Trey перевод на английский
1,614 параллельный перевод
.. birlikte el ele katlanmak..
By taking each other's hand in marriage, lerie and trey are..
Ama O, Trey'in arkadaşı.
Uh, he's trey's friend.
- Ben Trey'le yattım.
- I slept with trey.
Trey.
Trey.
Trey, Gabriel seni görmek istiyor.
Trey, Gabriel wants to see you.
- Trey.
- Trey.
Elimde iki San Francisco garson yamağı var, ve bir de kraliçe üçlüsü.
I got two pair with a San Francisco busboy, a queen with a trey.
Mace öyle düşünmüyor, tahminimce Harvey'le Trey de.
Mace doesn't and I'm guessing Harvey and Trey don't either.
- Trey, anlat.
- Trey, cut to it.
Aman Tanrım, Trey.
Jesus Christ, Trey.
Trey revirde, yatıştırıcı verildi.
Trey is sedated in the Med Centre.
Bırakalım da Trey kendini öldürsün mü, diyorsun?
Are you suggesting we let Trey kill himself? .
Zaten Trey yetmez.
And in any case Trey wouldn't be enough.
Trey uyuşuk halde. Kalkıp yemek bile yiyemiyor.
Trey is so doped up he can hardly walk or feed himself.
Trey ölürse bırakma noktasına kadar oksijenimiz yeter.
If Trey dies we'll have the oxygen to make it to the delivery point.
Orası Trey'le benim aramda.
That's between me and Trey.
Trey öldü.
Trey is dead.
- Zaman doldu, Trey.
Time is up, Trey.
Trey, yönetmen sinirli.
Trey, the director's furious.
Bu son'skydiving'sahnesi, Trey.
It's his last skydiving shot, Trey.
Bu delilik, Trey.
This is crazy, Trey.
Trey, peruğu kilometrelerce uzağa düşmüş olabilir...
Trey... Trey, his hairpiece could have landed miles away from...
Rexxx'in sahibi ve menajeri Trey Falcon yorum yapacak durumda değil, ama içerideki kaynaklara göre bu ay içinde özel bir cenaze töreni düzenlenecek.
Rexxx's lifetime companion, manager Trey Falcon, was unavailable for comment, but inside sources report he has scheduled a private memorial service for later this month.
Trey.
Oh, Trey.
- Bu inanılmaz, Trey.
This is so unreal, Trey.
- Hadi bize bir kemik atın.
Come on, Trey, throw us a bone here.
Sanmıyorum, Shane.
I don't think so, Shane. - Trey...
Onu geri ver, Trey.
Give it back, Trey. Come on.
Hatırladın mı, Trey?
Remember, Trey?
- Trey, gerçekten üzerime çok gelme.
- Trey, you really shouldn't come on to me.
Trey, evet.
Trey, yes.
Link, bu Trey Farmer.
Link, this is Trey Farmer.
Trey, içeri gel, içeri gel.
Trey, come in, come in.
Trey, bilmeni isterim ki geleneksel mülakat kavramıyla aram hiç değildir.
Trey, I want you to know that I don't agree with the conventiona interview.
Hey Trey, benim dostum.
Yo, Trey. It's me, man.
Dawn'a, Trey'e...
With Dawn, with Trey.
Trey'i araba tuttu.
I mean, Trey got carsick.
... Trey'deydik.
- We were on Trey.
Şimdi eğer yanlışsam beni düzelt, ama bildiğim kadarı ile Trey'den sonra uzun süren bir Volchok dönemine girdik.
Now, correct me if I'm wrong, but I believe we went from Trey to a lengthy volchok period. Yeah.
bu arkadaşım, Trey.
This is my buddy, Trey.
- Trey, bu Sadie.
- Trey, this is Sadie.
Sen ve ben, sen ve Trey.
You and me, you and Trey.
- Trey olanları kaldıramıyor.
- Trey can't get it up.
Trey Tozer zorbaların bile korktuğu bir zorbaydı.
Trey Tozer was the kind of bully even bullies were afraid of.
Trey'in enteresan silahlar yapma gibi bir kabiliyeti vardı.
Trey had a gift for crafting obscure weaponry.
Bütün günü Trey'den kaçarak geçirdim.
I spent the rest of thday trying to avoid Trey.
Belki yaptığın bir şey yüzünden Trey onu takmıyormuşsun gibi hissedebilir.
Perhaps you are doing something that makes Trey feel like you do not respect him.
Evet, bilmediğini biliyordum Trey, ama o tahta kılıcı insanlara doğrultunca, annesinin hastanede komada olması...
Yeah, I know you didn't, Trey, but when you start pointing wooden swords at people whose mothers are in the hospital, it's...
Çok naziksin, Trey.
Wow. That is so kind, Trey.
Belki Trey ona söylediklerimizi hoş karşılar.
Perhaps Trey will find the anecdote amusing.
Trey'in iyi hâli, iyi olmayan hâline oldukça benziyordu.
Trey's nice seemed very similar to his not-so-nice.