Tons перевод на английский
3,123 параллельный перевод
İki tonluk eğlence.
Two tons of fun.
- Bir sürü arkadaşım var.
I have tons of friends.
8 ton.
8 tons.
Ya 2 tonsa.
What if excess of 2 tons.
8 ton belki daha fazla
8 tons, maybe more.
Hokey pisti büyüklüğündeki mavna buzu aşağı itip kırmak için tonlarca basınçlı hava kullanıyor.
The size of a hockey rink, the barge uses tons of compressed air to push down the ice, cracking, then demolishing it.
Tanklarda 600 ton var.
600 long tons, sir.
Neden binlerce ton tahılı buraya sevk ediyoruz?
Why are we going from shipping hundreds of tons of grain here, to...
Binlerce ton tahıl.
Thousands of tons here.
Arkadaşlarım sayesinde sarhoş taşıma konusunda tecrübeliyim.
My friends gave me tons of practice. I'm great with dead weight.
İnanılmaz çoklardı. Ellerinde ateşler...
There were tons of people, smoke...
Bir sürü şey var.
There's tons of stuff.
Unutmadan, Bay Pindepis, sizden 4,000 ton çay isteyeceğim.
Mr. Pindepis, I wish to order 4,000 tons.
"Merhaba, eroin taşıyarak deli gibi para kazanabilirsin!"
"Hey, you can make a tons of money moving heroin!"
Ve üstünde sana doğru gelen binlerce ton su vardır.
And you got a thousand tons of water coming down on top of you.
Veracruz'daki harekatta bir açık yakalayıp Miami'ye önümüzdeki 48 saat içerisinde 2 ton kokain sokacaklarını öğrendik.
We caught a break in an operation out of Veracruz, found out that 2 tons of cocaine are coming into Miami in the next 48 hours.
Veracruz'dan gelen 2 ton kokainden olduğunda seni uyarmadığımı söyleme sakın.
And when you lose the 2 tons of coke coming up from Veracruz, don't say I didn't warn you. Adios, amigo.
Okunması gereken tonlarca metin var.
Tons of manuscripts to read.
On tonluk karabalinası.
Eleven tons of landlubber blubber.
Biliyorsun, bazen on bir ton ağırlığında olmak işe yarıyor!
You know, sometimes, it pays to weigh eleven tons!
İçinde bir sürü bilgi var.
- It has tons of information.
Biliyorsun, değil mi?
You know there are, like, tons of girls around here, right?
Hem de her gün. Hâlâ da yapıyor olmalı.
One each day, she must have tons put away.
Satılacak iki ton kokainim var.
I have two tons of cocaine to sitting on his ass.
13 ton tungsten elementi yok oldu gitti.
13 tons of tungsten evaporate.
Bir sürü kız.
Tons of girls.
15 Ekim 1916'da, bir şekilde tonlarca altın trenle Rusya'ya gönderildi.
So in this way, on 15 October 1916 tons of gold were sent to Russia by train.
Bolca kayganlaştırıcı var.
We've got tons of Astroglide.
Etrafta bir sürü mükemmel erkek var.
There are tons of terrific guys.
Sürüsüyle hem de.
Tons of wolves.
Bir sürü şey.
Tons of things.
Kapılar açılacak, bir sürü insan üstüne atlayacak, flaşlar patlayacak. Ama sadece 30 saniye sürecek, sonra arabaya varmış olacağız. Tamam mı?
There will be tons of cameras, but in 30 seconds we'll be in the car.
Hem de sürüyle!
- Tons of them.
- Bakın burası bayağı insan kaynıyor!
Tons of common people here!
Tablolarım için de bol bol yer var!
Tons of room for my paintings!
Ondan fazlası için pasaport ve evrak işi gerekiyordu.
More than that and you needed a passport and tons of paperwork.
Hala yüzlercesini okuyorum.
I still read tons.
Tosunla işi pişireceği bahsine ne kadar koyuyorsunuz?
How much you want to bet that she does it with "tons of fun" over there?
Tonlarca.
Tons.
Odamdaki tavan arasında bunlardan sürüyle var.
There are tons in the loft in my room.
Cidden çok büyük. 10,5 ton biralık arpa ve 40.000 litre sıcak su alıyor.
It takes 10 and a half tons of malted barley, and to that we add 40,000 litres of hot water.
Dondurucu rüzgârlar ve kar yığınları.
Freezing winds and tons of snow.
O hızı ve ayak hareketiyle bir sürü sokak kavgasına karıştı. O, 61 kilonun cehennemi olurdu.
He had tons of street fights and with that speed and footwork, he'd be a hell of a 135-pounder.
16 Ton... Öyle mi?
16 Tons... ls it?
Tonlarca seçim var
And they have tons of choices.
- Evet, bir ton da seks içeriyor.
Yeah, and tons of sex, too.
- Güney Teksas Freespan, 24 ton...
- South Texas Freespan, 24 tons...
Griffin Derrick, Louisiana, 19 ton.
Griffin Derrick, Louisiana, 19 tons.
Neyse, söyle bakalım, DBE şimdi niçin 10,000 ton benim "tehlikeli, değersiz metal" ime ihtiyaç duyuyor?
So, tell me why does the SSI now need 10,000 tons of my "dangerous, inferior metal"?
Bir dolu da soru sordular.
They asked tons of questions.
Sürüsüne bereket...
Yeah, there are tons.