Teardrop перевод на английский
143 параллельный перевод
Bir gözyaşı gibi berrrak sadece biraz bu suyu sevdim.
Only a few of you liked water clear like a teardrop.
Adam kendine geldiğinde, örümcek kadınla göz göze gelmiş. Onun maskesinin altından, aşağıya doğru yuvarlanan, gerçek bir gözyaşı görmüş.
When he awoke he gazed up at the spider woman... and saw a perfect teardrop slide from under her mask.
O göz yaşı dövmeleri tabanca kabzasındaki çentikler gibidir.
Those teardrop tattoos, they're like notches on a gun.
Karşınızda en bitirim delikanlı, beklediğiniz adam, ühü ühü o korkunç gözyaşı, bayanlar baylar, işte torunum Sulugöz!
And now, the baddest baby of them all, the man you came here for, the big boo-hoo, the terrible teardrop, ladies and gentlemen, my grandson, Cry-Baby!
Tek kalmış bir damla gözyaşı.
It's a lonely teardrop.
Sonra zavallı şaheserin gözü o kadar dönmüş ki bir damla gözyaşının onu kurtarabileceğine bile inanmış.
Then the poor masterpiece became so crazed... that he believed a single teardrop could save him.
Güzel bir inci kolye ya da damla kolye...
A nice string of pearls, a teardrop pendant...
Şu gözyaşını gördünüz mü...
Do you see? That teardrop...
Gözümün içindeki gözyaşını?
Good, the teardrop is inside the eyes.
Gözyaşı nerede aptal figüran?
Where is the teardrop? You damned extra.
Kurban, olduğu yere yığılıp kalmış. Kafasını delip geçen mermi oluşan yağmur damlası şekline bakılırsa şuraya çarpmış.
Victim dropped in her tracks, bullet went through her head... hit here, based on the teardrop shape.
- Yuvarlak kesiti var. Bu Hedstrom.
It's got a teardrop cross section.
Ve bayan sende onu gözyaşlarınla şımarık yapmışsın!
"And you've spoilt him, ma'am, hanging on every teardrop of his."
Eger bana ihtiyacın olursa... mutluluk... Sadece bir goz yası damlası.
If you should ever need me... happiness... is just a teardrop away.
Mükemmel bir vücudu ve gözyaşı şeklinde dövmesi olacak.
He will have a great bod, though. And a couple of those teardrop tattoos.
50 karatlık gözyaşı damlası. 8 milyonluk sutyenin 6.2 milyonluk parçası.
50-carat teardrop diamond. $ 6.2 million of the $ 8 million price tag of that bra.
Gözyaşı damlasına benziyor.
Looks like a teardrop.
Zarif parlak küreler... elmas salkımlarının arasına dağıtılmış ortasında mükemmel bir inci tanesiyle.
Elegant lustrous spheres... strung between diamond clusters with a perfectly formed teardrop pearl just hanging from the strand.
Kolombiya Bogota'ya 5208 sefer sayılı uçakla gidecek yolcuların bagajlarını üç nolu alandaki birinci bölgeden almaları rica olunur.
¢ Ü Massive attack's "Teardrop" ¢ Ü
Küçük Hektor diyor ki ; O koyunun doğurduğunu görmek, göz yaşı dövmesini silmesine neden olmuş.
Little Hector said that seeing that baby lamb get born has convinced him to laser off his teardrop tattoo.
Gözündeki yaşı gördün mü?
Did you see his "running teardrop" in the lane?
- Ooh, bu şey bir kırık mı?
- Ooh, is that a teardrop fracture?
Bir fare silonuzdan asla gözyaşıyla ayrılmasın.
May a mouse never leave your girnal with a teardrop in his eye.
Bir fare limonunuzdan asla gözyaşıyla ayrılmasın.
May a mouse never leave your girdle with a teardrop in his eye.
Şimdi tüm trajik konuları benim yapmamı istiyorlar.
Now they want me to do all the teardrop stuff.
Yeniden yapım'64 Teardrop.
A'64 teardrop reissue.
Oh, bana bi iyilik yap, Sport, Keskin nişancının duvarına cihaz yerleştir.
Oh, do me a favor, sport, put a teardrop in, uh, sniper's wall.
Keskin nişancıların dairesinden dinlediklerimizin dökümleri.
It's these transcripts fromthe teardrop in sniper's flat.
Sonsuzluk karşısında hayat bir gözyaşından başka nedir ki?
What is life but a teardrop in the eye of infinity?
İyi seyirler!
benj! , Collioure, DarKsh, GillesSilb, Ju, ouazo, tactactac, Teardrop, TVnut
Lilly'nin, uzun sarı saçları ve çenesinin altıda gözyaşına benzer doğum lekesi var.
She has long blonde hair, and has a birthmark under her chin shaped like a teardrop. Please..
Okyanusun Gözyaşı diye bilinir.
It's called the Teardrop of Ocean
Siyah saçlı, güzel yüzlü, ve normal büyüklükte göğüsleri var.
- She's got dark hair, young face, and classic teardrop titties.
Tetikteki parmağın amma titrekmiş hanım evladı.
That's one nervous little bitch finger you got on your trigger there, teardrop.
Şurasında gözyaşı dövmesi var.
He has a teardrop tatooed here.
Bir Teardrop Atışı her şeyi yatıştırabilir.
A Teardrop Shot is a variety of lay-up shot.
Benim de Teardrop şeklinde bir küpem var, bu yüzden bunu senden dinlemek benim için bir onur.
I have this teardrop shaped earring, so it's really an honor to hear you talking about this.
"Karar" kelimesinin üstünde gözyaşı lekesi var sanki.
That is the stain of a teardrop over the word "rad."
Teardrop hâlâ yatıyor.
Teardrop's still laying up in bed.
Onların hepsini tanıyorsun, Teardrop.
You know all those people, Teardrop.
Teardrop kereste işleriyle ilgilenmenin senin için en hayırlısı olacağını söylüyor, canım.
Teardrop says you best keep your ass real close to the willows, dear.
Teardrop araziyi satmamızı söylüyor.
Teardrop thinks I should sell the woods, Mom.
Heyecan yapma Teardrop.
Don't get all excited, Teardrop.
Victoria ve Teardrop'a, Ashlee'yi almaları için yalvarabilirim.
Beg Victoria and Teardrop to take Ashlee in.
Teardrop.
Teardrop.
Kamyonetten in, Teardrop.
Get out of the truck, Teardrop.
Bu da Teardrop.
And Teardrop.
- Gözyaşı kahvesi.
A teardrop coffee.
Aman tanrım!
She's got a tattoo of a teardrop on her bajingo.
Gözyaşı damlası mı?
What do you think that is, a teardrop?
Çeviri :
[massive attack's teardrop]