Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ T ] / Thinks

Thinks перевод на английский

29,363 параллельный перевод
Ne düşündüğü umurumda bile değil.
I don't care what he thinks.
Böyle mi düşünüyor?
Is that what he thinks?
- O da burada ve benimle aynı fikirde.
- He's here and thinks like me.
- O da burada ve benimle aynı düşüncede.
- He's here and thinks like me.
Beni her gün şaşırtıyor. Yazması, düşünme şekli.
She amazes me every day... the way she writes, the way she thinks.
- Faketmediğimizi düşündü.
- He thinks we don't know.
Başının belada olduğunu düşünürse bizi haberdar eder.
If she thinks she's in trouble, she'll let us know.
Android, bombanın Tarium bazlı olduğunu düşünüyor.
Android thinks the bomb is Tarium-based.
Herkesin beni narin küçük süs eşyası sandığının farkındayım, ama ben iyiyim.
I'm wildly aware of the fact that everyone thinks I'm this fragile little ornament, but I'm fine.
Şimdi benim koç kanı falan içtiğimi düşünüyor.
So now she thinks I'm out drinking ram's blood or something.
ama benimle sidik yarıştırabileceğini sanıyorsa, aldanıyor.
But if he thinks he can piss on me, he's wrong.
Fabiana öldü, Fonso'ya söyleyecek diye derdimiz yok. Ama Fonso, onu öldüreni Beyaz Tony sanıyor.
- Fabiana gone, we don't have to worry about her on telling Fonso, but now Fonso thinks it's White Tony who killed her.
Bunu bir misilleme sanıyor.
She thinks it's some kind of an eye-for-an-eye shit.
Eğer FBI içerisinde bir dostu olduğunu düşünürse onu daha kolay yakalayabiliriz.
If he thinks he has a friend at the FBI, that's the opening we need to capture him.
Ajanlardan biri bir yansıma bildirdi. Saat 11 yönünde.
One of the boots thinks he saw a flash.
Düşmanın ne düşündüğü hiç umurumda değil.
I don't really give a shit what the enemy thinks.
Babasını hayatta sanıyor.
She thinks her dad is alive.
Kendini kahraman sanıyor.
He thinks he's a hero.
Dünya seni öldü biliyor, unutmadın, değil mi? Unutmadım.
You know the world thinks you're dead, right?
Elinde kanıtı yok ama "Özgürlük Ağacı" isimli silah satıcılarından geldiğini düşünüyor.
He thinks they're coming out of a Second Amendment outfit called The Tree of Liberty, but there's no proof.
Umarım Richard düşündüğü kadar iyi bir atıcı değildir. Ama daha önce insanlar konusunda yanıldım.
Hopefully Richards isn't as good a shot as he thinks he is, but I've been wrong about people before.
Televizyona çıkmana rağmen insanların... eşinin suçsuz olduğuna hâlâ inanmaması nasıl bir duygu?
Hey, Julie, so how's it feel knowing you went on TV and still no one thinks your husband is innocent?
Bölüme göre...
The department thinks that...
Herkes bunu düşünüyor, ama o kadar da kötü değil.
Everyone thinks that, but it's not that bad.
Şimdi olduğumu mu sanıyor?
So she thinks I'm fat?
Sarışın olduğunu sanıyor.
She thinks you're blond.
Sadece üzerimize tükürecek, .. olduğumuz gibi bizi küçük hissettirecek.
It will only spit on us, make us feel as small as it thinks we are.
Olanları unutmam gerektiğini düşünüyor.
She thinks I should just forget the whole thing happened.
Gittiklerini sanıyor ama inan bana gitmiyorlar.
She thinks they're gone, but trust me... they are not gone.
Yardım almaları gerektiğini düşünüyor.
He thinks they should get help with it.
Üçlü danışmanına gitmemiz gerektiğini düşünüyor.
He thinks we should go see a throuples counselor.
Jesse insanları küçük gören,... yetkili, ayrıcalıklı hipster bir pislik parçası. Boktan fikirleriyle dünyayı daha iyi bir yer yaptığını sanıyor.
Jesse is a... is a condescending, entitled, privileged piece of hipster trash who thinks that she's making the world a better place with her shitty opinions.
Margo onunla oynadigini, teklifi yükseltmeye çalistigini düsünüyor.
Margo thinks you're fucking with her, trying to raise the bid.
Şimdi de kendini Herb Allen sanıyor.
Now he thinks he's Herb Allen.
Sorgucunun böcek yaratıkları olduğunu düşünüyor.
She thinks her interrogators are bug creatures.
Dünyanın hakkımda ne düşündüğü umurumda değil.
I don't care what the world thinks about me.
Saklamaya çalışıyor ama yüksekten hoşlanmadığını biliyorum.
Those are my thing. She thinks she hides it, but I know she's not wild about heights.
Çılgın parti kızlarından olduğumu sanıyor.
He thinks I'm some crazy party girl.
Hapse girecek birine göre fazla iyi görünüyorsun.
You're in an awfully good mood for a guy who thinks he's going to the slammer.
Onların daha güvenilir olduğunu düşünüyor.
She thinks they're more reliable.
Babam olduğunu sanıyor.
He thinks he's my dad.
Başka kafasıyla düşünen gerizekalı türü.
The kind of idiot who thinks with the wrong brain.
Benden yoğurt sipariş edebileceğini sanıyor?
Thinks she can just ask me to get her fro-yo?
Onu her gördüğümde, bana bakıp şey düşünüyor... İyileşebileceğini düşünüyor.
Every time I see her, she looks at me, and thinks... she thinks maybe she can get better, too.
- Beni beklediğini sanıyor.
I think he thinks he's waiting for me.
- Yapamam. Aynı hastalığı geçirirken iyileştiğimi düşünüyor.
She thinks I was cured of a disease that she actually has.
Sen resmen herkesin düşündüğü gibi pisliğin tekisin.
You are exactly... the piece of shit that everyone thinks you are.
Patronum, istihbarat toplantısından ayrıldıklarını gösteren güvenlik kamerası görüntüleri izledi ve oylamayı bir şekilde sabote ettiklerini düşünüyor.
My boss saw surveillance footage of them leaving the Intelligence meeting, and he thinks that they had something to do with the failed vote.
Birden anladım ki... çok meşgul olduğumu düşünüyor, beni rahatsız etmek istemiyor ve... bu beni uyandırdı.
And I just realized that she thinks that I'm too busy and... she didn't want to disturb me, and that just... woke me up.
- Seni korumam mümkün değil.
The FBI thinks Bob Lee's dead.
Üzgünüm.
You know, I'm trying to understand, for my character, you know, um, are-are we suggesting, you know, that the Man-ny thinks a grown man can breastfeed a baby? I'm sorry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]