Toothless перевод на английский
608 параллельный перевод
Bir daha ben bir şey anlatırken ellerine hakim ol... seni dişsiz, ihtiyar bizon!
Next time I tell a story, keep your hands in your pockets you toothless old buffalo!
Yaşlanıp, ak saçlı, dişsiz ve yürüyemez biri olduğumda, ona yapışacağım, taki ben cennete, içki cehenneme gidene dek!
And when I'm old and grey and toothless and bootless, I'll gum it, till I go to heaven, and booze goes to hell!
Bu, dişsiz bir fareden başka bir şey değil.
That is nothing but a toothless rat.
Dişim düştü!
And toothless!
Böylece dünya, gözsüz, dişsiz insanla dolar.
That way the whole world will be blind and toothless.
Blake çıldırmış. Bu bütün gece devam edecek mi?
Well, anyway, I really miss her... even though just about the only thing I remember is her big, toothless grin.
Yemek istemiyorum.
Toothless grin?
Lewis onu öbür herifin... şu dişsiz herifin vurduğunu söylüyor!
Lewis says that other guy that toothless bastard, shot him!
Sessizdir bağırır, kanatsızdır çırpınır, dişşizdir ısırır, dudaksızdır mırıldanır.
Voiceless it cries, Wingless flutters, Toothless bites,
Seni kullanıyorlar Croft. Eskiden itibarın vardı ama şimdi bir hiçsin.
You used to have bite but now you're toothless.
Yaratık diye söylediği perişan görünümlü dişsiz bir aslandan başka bir şey değil.
What he calls a manticore looks to be no more than a shabby, toothless lion.
Thornton, dişsiz bir Soytarı.
Thornton, toothless as Fool.
Şu sıralar Fransa'da tercih edilen kadın tipi deli gibi kıkırdayan dişsiz kocakarılar.
The type of women currently favoured in France are toothless crones who just cackle insanely.
Şahsi hareket ettin. Savaşta şahsi hareket eden askerlerin yaşama şansı yok.
You be an individual, and I'll tagging your ugly toothless face on it's way to a long box with metal handles.
Hadi buraya gelin ve Dişsiz fil Gumbo'yu görün, veya burada, en zayıf kadın Belinda yı görün.
Step right up here and see Gumbo, the toothless elephant. Or right over here, we've got Belinda, the bulimic wonder.
Aynı kökten şair ve dişsiz bohem yuvası.
The same nest of radical poets and toothless bohemians.
O partiye götürdüğün dişsiz şıllığın...
That toothless sack of shit that you took to the party...
Milhouse ve ben....... kulakları kıllı ve dişsiz iki ihtiyar olduğumuzda da arkadaş olacak mıyız? "O KADAR BEKLEMENE GEREK YOK"
Will Milhouse and I be friends till we're toothless old men with hair in our ears?
Derginizi okurken bir tane kırışık suratlı birini göremiyorum ya da tek dişiyle sırıtan birini.
When I read your magazine... I don't see one wrinkled face... or a single toothless grin.
" Engywook hemen hemen hiç dişi kalmamış ağzına bir kürdan soktu,
" Engywook popped a fresh toothpick in his nearly toothless mouth,
Yaşlı, dişşiz arı, korkunç örümcek bezesi.
An old, toothless bumble bee, horrid spiders'glands!
Kükreyerek bizi korkutmaya çalışan dişsiz bir Grishnar kedisi gibisiniz.
You're like a toothless old Grishnar cat trying to frighten us with your roar.
Sizi temin ederim bu yaşlı kedi sandığınız kadar dişsiz değil.
I can assure you this old cat may not be as toothless as you think.
Kılıç bizi birleştirir gerçek bir Klingon'un elindeyse Gowron gibi bir politikacının değil ya da imparator gibi omurgasız bir kuklanın.
The Sword will unite us if it's held by a true Klingon not a politician like Gowron or some toothless figurehead like the Emperor.
Seni bütün gece rahat bırakmayan o dişsiz zavallıyım.
Oh, all right, you got me. It's the ugly, obnoxious, toothless loser... who got hammered and wouldn't leave you alone all night.
Kesin şansıma o da dişsiz bir şişko çıkar.
In luck it'll be some toothless, fat guy.
Bölünmüş bir meyve gibi gizlenmiş Dişsiz bir halde öldüm Ve 144,000 defa yeniden doğdum 144,000 kafiyem var
Disguised as quarter juices I have died toothless And been reborn 1 44,000 times I've got 1 44,000 rhymes
Ve onların kadınları kaba ve dişsiz.
Oh, and their women are rough and toothless.
Ne güzel, dişi dökülmüş itler gibi.
Lovely, like toothless stray dogs.
Kör ve dişsiz bir lokantacı pek bir işe yaramasa gerek.
A blind and toothless restaurateur would be pretty useless
Günün birinde o kız, senin işini bitirecek. Bana inan, tecrübe konuşuyor, dostum.
How cool will you look, rolling in your walker... chasing some toothless old lady?
Eğer bu işi fazla uzatırsan başın derde girer.
You get better blow jobs if they're toothless.
Uzun ve dişsiz burunları aerodinamik silahlardır, hızlı hareket eden avlarla bu şekilde baş ederler.
Their long toothless snouts are streamlined weapons, making it easy for them to snap up fast-moving prey.
Bu kolsuz ve dişsiz adamın dans pistinde... Bessie Smith ve the Duke ile dans edişini görmek müthişti.
It was the most amazing thing to see this armless, toothless man sliding across the stage... to the music of Bessie Smith and the Duke.
Hayatımı buzun üstünde dişsiz herifler tarafından kovalanarak geçiriyorum.
I'm spending my life on the ice, being chased by toothless goons.
Dili dikenli çubuklarla çevrilidir. Dikenleri solucana geçirir ve onları dişsiz ağzına nakleder.
Its tongue is armed with horny spikes that impale the worms and transfer them to its toothless mouth
sana birşey söylemek istiyorum sırıtınca, dişsiz çok sevimli görünüyorsun
I just want to say that your toothless grin is so cute.
Senin düşündüğün kadar dişsiz değilmişim, tatlım.
Looks like I'm not as toothless as you thought, sweetheart.
Senin düşündüğün kadar dişsiz değilmişim, tatlım.
It looks like I'm not as toothless as you thought.
Dişsiz köpeğiniz için boğa kemiği satın alın!
Buy a fighting bull's bone for a toothless dog!
Hadi ama, bayanlar ve baylar, dişsiz köpeğiniz için taze boğa kemiği alın!
Come on, ladies and gentlemen, buy a fresh bull's bone for a toothless dog!
Bir daha söyle, seni dişsiz.
Speak again, toothless one.
İkisinin de çok uzun dili vardır ve bu dil dişsiz çenelerinin oluşturduğu boru içinde gelip gider. O yüzden ikisi de aslında bir anlamda termit içer.
Both have an immensely long tongue that slips through the tube formed by the toothless jaws, so that both can virtually drink termites.
Büyük bir iç ayaklanma cephede huzursuz bölükler, geride güçsüz liderler...
a major civilian uprising, restless troops at the front, and a toothless leadership in the rear.
Eğlence senin için düzenlenmedi dişsiz pislik.
This is not your party, you toothless vermin.
Biyografisinde, 1.98 boyunda, Oksford'da doktora yaptığı yazabilir ama gerçekte, sigara içen, kel, dişsiz, çirkin ve 65 zeka puanına sahip olabilir.
His bio could say that he's 6'5 ", 220, with a Ph.D. from Oxford, and in reality, he smokes, he's bald, he's toothless, ugly, with an IQ of 65.
Hep yaşlandığımızda nasıl olacağımızı merak ederim.
I'm always wondering how we'd look when we're toothless and gray.
Genç çift, Park Avenue'deki evlerini dişsiz, avanak köylülere açar.
Stylish, socialite couple... opens up their Park Avenue home to the dumb, toothless yokels.
- Avanak değiller.
- They're not dumb or toothless.
Annen dişleri olmayan bir inekti!
Your mother was a toothless cow!
Lanet olası dişsiz...
Goddamn toothless...