Ticks перевод на английский
365 параллельный перевод
Ve birkaç tane geyik kenesi ilave edeceğini söyledi bilirsin fazladan ödeme karşılığında.
And he said he was going to throw in a couple deer ticks for, you know, a little extra...
Vuruyor!
It ticks!
Bak, tik tak!
Look, it ticks!
Her saniye 14 kişi, bir şişe Pike yuvarlıyor.
Why, every time the clock ticks, 14 people swig a bottle of Pike.
- Yüksek sesle çıt çıt ediyor.
Mmm-hmm, it ticks too loud.
Bunlar saatinizin tiktaklarıyla kalp atışlarınız arasında gerçekleşiyor.
You might say all this is happening between the ticks of your watch or the beats of your heart.
Kenelerle bitleri ezmek cinayet değildir.
It's not murder to squash ticks and lice.
Üç tik daha ve Bay Goldfinger ödülü alacaktı.
Three more ticks and Mr Goldfinger would've hit the jackpot.
( Clock ticks )
( Clock ticks )
Şimdi kaldırıyorum
I am lifting it up. ( Curling stone ticks )
Kaderin saatinin tik takları arasında dans devam ediyor!
As the clock of fate ticks away, the dance of destiny continues!
Benim fikrime göre şu an Tel Aviv'den Washington'a uçan 2,5 kilo gelen şey ne?
In your opinion... what is it that ticks... weighs 5 lbs... and is now flying... from Tel Aviv to Washington?
Lime hastalığı keneyle ( tick ) bulaşır.
Lyme disease is spread by ticks. ( Lit :
Τahtakurusu νe keneden silkinip... tοplum idaresi νe pοlitikaya geçtik.
We have shifted from bedbugs and dog ticks... to community control and politics.
Şimdi saat tiktak sesi çıkarıyor.
So now the watch ticks.
Pejmürde dış görünüşünüzün altında, her ne bahasına olursa olsun gerçeği araştıran deneyci bir filozofun kalbi atıyor.
Beneath that ruffled exterior, there ticks away the heart of an empiricist philosopher, probing for the truth at all costs.
Ve şimdi de kenelere ve çivilere geldik efendim.
Now we come to ticks and tocks, sir.
Kene ilacına ihtiyacım var.
I need something... to kill ticks.
Aslında pek kene sayılmaz.
It's not really ticks.
Kene sayılmaz mı?
Not ticks?
İki saniye bekleyebilir misin Terry?
Er... can you hold on two ticks, Terry?
İki saniyeye geliyorum Harry.
Back in two ticks, Harry.
40, bazen 50 yıl sakince yaşarlar, dev karınca uygarlıkları, uzak kolonilerinde. Ve çoğalırlar, ta ki içlerindeki bir saat randevu anının geldiğini haber verene kadar, sonra fışkırırlar.
They live peacefully 40, sometimes 50 years, gigantic ant civilizations in their remote colonies, and they breed... until some internal clock ticks to its appointed moment, and they erupt.
Bir parça inançla oraya kene gibi yapışırlar.
One ounce of faith, they'll be dug in deeper than ticks on a hound.
Nasıl çalıştığını siz mi bulacaksınız?
You're the guys that get to find out how it ticks?
Geçen her saniye onu bir bıçak gibi kesiyor.
Each second that ticks away cuts him like a knife.
Kafayı mı yediniz be?
The ticks are not correct!
Keneler ayaklarını yiyecek!
The ticks will eat your feet!
Yemeğimi yedin, seni pire ve kene torbası!
You ate my dinner, you bag of fleas and ticks.
Hey, Al, Beni başka ne kıl ediyor, biliyor musun?
Hey, Al, you know what else ticks me off?
Gerçekten tepemi attıran.
What really ticks me off?
Zehirli meşelere, kenelere, ayılara, ejderhalara, vebaya dikkat et.
Watch out for poison oak, lyme ticks, bears, dragons... pestilence.
- ben biliyorum lenf kanseri tiklerin yayılması ile ortaya çıkar bir tik, kanınızı emmeye başladığı zaman kanınızı istila eder ve bel kemiğinizden beyninize kadar ulaşır beyin mi?
Lyme disease is spread by ticks. When a tick begins to suck your blood spirochetes infest your blood and spinal fluid and then the brain. The brain.
- hiçbir şey. benlik bir şey değildi.
- Nothing. It just ticks me off.
Kadınlar daha çabuk yaşlanır.
The clock ticks faster for a woman.
R.C., sinirlerimi neden kaldırdığını düşünüyorum ama bir türlü bulamıyorum.
I can't put my finger on what it is exactly about you, R. C., that ticks me off.
Arthur süre ilerlerken sadece topu tuttu.
Arthur simply holds the ball as the clock ticks away.
Buna çok kızdım!
This ticks me off!
Sen sofrayı kur, ben 2 dakikaya dönerim, olur mu?
I won't be two ticks, all right? - He'll be back in a minute.
Tamam tamam.
- Yeah, yeah, two ticks.
Geliyorum, bir saniye!
- Yeah, two ticks!
Şimdi, Shelley Winters 15 ya da 20 yıldır hiç bir rol için seçmelere katılmadı. Ama Buddy bir Eskimo'yu bile buzdolabı almaya ikna edebilir.
Now, Shelley Winters has not auditioned for a part in 15, 20 years, but Buddy can convince a flea it needs ticks.
Tabi beni asıl kızdıran. Michael Jackson bile evli ama ben değilim.
Of course, what really ticks me off is that even Michael Jackson's married and I'm not.
4 ayaklı ve keneli şey nedir?
What has four legs and ticks?
Keneler böcektirler ve sekiz ayakları vardır.
Ticks are arachnids. They got eight legs.
Keneler kan emer.
Ticks suck blood.
Birkaç kene yüzünden, temasa geçebileceğim alternatiflerden vazgeçemem.
For the potential contacts, I can put up with a few ticks.
Tüm tiktaklar hızlı geçiyor.
It all ticks by so quickly.
- Sinirlerimi bozuyor.
- It ticks me off.
Tik-takların dışında her şeyin var.
- Nothing ever ticks right for you
Kamyonete bin.
- It has ticks, though.