Tarik перевод на английский
114 параллельный перевод
Eğer kardeşimi görürsen, seni onun da seni tarik edeceğinden eminim.
If you saw my brother, he'd turn you on too.
Tarik sizi çağdaşlıklarınızdan daha çok iyileştirecek. Evet.
History will treat you far more kindly than your contemporaries.
- Evet. Katilin adı Tarık Ben Rabat.
The identity of the assassin is Tarik ben Rabat.
Onun ismi Tarik Husseini.
His name is Tariq Husseini.
Tarik yer altına girecek.
You know, Tariq will go underground.
William Devereaux, sizi tutukluyorum... Tarik Husseini'ye işkence yapıp öldürmekten tutuklusunuz. O bir Amerikan vatandaşıydı.
William Devereaux, you are under arrest... for the torture and murder of Tariq Husseini... an American citizen.
- Tarik.
- Tarik.
Tarik. Sensiz asla eskisi gibi olmayacak.
Tarik, things won't be the same without you.
Tarik böylece macera peşinde koşmak için İspanyaya gitti. Efsanevi paralı asker El Cabillo'yu bulmaya. George ise İngiltere'ye geri döndü.
So Tarik headed off to Spain in search of adventure and the legendary mercenary, El Cabillo, whilst George rowed home to England.
Ben adama doğru diz çökerken Tarik'ta binadan içeri giriyordu.
I was kneeling over the man when Tarik came into the building.
O adam Tarik'ın kardeşiydi.
The man was Tarik's own brother.
Aslında Tarik'la birlikte El Cabillo'yu bulmak çok daha az tehlikeli olurdu.
It would have been a good deal less dangerous if I'd gone with Tarik.
Tarik. Bunlar Elmondorf ve Wryn.
Tarik, this is Elmendorf.
Haklı olduğuna inanıyorum Tarik.
I believe that you're right, Tarik.
Bugünün başlıkları, Rutgers'da profesör olan Tarik Jackson ve avukat Nathaniel Banks ırk ayrımı ve polis işkencesi sebebiyle... New Jersey eyaletine dava açıyor.
In today's headlines, Rutgers professor Tarik Jackson and attorney Nathaniel Banks are suing the state of New Jersey for racial discrimination and police brutality.
Tarik.
Tarik.
Pekala, Tarik.
Tarik, let's shake.
Tarik, yukarı gelen kim?
Tarik, who's comin'up?
Tarik!
Tarik!
Tarik, cevap versene.
Tarik, would you say somethin'?
Tarik, cevap ver.
Tarik, will you answer me!
Teşekkür ederim Tarı k.
Thank you, Tarik.
Eşim buradaymış galiba, bana bir telefon edildi de.
My name's Tarik Yolcu. I had a call to say my wife's here.
Tarı k Bey, bizimle gelin.
Tarik Bey, come with me please.
Tarı k Bey, bizimle morga gelmeniz gerekiyor.
Tarik Bey, you must come to the morgue with us.
Ya Ebu Tarık, oğlum oğlundur dedim, sen hala damat diyosun!
Come on Abu Tarik. I said my son is your son, you still call him groom!
Söyledikleri doğru mu Ebu Tarık?
is that true, Abu Tarik?
Tarik, kaçacağımız yerleri hesapla.
( man ) Talit, take evasive measures.
Açıklamaya göre dün öğle saatlerinde, iş yerinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Saraç Holding Yönetim Kurulu Başkan'ı Tarık Saraç,
Based on an announcement, Tarik Sarac, the management president of Sarac Holding company lost his life after an armed attack yesterday afternoon.
Tarik konusunda takıntılı değil mi?
Isn't he quite obsessed about history?
Tarik, Londra'daki Sudanlıların birbirleriyle yaptıkları telefon görüşmelerinin bir simülasyonuna ihtiyacım var.
I need a simulation of London phone call. Sudanese to Sudanese.
Memur Clark'ın çocukları, Tarik ve Brandon size bugün söz veriyoruz ki babanızın ne kadar büyük bir adam olduğunu size asla unutturmayacağız.
To officer Clark's children, Tarik and Brandon, we promise you today... that we will never let you forget what a great man your dad was.
- Tarik Bassir diye biri var mı burada?
Is there a Tarik Bassir here?
İfade vermeye razı olur musun Tarik?
And would you be willing to testify about all of this, Tarik?
Bu karar Tarik'in değil.
No, it's not up to Tarik.
- Adı Tarik Hassan.
His name is Tarik Hassan. Eric?
Tarik, Maria ile... Tartışma kulübüne katıldığına dair ifade verdin.
Tarik, you testified for the defense that you attended debate club with Maria.
Tarik Kohli, Maria'yı ve Gleni yalnız gördüğünü söylememişti.
Tarik Kohli never mentioned seeing Glen alone with Maria.
Şafak sökmeden Tarik'i öldürmüştüm.
Just before dawn I killed Tarik.
Müthiş, Tarik gerçek bir kahramanmış.
I shot him in the head. Terrific. Tarik was a real hero.
Tarık!
Tarik!
Ve onları, oglum Tarık ve.. .. kızım Leyla'yla birlikte..
I will raise them as my own, with my son Tarik
Tarık, oslum, fakir bir kraldan daha büyük bir lanet olabilir mi?
Tarik, my son, Is there a greater curse of being a poor king?
Tarık, Kim bu, Lindbergh mü?
Tarik, who's this, Lindbergh?
Tarık'da öldü.
So is Tarik.
Ben, Tarik.
Darko.
Sen Tarık olmalısın.
You must be Tarik.
Ben Londra'da Tarık'ı ziyaret ediyordum.
I was in London visiting Tarik.
Buna tarik yazmak denir.
It's about making history. We're talking about history now.
Tarik Mortin'i severim.
Oh, I like Tarik Mortin.
N'aber Tarik?
What's up, Tarik? You okay?