Tuck перевод на английский
2,193 параллельный перевод
Buraya, yatağın altına sıkıştırıyorsun.
Ok, you tuck it here, tuck it under..
Tuck, gel buraya.
Tuck, get up there.
Bayan Perkins sana bakar ve seni yatırmak için tam zamanında gelirim.
Mrs. Perkins will look after you, and I'll be back in time to tuck you in.
Ben tek bir kaşımı kaldırıyorum çenemi içe çekiyor ve...
- I raise one eyebrow tuck in my chin and...
Sen Tuck Arnold'un oğlu musun?
You Tuck Arnold's boy?
Seni yatağa yatırıp üstünü örtecek şimdi.
She'll put you to bed, tuck you in...
Sonra farkettim ki annem bir daha asla beni yatağa götürmeyecekti abim ve ben amcamla yaşamak için Massachusetts'e gitmek zorundaydık.
And then I knew. I knew Mom was never gonna tuck me in again, that my brother and I were gonna have to move to Massachusetts... to live with my aunt and uncle.
- Kafanı içeri çek, küçük dostum.
- Tuck your head in, little buddy.
Beni yiyeceğinizi söylemiştiniz?
You guys said you'd come tuck me in?
Nip / Tuck'ın önceki bölümlerinde...
Previously on nip / tuck...
Tuck, dört ünite kan istediğimizi... -... belirtir misin? - Tamamdır.
Tuck, can you make sure we type and cross for four units?
Hemşirelerini ayarladın mı, Tuck?
Got it. Rayner : You assigned your nurses, tuck?
Sistolü 82'ye yükseldi.
Tuck : Systolic's up to 82.
Anna, bu bizim sorumlu hemşiremiz Tuck Brody.
Anna, this is our charge nurse, tuck Brody.
Tuck baş-göğüs-boyun-karın-kalça filmi için tomografiyi ara.
Tuck, call ct for a head-chest - neck-abdopelvis.
Tuck neye ihtiyacımız var?
Tuck, what do I need?
Hayır.
Tuck : No.
Kan basıncı 75'e yükseldi.
Tuck : Pressure's up to 75.
Git de anneciğin uyutsun seni.
Go let Mommy tuck you into bed!
Taşaklarımı bacak arama saklarım.
I don't know what - Like, i'll tuck my balls Between my legs.
İyi geceler dilesem daha iyi.
Better tuck in.
İçim dışıma çıkmak üzere.
Gonna tuck in.
Aç kalmayın.
Tuck in.
Hayır, yatağına dön, birazdan gelip, sana sarılacağım.
No. Go on, go back up to bed and I'll come tuck you up in a minute.
Başını eğmek isteyebilirsin.
You might want to tuck your head down.
- Seni yatırmak için burada olacağım.
- I'll be here to tuck you in.
Nip / Tuck'ın önceki bölümlerinde...
Previously on "nip / tuck"...
Çene altını biraz kıstır.
Tuck your chin down a little bit.
Biliyor musun haklısın, Tuck.
You know something? - You're right, Tuck.
Hayır, hayır, Tuck.
No. No, Tuck, you know what?
Tanrım!
- Tuck, paddle. - Oh, Jesus.
- Hey, Bayan! - Nereye kayboldu, Tuck?
Hey, lady!
Tuck, sandala çıkarmama yardım et.
Help me get her in the boat!
Yüzüne ne oldu, Tuck?
Oh, my God, Tucker, what happened to your face?
Salak çocuk mızrakla birden ortaya çıktı. mızrağın üstüne düştü, Tuck! - Lanet olsun.
One of them suckers came running out of nowhere, speared himself through the gut and died right on top of me!
Tuck, al şunu üstümden.
- Oh, Tuck! Oh, take it off! Take it off me!
Nasıl yürüyebiliyor?
- How's he even walking, Tuck?
Tuck?
Tuck!
Tuck, Tucker?
Tuck! Tucker!
Oh, hayır?
Oh, no. Oh, no! Tuck, no!
- Jill Tuck.
- Jill Tuck.
Neden, bağışıklık istiyorsun Bayan Tuck?
Why do you want immunity, Ms. Tuck?
Tuck Jill ver.
Give me Jill Tuck.
Ben sağlamadığını için beni suçlama yok Jill Tuck.
I do not blame me for not delivering Jill Tuck.
Şunu içeri tık, tatlım.
Hey, tuck it away, sweetie.
Nip / Tuck'ın önceki bölümlerinde...
Previously on nip tuck...
Kan akıyor.
Tuck :
Nip / Tuck'ın önceki bölümlerinde...
NARRATOR : Previously on Nip / Tuck :
Nip / Tuck'ın önceki bölümlerinde... Yatıyorsunuz siz.
You guys are screwing each other.
Sorun değil, sen al.
That's OK, Tuck. You take that.
Midem kaldırmıyor, Tuck.
I don't think I have the stomach for this, Tuck. I know.