Tinker перевод на английский
636 параллельный перевод
- Uzun boylu tenekeci.
- The tall tinker.
Görsem bile bir tenekeci niçin ilgimi çeksin?
And if I had, what interest could a tinker have for me?
Tenekeci kazandı!
The tinker wins!
Bir tenekeci silah kullanmayı nasıl bu kadar iyi öğrenebilir?
How is it that a tinker learned so well the use of arms?
Kendi halinde bir tenekeci bile bugünlerde kendini ihanetten ve başka şeylerden korumak zorunda.
Even a peaceful tinker must protect himself these days from treachery and other things.
Bir insan kafatasının içine girmek bütün işi yapacak olan deliği bir makineyle açmak...
To go inside a human's skull and tinker with the machinery that makes the whole works go.
# Çiftçi, tamirci, terzi hiç biri eğlenceli değil #
No plowboy, tinker, tailor is any fun to be
- İnsanları iyileştirdiğiniz tenekeden oyuncaklar yok mu?
- Don't you witchdoctors... - treat people with tinker toys?
Tinkır Bel.
Tinker Bell.
Tinkır Bel?
Tinker Bell?
Lütfen, Tinkır Bel.
Please, Tinker Bell.
Tinkır Bel!
Tinker Bell!
Bunun ileri gitmesini istemezdim ama aşçı dedi ki, ikinci kaptan, Pan'ın Tinkır Bel'i sürgün ettiğini duymuş.
I wouldn't want this to go any farther, but the cook told me that the first mate told him that he heard that Pan has banished Tinker Bell.
Pan Tinkır Bel'i sürgün etmiş mi dedin?
Did you say Pan has banished Tinker Bell?
Sen kıyıya gidip, Tinkır Bel'i alacak ve bana getireceksin.
You will go ashore, pick up Tinker Bell and bring her to me.
Tinkır Bel, deniz kızları ve Peter Pan.
Tinker Bell and the mermaids and Peter Pan.
Bu arada, tenekeci, karına daha iyi bakmalısın.
By the way, tinker man, you should take better care of your wife.
Kaybol, tenekeci!
Get lost, tinker man!
Tenekecinin karısı gerçekten cavlağı çekecek, ha?
The tinker's wife is really going to croak, huh?
Tenekecinin karısı öldü.
The tinker's wife is dead.
Tenekeci neden bu kadar ateşli ve huzursuz?
Why's the tinker so hot and bothered?
Şimdi, ben bununla oyalanırken, siz bu gecenin oyununu, "Ölümcül Rakamlar" ı izleyin.
Now, while I tinker with this, suppose you watch tonight's play, "Fatal Figures."
Bir adamın korkusuyla oynanmaz, bunu kendisi yapar.
You don't tinker with a man's fear. He does that for himself.
Ama sen yakında kimin sözünün geçtiğini farkedeceksin.
But you soon find out that it doesn't make a tinker's damn who's got the upper hand.
Doğrusu, ne düşündüğün zerre kadar umurumda değil.
The truth is, I don't give a tinker's gob what you think.
Her şey hazır.
It's all set with Tinker.
Bu yeni parti, üniformalar, semboller, bandolar bayağı ilgi görüyordu.
"And if on occasion they swipe a watch or a jewel, I don't care a tinker's damn." Commoners peered at this new party and new uniforms with open interest. They were impressed by the music bands, uniforms and swastikas.
Sadece bir tenekeci Peder.
Only a tinker, Father.
Adı neydi, Tinker Bell mi?
What was her name? Tinker Bell?
Belki de Tinker Bell'in bir sorunu vardı.
Maybe there's something the matter with Tinker Bell.
- Tinker Bell geri dönüyor.
- Tinker Bell is coming back?
Planım buydu. 964,5 01 : 09 : 19,200 - - 01 : 09 : 24,433 10. TINKER BELL'İN DÖNÜŞÜ
That's the scheme.
Alet ve malzemelerin denizaltından çıkarttık, Ve biraz da Tinker Toy mimarlık okulundan borç alarak, Birkaç hafta içinde bitirdik.
We stripped the submarine of tools and materials, and borrowing somewhat from the Tinker Toy school of architecture, we finished in a couple of weeks.
"Jolly Tinker."
"Jolly Tinker."
Bir terzinin tenekeye ne kadar ihtiyacı varsa senin de o kadar ihtiyacın var bana.
You need me, Henry, like a tailor needs a tinker's dam.
Doktorculuk oynama.
Don't tinker.
Bütün gece o arabayla uğraşma.
Don't tinker with that car all night.
- Günaydın, hurdacı.
- Morning, tinker.
Galiba bir tamirciydi.
I think he was a tinker.
Rahmetli bir tamirci varmış,
There was a tinker lived of late
Bir bakire karşılaşmış bu tenekeciyle... ve ona demiş cesaretle... çaydanlığımın çok ihtiyacı var... yolumdan geçmenize.
A maiden did this tinker meet And to him boldly say : " Oh, sure My kettle hath much need
Tutmuş tenekeciyi elinden, getirmiş kapıya.
She took the tinker by the hand And led him to her door.
Scott'u tanıyan bir adam Angus Tinker'dı.
One man who knew scott was angus tinker.
- Dans ettiğini sanıyor.
- Thinks she's Tinker Bell.
Er ya da geç filo, o yaşlı çocukların etrafı kurcalamasına karşı çıkıp kutuları açmamızı isteyecek.
Sooner or later the fleet's gonna stop letting those old boys tinker around and demand that we open the cases.
Şu dalgaları ayarla da o da kutuyu görsün!
So, tinker with you airwaves so he can hear you and see the box!
Zihinsel sorunları olan bir köpeği hiç sallamazlar bile.
They won't give a tinker's damn for a dog with a mental problem.
- Tinker Bell.
- Tinker Bell.
- Tinker ticarette çalıştı.
He followed the tinker's trade.
O, ticaretle uğraşıyor.
He's a tinker by trade.
Tinkır Bel olmasaydı!
Tinker Bell!