Teeth перевод на английский
12,618 параллельный перевод
Kılıçlarını kuşanmaları için onları yalnız bırakayım.
We must give them time to gnash their teeth alone.
Duygularımı açıklayamayıp duygularıma erişememek berbattı hep kendimi yalnız hissedip uyumsuz olmak da.
It sucked. And not being able to express or access my emotions and always feeling alone and out of sync, not to mention getting lost doing simple things like homework or brushing my teeth.
İki dişimi birden kırdım orada.
I broke two of my grown-up teeth.
Dişlerinde kalan parçaları bile ayakta temizlerlermiş. Biz de öyle yapmak zorundayız.
They stand about with nibbly bits getting stuck in their teeth and that's what we've to do.
- Bir şey fark ettiniz mi?
- Notice anything? - Their teeth are different.
Dişleri öldükten sonra mı düzeltilmiş?
Her teeth were fixed postmortem?
Olivier, Hoffman'ın dişini tam sinire doğru deliyor.
Olivier drilling into Hoffman's teeth right down into the nerve.
Şu... Büyük dişleri ve şu saçı şey olan...
The- - With the great teeth and that hair...
Ya sorularımızı cevaplarsın ya da tüm gün dişlerini çekeriz.
Either you answer our questions or we're gonna yank out all your teeth today.
Harika dişleri ve o harika saçı olan adam William Devane'di!
It was William Devane with those marvelous teeth and that great hair.
- 20'lik dişim için Vicodin vardı.
Vicodin for my wisdom teeth. I flushed'em.
Bir gün, o adamın dişini temizliyordum daha sonra bütün adamları çıkageldiler.
One day, I am cleaning this guy's teeth, and the next, all of his people are just... they're just here.
Kendi ellerimle ve dişlerimle.
With my own hands and teeth? Ohh!
Bir köpeğin ısırmayı bırakmasını istiyorsan, dişlerini çek.
If you want to stop a dog from biting, take out its teeth.
Isırık izleri de var.
Also, some teeth bite marks.
Bay Molesley, Dowager'i tutana aşk olsun diyor.
Mr Molesley says the dowager's got the bit between her teeth.
Düşene herkes tekme atarken biraz zor o.
Kinda hard when someone's kicked you in the teeth before you've even brushed them.
İğrenç, sıçan dişleriyle bana dokunuyor ve sıçan kürkü sıçan hastalıkları dolu.
It's disgusting and it's touching me with its rat teeth and its rat fur covered in rat diseases.
Vampirin dişlerini söktüm.
I've pulled the vampire's teeth.
- Dişlerine ne olmuş?
What happened to his teeth?
- Eğer bilgi istediyse dişlerini sökerek bunu muhtemelen Jeff Powers'dan almıştır.
- Well, if he wanted information, he probably got it from Jeff Powers, yanking out all of his teeth.
Torbanın içinde dişler de vardı.
The bag had teeth in it, too.
Beni dövdü, üç dişimi kırdı.
He beat me, knocked out three of my teeth.
Dişlek ve ağzı kokuyor o kadar.
Nothing apart from halitosis and buck teeth.
Kalıntılar DNA alınmayacak kadar yanmıştı. ... bulduğumuz dişlerden yararlandık.
The remains were too burnt for D.N.A., so all we had to go on were the teeth we recovered.
Dişlerini kırıp onları ona yutturur sonra aptal İrlandalı anüsünden onları çıkarırdım.
I'd knock his teeth down his throat and out his stupid Irish fudge knot.
Bunu dişlerinle mi yaptın?
You did that with your teeth? I had no other weapon.
Dişlerime tel taktırıyordum.
I was having a brace put on my teeth.
Çocuklarım için "Dişlerini fırçala uyku vakti, yarın okul var." diyen bir anne yerine daha çok onların arkadaşları gibiydim.
I was like a friend to my children, more than a mother saying, "Brush your teeth. Go to bed. There's school tomorrow."
Geceleri bazen dişlerimi gıcırdatıyorum.
I grind my teeth sometimes at night.
Diş işinde.
He's in teeth.
Yoksa dişlerini kulağından girip söker, kendime düğme yaparım.
Or I'll pull your teeth out through your ears and use them for buttons!
Ucuz bir fiyat veriyor ama uyuduğunda altın dişini alıyor.
He charges little, but he takes his gold teeth when you sleep.
- İnsanların dişini mi çalıyor?
He steals people's teeth? Yes.
Dişi alabilir misin alamaz mısın dublör?
Can you get the teeth or not, stunt man?
Bunu dişini kalıba dökmek için kullanırlar.
So they use this to make molds of your teeth.
Dişinin arasında bir parça yemek kaldığını hatırlıyorum.
I remember you had food in your teeth.
Bütün hayatım boyunca dişimin arasında bir şey vardı ve kimse bana söylemedi.
- Yeah. All my life, I felt like I was walking around with food in my teeth, and no one would ever tell me.
- Dişinin arasında bir şey kalmış.
- You have food in your teeth.
Evet, dişlerini keskinleştiriyorlar.
Yes, that they're sharpening their teeth.
Bekle, Ne? Bekle, bekle...
She only listens to radio signals in her teeth.
Bu kenar boyunca obsidiyen dişleri var.
It's got obsidian teeth along the edge.
Diş ve pençeler avda bulunan et bilgisi nedeniyle daha iyiler.
Teeth and claws get better at grabbing prey and sampling the information in its meat.
Saçın, dişin, derin gibi tıpkı.
'As intimate as hair, teeth, skin.'
Dişler.
Tits and teeth.
Ve ruh, dişlerini köpürdeterek ve gıcırdatarak bağırdı ve O'nu şiddetle yararak...
And the spirit cried and foamed and gnashed his teeth and rent him sore...
En son dişlerinin çürüdüğünü biliyor muydun?
Do you know your teeth are the last thing to rot?
George Washington su aygırı dişleri takmıştı.
George Washington wore hippopotamus teeth.
Sivrisineklerin 47 tane dişi vardır.
Mosquitoes have 47 teeth.
Dişlerin.
Teeth.
Çok fazla diş var.
Too many teeth.