Thoughtful перевод на английский
1,820 параллельный перевод
- Ama yine de ince bir düşünce.
- Well, it was still thoughtful.
Düşünceli bir davranış olur dedim. Aptalca desene şuna.
- I thought it'd be thoughtful.
Ben gerçekten düşünceli bir jest olduğunu düşündüm.
Oh. I thought it was a really thoughtful gesture.
Ne kadar düşüncelisiniz.
Oh, how thoughtful.
Düşünceli ve planlı kararlar verir.
She's a thoughtful, deliberate decision maker.
Çok düşünceli bir hediye olur.
That would be a very thoughtful gift.
Bütün bu hediyeler çok düşünceli.
All of these gifts are so thoughtful.
Büyükbaban hastanedeyken çok düşünceli davranmıştı.
He was so thoughtful when your grandfather was in the hospital.
Çok düşüncelisin Mia. Eminim gelmeyi çok ister. - Harika.
That is so thoughtful of you, Mia, and I am sure she would love to come.
Çok düşünceli. - Neden onunla dans etmedin?
He did, yes - - very thoughtful.
Gerçekten çok düşüncelisin.
It's really very thoughtful.
Ne düşünceli hediyeler bunlar.
What thoughtful gifts.
Düşünceli, hissiyatlı, nadir ve değerli yeteneği ile gayet ölçülü bir beyefendi.
He is a thoughtful, sensitive, sober gentleman with a rare and valuable gift.
- ve düşünceli - yakışıklı, yakışıklıyı unutma.
- and thoughtful- - - handsome, don't forget handsome.
Söz dinle ve çevrendekilere nazik ol.
And thoughtful and kind to those around you.
Makûl insanlar olduğumuzu düşünürüz. Şefkatli, vicdanlı, medeni, düşünceli.
we like to think that we are rational beings... humane... conscientious... civilized... thoughtful.
O yüzden... Alex... Alex, düşünceli görünüyorsun.
So... alex... alex, you look thoughtful.
Düşünceli biri.
She's thoughtful.
Kimseye söyleme ama, Danny çok düşünceli ve duyarlıdır.
Don't tell anybody, but he's very thoughtful and sensitive.
- Çok düşünceli.
- So thoughtful.
O kadar düşünceli ki.
He's so thoughtful.
Yazını çok beğendim. Akıllıcaydı.
Your essay was very thoughtful.
Çok düşünceli biri.
So thoughtful.
- Ne kadar düşüncelisiniz.
- Oh, how thoughtful.
Bu düşünceliydi.
That Was... Thoughtful.
Bu çok düşünceliydi.
That was very thoughtful.
Çok düşüncelisin.
Thoughtful.
- Çiçek göndermek çok düşünceli.
- Flowers are very thoughtful.
Düşünceli ve sevimlidir.
Most of the time she's funny and thoughtful.
O asla böyle düşünceli bir davranışta bulunmaz.
He'd never do anything so thoughtful.
Çok düsüncelisin.
That's so thoughtful.
Gerçekten de çok düsüncelisin.
It's really thoughtful.
Çok düşünceli bir şey.
It's very thoughtful.
Ama aşk en samimi duygudur ve hislerin üzerine kurulu değildir düşünceli adımlar atmanı sağlayacak bir saptamadır. Ucunda hiç bir ödül olmasa bile.
But love in its truest sense is not based on feelings but a determination to show thoughtful actions even when there seems to be no reward.
Bu çok düşünceli bir davranış.
That was so thoughtful.
Sen sevmiş ve bu kadar kaybolmuş çok düşünceli bir kadınsın.
You are such thoughtful women, who have loved and lost so much.
Ne kadar düşüncelisin.
How thoughtful!
Bak ne düşünceli.
Look how thoughtful he is.
Bazı yanlış kararlar vermiş veya doğru şeyler yapmış olabilir ama o, Nancy.
She has done some less-than-prudent or thoughtful things, but she's nancy.
Ne düşünceli.
How thoughtful.
Ama yine de çok düşüncelisin.
Whatever. Still, very thoughtful.
Birbirimiz hakkında güzel şeyler söyleyelim.
Let's say thoughtful things about each other.
Çok düşüncelisiniz.
How very thoughtful.
Lauren, çok düşüncelisin.
Lauren, that is so thoughtful of you...
Bu, birisinin bana vermiş oldu en düşünceli hediye.
This is one of the most thoughtful presents anyone's ever given me.
Ne düşüncelisin.
Well, that's so thoughtful of you.
Düşünceli hediyeler.
Thoughtful gifts.
Sen zeki, eğitimli ilerici, düşünceli ve, ve... harika bir babasın.
Progressive, thoughtful man, And--and... an excellent father.
Her adım, her eylem hatta her düşünce bile yanlış olabilir.
Each step, every action, even the most thoughtful... May be incorrect.
Düşünceli, zeki...
Thoughtful, clever.
Bu hoş nazikçe bir davranış.
That's nice, that's thoughtful.