Thyme перевод на английский
125 параллельный перевод
Baharda yaban sümbüllerini ve yabani kekikleri gördüğünüzde katırtırnağı ve fundaları gördüğünüzde onların gördüğü şeyleri görmüş oluyorsunuz.
When you see the bluebells in the spring and the wild thyme... and the broom and the heather... you're only seeing what their eyes saw.
Biraz çuha, biraz kekik katmalı.
Add a pinch of marigold and thyme.
Kekik.
Thyme.
Gerçekten kekik koymuşlar.
They've actually used thyme.
İyi pişmiş genç bir Burgundy kekik, maydanoz - ince bir dal.
A good young Burgundy, brown stock, thyme, parsley - just a sprig.
Güzelce parçalanır ve doğranmış soğan kekik gibi karışımlarla bir sos hazırlanır sıcak konyak, mantar ve kızarmış ekmek parçaları da buna eklenir.
Chop finely and make... a sauce, using diced onions, thyme, etc... with hot cognac, mushrooms and croutons.
Yaban kerevizi, biberiye, kekik.
Celeriac, rosemary, thyme.
Zamana ihtiyacım var.
Thyme, I need thyme.
Burçak, yonca, beşparmakotu portakal ağaçları, ayıüzümü dağ kekiği, zaferotu.
Tare, clover, goose grasses orange trees, bearberries thyme, savory.
Zeytin yağı ve kekikle terbiye edilmiş.
It's marinated in a little olive oil and thyme, and....
Tuz, biber, bir diş sarımsak, biraz kekik, fesleğen ve fazla yağı almak için acı sosu.
Let me think... salt, pepper, a clove of garlic, thyme, basil... and then a dash of tabasco at the end...
İçine biraz Worcestershire sosu, sarmısak, azıcık da kekik katarım.
I rub in a little Worcestershire, add garlic, a little thyme.
Kekik ve biberiye tadı var.
It tastes of thyme and rosemary.
Bir biberiyenin hamlesi, a smidgen of thyme, mercanköşkünün bir çimdiği.
A dash of rosemary, a smidgen of thyme, a pinch of marjoram.
Kekik!
Thyme!
Kekik mi?
Thyme?
- Kekiğe benzer, ama naneyi de andırır.
- It's kind of like thyme, but also like mint.
Tita, Nacha tarafından beslendi, mutfakta büyüdü... tavuk çorbası, kekik, defneyaprağı... kaynamış süt, sarımsak... ve tabiî ki soğan kokuları arasında.
Fed by Nacha, Tita grew up in the kitchen... amidst the smells of chicken soup... thyme, laurel, steamed milk... garlic and, of course, onion.
- Biraz daha osuruk suyu.
- Thyme. - Get some fart juice.
Biraz yer sasafrası ve kekik yaprakları.
Ground sassafras. Thyme leaves.
Vahşi kekiklerin yetiştiği bir nehir kenarı vardır. Öküz dudağı ve titreyen menekşeler oldukça büyük, sakin ve arı gözlerinin bir araya toplandığı bir yer.
I know a bank where the wild thyme blows where oxlips and the nodding violet grows quite over-canopied with luscious woodbine with sweet musk roses and with eglantine.
Biraz daha kekik gerekiyor.
We need more thyme.
- Kekik, değil mi?
- Thyme, right?
Yanında taze soğan, trüf mantarı ve arpacık soğanlı tagliatelli ve kekikli sos servis edin.
Serve it with tagliatelle with spring onions, truffles and glazed shallots in a delicate thyme sauce.
Limonlu kekik.
Lemon thyme.
Vahşi keklerin patladığı, çuha çiçeği ve menekşelerin bittiği bir banka biliyorum.
I know a bank where the wild thyme blows Where oxlips and the nodding violet grows
- Rosemary ve kekik.
- Rosemary and thyme.
Ve kekik
And thyme
Maydanoz, adaçayı, biberiye ve kekik.
# Parsley, sage, rosemary and thyme
Fesleğen, biberiye, mercanköşk, adaçayı, kekik, keklikotu.
"Basil, rosemary, marjoram, sage, thyme, oregano."
Gardiyana söyleyeyim de, bana biraz kekik alsın. Biberiye ve taze maydanozum daha var.
I " m gonna have the guard get me some thyme, still got rosemary... fresh parsley.
Ve biraz da kişniş hissediyorum ve... kekik.
And I'm detecting just a touch of cilantro... and thyme.
Pekala, karabiber, kırmızıbiber ve kekik doğru oranda kullanılmış.
Well, they got the right ratio of black pepper, scotch bonnet, and thyme.
Servisini kekikli sos, taze soğan ya da közlenmiş arpacık soğanı ve yer mantarı küpleriyle yapabilirsiniz.
You could serve it with a tender sauce of thyme, spring onions caramelized shallots, truffles.
Küçük bir kekik, hatırladın mı?
A little thyme, remember?
- Bana sıcak kekik suyu getirin. - Emredersiniz efendim.
- Bring me some hot thyme.
- Hayır, kekik suyuna.
- No, to the thyme.
Kereviz ve kekikle terbiye edilmiş jambona sarılı badem.
Almonds wrapped in smoked ham with celery root and thyme dressing.
¶ maydanoz, adaçayı, biber ve kekik ¶
# Parsley, sage, rosemary and thyme #
¶ ve kekik ¶
# And thyme #
Ufak bir hediye aldım, dağ kekiği.
I bought you a little present, some thyme.
Çok güzel, kekikli!
Well, fine! Thyme!
- Kekikli.
- With thyme. - ( Lotte ) Hm!
Bütün oyun üzüm ve kekiğin arasında oluyor.
Getting the whole play between the thyme and the raisins and - -
Kavanoza yabani kekik de ekle hayatım.
You'll want to add some wild thyme to the jar, dear.
Dışarıda toprağı koklayabilirsin, yabani kekiği, sarmaşıkları...
Outside you can smell the earth, the wild thyme, the ivy.
O otlarda kekik vardır.
Why is that? Those grasses have thyme.
Kekik eti lezzetlendirir.
Thyme makes meat delicious.
Tagliatelle alla Bolognese kekik ve grena peynirli.
Tagliatelle alla Bolognese with thyme and Grana cheese.
Hiç değişmemişsin.
MILES, "where the wild thyme grows." You haven't changed a bit.
- Lavanta...
- Thyme.