Totes перевод на английский
185 параллельный перевод
Dolaşan serserilerin olmaması dileğimiz
# Who totes a sixer to shoot
Yada silahını çekişinden.
Or totes his gun. I'm from West Texas.
Tehlikeli bir silahı var
He totes a dangerous gun
Ayakkabı satan, araba tamir eden, parktaki süprüntüleri süpüren ya da pislik temizleyen adamın bütün maaş çekini bir bira almak için harcaması gerektiği kimin umurunda?
Yeah, sure, what do they care if a man who sells shoes or fixes cars or totes that barge, or spears that doody in the park has to use his whole pay cheque to buy one beer?
Sanki başka Totes şemsiyesine ihtiyacım varmış gibi...
Like I need another Totes umbrella.
Totes şemsiyesi kimin işine yaramaz ki?
Hey, who couldn't use a toad's umbrella. Hmm?
Hani saman balyalarını taşıyan. - Onu görmüşümdür.
You know Hay Bale Bill, the guy that totes the hay bales?
Kesinlikle, hacı.
Totes, dude.
Aynen öyle!
Totes McGotes.
Tabii ki kaptan.
It's totes possiblos. Well, you're going to have to go clubbing.
Dört kutu naneli, iki kutu bonbonlu iki kutu karamelli ve on beş kutu hindistan cevizli.
Four boxes of mini-mints, two toffee totes, two caramel clumpies and fifteen boxes of coco-nutties.
Kesinlikle adamım.
Totes, bro.
Mmm, totes, toots.
Mmm, totes, toots.
Doğru.
[sighs] Totes.
Eşlik etmemi istersen tamamen müsaitim. Hiç işim yok.
If you ever want company I'm totes avail... totally available.
- Kesinlikle "wiggity whack".
- Totes, wiggity whack!
- Kesinlikle.
- Totes kick.
Kesinlikle uğraşmak istedin.
Totes kick. Wow.
Aynen, ama onlar benim ailem.
Totes, but it's my family.
Kesinkes.
Totes.
Çok özür dilerim.
J.K. I can totes walk.
Totes... evet.
Totes... yes.
Totes, evet gibi bir şey.
Totes is like yes.
Sen Totes, ambulansa dön.
You, Totes... back to the ambulance.
Hayır, ful normal olacak.
No, it's gonna be totes normal...
Ful demem hariç.
Except that I just said "totes."
İyi olurdu.
Totes.
Kesinlikle hindiba.
Totes radicchio.
Ve acil bir şey olursa diye para üstünün sende kalmasını istiyorum.
And I am totes down with you borrowing a little extra cash-ish in an emergency.
Baba aksesuarları bir ahırda satmak tümüyle feci bir şey.
Dad, anyone who buys their accessories in a barn is totes tragique.
- Şüphesiz kesinlikle acıklı bir durum.
Clearly. Totes tragique.
Çok acıklıydı.
It was totes tragique.
Gerçi beni yanlış anlama Josh kesinlikle müthiş biri.
Don't get me wrong, though, Josh is totes awesome.
Kesinlikle mükemmel görüyorum.
Contacts? I have totes perfect vision.
" AMK. Dilini kullnmyı manyaks bilyrdu walla.
" OMG he was totes ahmaz srsly magic tongue.
Şaka yapıyorum ya!
I'm totes kidding.
- Olur mu?
- Totes.
Anladım.
Totes.
- Detaylar...
- Totes.
Bak, sadece dostça.
See, totes friendly.
2005 yılında bir sinemada beraber çalıştığım kızın biri bana orada yağmur yağdığını ve ne kadar mutsuz olduğunu söyleyebilsin diye mi?
So some girl I worked at a movie theater with in 2005 can tell me it's raining and she's "totes bummed?"
Konu fazlasıyla müstehcen. "
Totes gross. "
- Evet, gerçekten kardeşim.
- Yeah, totes, bruv.
Terk edilme korkumun üstesinden geleceğiz.
We are totes gonna conquer my fear of abandonment!
Tmmn.
Totes.
Hayır, Molly,'tamamdır'demelisin... ya da'peki'demek istersen,'tamamdır kuzen bende'diyeceksin.
No, Molly, you say'totally'or you say its shorter cousin'totes'when you want to say "fine."
Bu hoş bir davranış olmamış.
That was totes inappropes.
Hoşça kal.
Totes.
- Kesinlikle.
- Totes.
Aklımda tutarım.
Totes.
- Aynen.
- Totes.