilk geldiğinde üzerinde olan takımı diken terziye.
The tailor who made your first suit of clothes when you came there.
- Terzi etiketi.
- The tailor's label.
Sen terzi Anne'a aşık olmadın değil mi?
You haven't fallen in love with the tailor's Anne?
Terziyle işini halletmek senin işin.
It's your job to fix it up with the tailor.
Anne'i biliyorsun, terzininki.
You know Anne, the tailor's Anne.
Bugün terzi Peter'in damadı oluyor demek.
So Peter the tailor gets himself a son-in-law today.
- TERZİ
- TAILOR
Terzi Peter.
Peter the tailor.
Terzi Peter seni red mi etti?
Did Peter the tailor turn you down?
Oğlum terzi Peter'in kızını hakketmiyor mu?
Is my son not allowed to have Peter the tailor's daughter?
Bu yüzden biz Borgen çiftliğindekiler... terzi Peter için yeterince iyi değiliz.
So that's why we here at Borgen's farm, we're not good enough for Peter the tailor.
Terzi Peter'in bunu yüzüme söyleyecek kadar... cesur olup olmadığını bilmek isterdim.
I'd like to know if Peter the tailor is brave enough to say that to my face.
Terzi Peter'e göre biz hepimiz cehennemi boylayacağız...
In the opinion of Peter the tailor we'll all end in hell...
İyi geceler, terzi Peter.
And goodnight, Peter the tailor.
Kıyafetlerimi ısmarlama yaptırmam gerekir.
I should have all my clothes tailor-made.
Terzisi de olabilir.
- It might be a duke. It might be her tailor too.
- Bu terzi işi.
- Well, it's tailor-made.
Sanki senin için dikilmiş.
Looks like it was tailor-made for him.