Trance перевод на английский
906 параллельный перевод
Ölüm uykusundan uyanmak üzere. Yaklaşın!
Cesare will awaken from his death-like trance.
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
An Evening of Experiments Sandor Weltmann Experiments in Mass Suggestion, Sleepless Hypnosis, Trance, Natural Magnetism, The Secrets of the Indian Fakirs.
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
An Evening of Experiments Sandor Weltmann Experiments in Mass Suggestion, Sleepless Hypnosis, Trance, Natural Magnetism, The Secrets of the Indian Fakirs.
Ama bu eve getirildikten sonra tuhaf bir trans haline geçti.
But no sooner was she taken to his house than she fell into the strangest trance.
Eve geliyordum, birden bir şey oldu, bir çeşit trans. - Otobüsten indim...
I was already on my way home and something seemed to come over me a sort of trance.
Trans halinde şu an.
She is in a trance.
Trans halinde.
She's in a trance.
Trans halindeyken söylediğim hiçbir şeyi hatırlamam.
I never remember anything I say when I'm in a trance.
- Transa geçti.
- She's in a trance.
Dr. Scott bu gece transa geçtiğini söyledi.
Dr. Scott tells me she went into a trance tonight.
Trans halinde geçirmiştim.
I went through it in a sort of trance.
Hiçbir şey demeden gitti.
In a trance? She left me without saying a word.
Bir tür vecde girersiniz. Perdenin açıldığını belli belirsiz fark edersiniz. - Yerlerinizi alın!
You're in a kind of trance, only vaguely aware that the curtain is about to go up.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
"Stanton Carlisle, known as the Great Stanton, nightclub mentalist... " fell into a deep trance during his act in a nightclub.
İçine düştüğün hipnozdan ayılınca sanki ölümün kendisini görmüş gibi görünüyordun.
When you finally snapped out of your trance you looked as though you'd seen death himself.
Hayır, kendimden geçmişim.
No, I've been in a trance.
Karım bunu duyduğunda, bir taransta imiş gibi yüzünü kaldırdı.
When she heard that, my wife raised her face as if in a trance.
Ağaca bağlandığı zaman hipnotize olmuş gibiydi.
Tied to that tree, he seemed to be in a trance.
Taşı da orada buldum.
I picked it up as though in a trance.
Transa geçti.
He went into sort of a trance.
Diğer nöbetçiler ele geçirilecek olanları gözetliyorlar. Silahlarını yüzükoyun pozisyonunda onlara doğrultuyorlar ve kendinden geçme başlıyor.
Other sentries watch over those who are going to be possessed, aiming their rifles at them, in standing-up prone position... and the trance starts,.. slowly..
Yardımcılar onları Vali'nin sarayına götürüyorlar. Orada trans neredeyse sona eriyor.
The assistants guide them to the Governors Palace, where the trance is nearly over.
O transta!
He's in a trance!
- Hadi ya transtaymış.
- A trance my eye.
Bir medyumu transtan uyandırmanın hayati riskini bilmiyor musunuz?
Don't you know that to wake a medium out of a trance is to risk his life?
Hasta şu an derin bir transta ve Dr. Holden'ın komutlarına itaat edecek.
The patient is now in a deep trance and will obey the commands of Dr. Holden.
Transa geçtiler.
He's got them in a trance.
Transtayken içmezler.
In a trance, they won't drink.
Bayan Paisley, Kedini öldürdüğüne inandığın için trans halinde bir adamı öldürdüğünü gerçekten düşünüyor musun?
Miss Paisley, do you really think that you killed a man while in a state of trance because you believed he had killed your cat?
Bütün geceyi köpekler gibi uyuyarak geçirdi.
He spends the night in a trance, sleeping like a log.
Transa girip yazıyorum. Genellikle de bir ölüyle temas kuruyorum.
I write while in a trance and I'm usually in touch with the dead,
Anne Samadhi boyutuna girdi ( spiritüel trans ).
Mother has entered into a state of Samadhi ( spiritual trance ).
Sanki hipnotik trans halindeymiş gibi davranıyor!
He behaved as though he were in a state of hypnotic trance!
Fakat transa geçtiğinde rastgele, kopuk cümlelerle konuşmaya başladı.
But on entering trance she began to talk in random, disconnected phrases.
Sakinleşti ve trans halinden huzurlu bir uykuya geçti.
She quieted and passed from trance into restful sleep.
Bu vect halinden çıktığında, kadın çoktan gitmiştir.
When he recovers from his trance, the woman has gone.
Transa girdiği sırada öldü.
While she was in a trance, you see.
Transa girdiği sırada!
She was in a trance!
Evlat duymadın mı, çiftemi getir!
Boy, you in a trance? Get me that shotgun!
Trans halinde.
He's in a trance.
Bu seansta transa geçmenizi istiyorum.
At this séance, I want you to go into a trance.
Nasıl oluyor da aynaya her bakışında kendinden geçiyorsun?
How come you always go into a trance every time you look in the mirror?
Gizemcilerin transı.
The trance of the mystics.
Görgü tanıklarının bir kısmı, katillerin normal görünümlü insanlar olduklarını, bir kısmı da onların transa girmiş gibi davrandıklarını söylemektedir.
Eyewitnesses say they are ordinary looking people. Some say they appear to be in a kind of trance. Others describe them as being...
Amerikan halkı, katillerin normal görünümlü insanlar olduklarını tespit etmişti.
"People who look like they're in a trance." And "things that look like people but act like animals."
Görgü tanıklarının ifadeleri göz önüne alınarak düzenlenen resmi bir raporda, bir tür trans haline geçmiş gibi görünen insanların, kurbanlarını öldürüp yedikleri cümlesine yer verildi.
Consistent reports from witnesses to the effect that people who acted as though they were in a kind of trance were killing and eating their victims. Prompted authorities to examine the bodies of some of the victims.
Vulcanlıların kendilerini bir tür transa sokma becerileri var.
Vulcans have the ability to place themselves in a kind of trance.
- Hipnotize olmuş gibi davranıyor.
- He acts like he's in a trance.
- Scooby gibi o da hipnotize edilmiş.
- She's in a trance, just like Scooby was.
Kendinden geçmiş biri gibi. Kendinden geçmiş mi?
Like a person in a trance.
Konsantre ol.
GO INTO A TRANCE OR WHATEVER YOU DO