Tunner перевод на английский
42 параллельный перевод
Bir turist daha varır varmaz evine dönmeyi düşünür, Tunner.
A tourist thinks about going home the moment they arrive, Tunner.
Madam bir yazardır, Mösyö Tunner bir iş adamıdır.
Madame is a writer. Monsieur Tunner is a businessman.
Bay Tunner'ın da yaptığı tek iş akşam yemeği partileri vermek..
Mr. Tunner's only business is giving dinner parties.
Bay Tunner burada üç dört hafta kadar kalacak ama eşim ve ben bir ya da iki yıl kalacağız.
Mr. Tunner will stay three to four weeks but my wife and I will stay on for a year or two.
Belki Tunner dinlemek istiyordur. İster miydin Tunner?
Maybe Tunner would like to hear it.
Neden rüyanı Tunner'ın önünde anlattın?
Why did you tell your dream in front of Tunner?
- Yalnızca Tunner'a güvenmiyorum.
- It's just that I don't trust Tunner.
- Tunner mı?
- Tunner?
Ve sen, "Tunner'a güvenmiyorum" la ne demek istiyorsun?
And what do you mean, you don't trust Tunner?
Tunner'a güvenmemekten kastın nedir?
What do you mean about not trusting Tunner?
Her neyse. Tunner benim olduğundan daha çok senin sorunun.
Anyway, Tunner is much more your business than he is mine.
Bir dakika sonra orada olacağım, Tunner.
I'll be there in a minute, Tunner.
- Merhaba, Tunner.
- Hello, Tunner.
Tunner, ilgileniyormuş gibi yapmayı kes..
Tunner, stop trying to be interesting.
Tunner ile ilgili bütün bunlar neydi?
What was all that about with Tunner?
Tunner'un dün gece dönmediğini bilmesini istemedim.
I didn't want Tunner to know that you hadn't been back last night.
Tunner'ı burada bırakamayız.
We can't leave Tunner.
Şu Nazi arabasında şu kırmızı yüzlü ve şu cani ile gitmek için Tunner'ı terk etmem...
I'm not leaving Tunner to go off in that Nazi car with that redhead and that criminal.
Ben, Tunner ile trenle gidiyorum..
I'm going on the train with Tunner.
Tunner'la gitmeye mi?
To go with Tunner? Yes.
Oh, Tunner.
Oh, Tunner. Tunner!
Tunner! - Tam doktorun dediği gibi.
- Just what the doctor ordered.
- Kim demişti ki...?
- Who was it said...? - No, Tunner!
Oh, Tanrım!
Oh, my God! Tunner!
- Tunner, seni sonra görürüm.
- Tunner, I'll see you later. - Yes, you will.
- Hayır. Eğer Tunner böyle uzun siesta yapmasaydı, asla seninle yalnız
If Tunner didn't take such long siestas, I'd never be alone with you.
Şaka yapıyorsun. Bu arkadaşım Bay Tunner'ın tam da gitmek istediği yer.
That is exactly where my friend would like to go.
Bou Noura'da görüşürüz.
Love, Tunner. "
- Tunner'a ne oldu böyle?
- So, what happened to Tunner? - Gone with the monsters.
Peki, planlarımız ne olacak?
What about Tunner? What about Tunner?
Ya Tunner ne olacak? Ya Tunner ne mi olacak?
He'll catch up, or maybe we'll still be here.
- Şuradaki Tunner arkadaş. - Ne?
- It's that Tunner fellow.
Bu arada, bir arkadaşınız, Bay Tunner aylardır konsolosluğa telgraflar ve mektuplar göndermiş..
A friend of yours, Mr. Tunner has sent the consulate wires and letters for months.
Umarım cüretimi hoş görürsünüz ama geleceğinizden emin olur olmaz, Bay Tunner'a telgraf çektik.
I hope you don't mind my presumption but as soon as we were sure you'd be coming, I wired Mr. Tunner.
Annemin orda "huni" derler.
In Mom's town it's a "tunner"
Evet, Tunner.
Yes, Tunner.
- Tunner burada.
- It's Tunner.
Tunner!
Tunner! Wake up!
Uyan! - Uyan, Tunner!
- Wake up, Tunner!
- Tunner!
Any champagne left?
Tunner, ben horluyor muyum?
Tunner, do I snore?
Pearl Harbor baskını, Tunner.
Pearl Harbor, Tunner. We're being attacked!