Thrifty перевод на английский
113 параллельный перевод
Fakirlerin biriktirdiği paraların olduğu bir bankayı mı soydu?
Did he rob a bank containing the thrifty savings of the poor?
İçme suyu konusunda çok tutumlular.
They're thrifty with their drinking water.
Tutumlu bir işçi sınıfı yerine hoşnutsuz bir ayaktakımı.
A discontented, lazy rabble instead of a thrifty working class.
Tutumluluk kazançlıdır ama o çok cimriydi
It pays to be thrifty, but he was too frugal
Ben güvenilir, sadık, yardımsever dost canlısı, nazik, itaatli, iradeli, cesur, temiz ve saygılıyım. İki çubuğu birbirine sürtmeden ateş başlatabiliriz.
Why, I'm... trustworthy, loyal, helpful, friendly, courteous, kind, obedient, cheerful, thrifty, brave, clean, and reverent, and we could start a fire without rubbing two sticks together.
Bu yüzden onları sakınmalısın.
The more reason to be thrifty with them.
Bütün bunların hepsi senin bilimsel özüne karşı.
All this is against your thrifty scientific nature.
Hayır, sen çok iyi, çok düzenli, çok duygusal birisin.
No, you're so good, so thrifty, so sensitive.
Bana Bay Cacapoulos çok fazla tutumlu değil gibi geldi.
It seems to me that Mr. Cacapoulos is not very thrifty.
Ben temizim, tutumluyum, kibarım!
Clean-living, thrifty and kind as can be!
Unutmayın, tutumluluk bütçeyi aşmayı engeller.
Remember, thrifty thinkers are always under budget.
Tutumlu olmalarını öğütlerim.
I advise them to be thrifty.
Tutumlu davranıyorum.
I am thrifty.
- İyi bir eş olmak için gerekenlere sahip mi?
That there is every likelihood of her making a thrifty and careful wife?
Bizim gibi Flemenk yazarlar tutumlu olmak zorundadır.
We Dutch writers have to be thrifty.
Tutumlu anneme teşekkür ederim! Bize bıraktıklarıyla üç yıl geçinirirz.
Thanks to the inheritance my thrifty mother left me... we have enough to live on for three years.
Biz izci, güvenilir, sadık, yardımsever, dost canlısı, nazik, kibar itaatkar, neşeli, tutumlu cesur, temiz ve saygılıdır.
A scout is trustworthy, loyal, helpful, friendly, courteous... kind, obedient, cheerful, thrifty... brave, clean and reverent.
Tekrar aşık olduğunu söyleyeceksen sana, evlenme teklif ettiğin o kasiyer kızı hatırlatmalıyım.
Come on, Ed. If you start telling me you're in love again I'm gonna remind you of the time we made you propose to that checkout girl at Thrifty's. Do you remember her reaction?
Tutumlu birisin.
You're a thrifty fellow.
- Çerçevelere birlikte satılıyor. 9.95 dolar.
that came with the frame- - $ 9.95 from thrifty's.
Aldıklarını mağazaya iade ettim, gereksiz şeylerini geri yolladım ve Gwen adında çok hoş bir satıcıyla tanıştım ve birlikte dert tasa yaşamadan çok zarif bir elbise aldık.
I returned to the store, I sent back your extravagant purchases, and I met a lovely saleswoman named Gwen, and the two of us effortlessly put together a thrifty yet stylish ensemble.
Ne kadar tutumlu bir kız değil mi?
Isn't she thrifty?
Tutumlu tasarruf hesabı açtırdım.
I got their new Thrifty Saver savings account.
Çok etkili ve tutumlu bir tatktik.
An effective, and might I add, thrifty tactic.
Bence, çalmaktan daha tatmin edici tutumlu bir yaşayış bulacaksınız.
I think you'll find living thrifty a lot more satisfying than stealing.
Bu kibar yaratıcı ve tutumlu şef bize 1 dolara bir gurme menü sunuyor.
That nice inventive and thrifty chef offers a gourmet menu for $ 1 00.
Siz İskoçlar da cesaretlesiniz.
Well, I see you Scotsmen are thrifty with courage too.
Annen ve baban son derece tutumluydu. Annenin miras payı ve babanın hayat sigortasıyla sana ve Rhett'e ömür boyu yetecek kadar paranız var.
Your parents were extremely thrifty and with your mom's share, your dad's life insurance there's enough for you and Rhett for the rest of your lives.
Her zaman böyle romantik ve tutumlu bir şeyle karşılaşmıyorsunuz.
It's not often you get something that's both romantic and thrifty.
Son zamanlarda o kadar tutumluyduk ki belki yarın kendimize küçük birer ödül seçebiliriz. - Ne demek istiyorsun?
Since we've both been so thrifty lately, maybe tomorrow we could each pick ourselves up a little treat?
Hayır, hırsızlık yapıyorsun.
I'm being thrifty. No, you're being shoplifty.
Bay Cimri cezayı yiyeceğini biliyordu.
- Mr. Thrifty knew he was getting the ticket.
Yarından sonra aranızdaki en fakirler bile kral gibi olacaklar.
After tomorrow, even the thrifty among you shall be kings.
"Tutumlu olmak iyidir ama..." "... fazlası herkes için zarardır. "
'It's good to be thrifty...''... but when it goes too far it's a problem for everyone
Bay Palmer, ben Glenn, Thrifty Executive Fleet'den
Mr. Palmer, I'm Glenn from Thrifty Executive Fleet.
Davranışlarınızda saygılı, basiretli, adil ve tutumlu olacaksınız.
You will all be honourable, discreet, just and thrifty in your conduct.
Ekonomik Telefon Servisi adına arıyorum.
I'm calling on behalf of Thrifty Phone Services.
Biri dün, Blockbuster Video'dan Mutlu Gilmore filmi getirilmediği için ve biri de iki gün önce Ekonomik Telefon Servisinden.
One yesterday, from Blockbuster Video late returning Happy Gilmore and one two days ago from Thrifty Phone Services.
Ekonomik Telefon Servisi adına arıyorum.
I'm calling on behalf of Thrifty Phone Services. How would you like to cut...
Ekonomik Telefon Servisi'nden Dennis Brough ile konuştum.
I spoke to Dennis Brough from the Thrifty Phone Service.
Gerçekten Tanrı tutumlularla beraberdir.
God truly is a friend to the thrifty.
Babanızın yanında çalışırken biriktirmiştim.
The thrifty hire I saved under your father.
Merhum İmparator tutumlu bir adamdı ama yaptığının cefasını ben çekmeyeceğim.
The late Emperor was a thrifty man but I am not going to suffer the way he did
Niye bu kadar tutumlusun?
By the way, why are you so thrifty?
Sabah postasında sürpriz bir şekilde "Üç Kuruşun Hesabı" ve "Üç Kuruşu Sakla" ilan gazeteleriyle bekleyen bir şey vardı.
To their surprise, there was something in the morning mail alongside the Thrifty Nickel and the Pennysaver.
- İyi bir tasarruf.
- That's pretty thrifty.
Dostumuz tutumludur, ama biz tüccar adamlarız.
My friend's a thrifty one, but we're all men of commerce.
Bir izci ; güvenilir, sadık, yardımsever, dost canlısı, saygılı, kibar, itaatkar, güler yüzlü, tutumlu, cesur, temiz ve inançlıdır!
A boy scout is trustworthy, loyal, helpful, friendly, courteous, kind, obedient, cheerful, thrifty, brave, clean, and reverent!
Annelik içgüdüsüne benzeyen bir demet şeyin hızla gelip geçmesiyle sarı sayfalardaki ilanı bulan.. ... Lily teyzeydi.
It was aunt Lily who found the ad on the back pages of the thrifty nickel in a fleeting wisp of something resembling maternal instinct.
Bir köşeye biraz bir şeyler koymuştur.
Thrifty
Daha tasarruflu.
It's thrifty.