Type перевод на английский
17,824 параллельный перевод
Peki bununla ne yapmamı bekliyorsun? Beni iyi dinle. Şu cinsle ilgili hale gelmişti.
She's become involved with this... type.
Sende o tip var.
You look the type.
At binmeyi seven biri değilimdir.
I'm not really the equestrian type.
- Şeker hastalığı varmış.
- She has type-I diabetes.
Burası açıkta gezinmek isteyebileceğimiz bir yere benzemiyor.
This doesn't look like the type of place we want to linger out in the open.
Raporu yazalım.
Let's type it up.
Herhangi bir vurma sesi... ve yüksek titreşim sesi duydun mu?
Have you heard any banging noises... or anything of this type at higher rates?
Adamın teki... Pazarlamacı gibiydi, bana soracak olursan.
Well, it was some brother, sounded like a salesman-type, if you ask me.
Kötü bir çocuğa benziyor, tam senin tipin.
Looks like a bad boy, just your type.
Uzun süredir böyle bir manyakla uğraşmak zorunda kalmamıştım.
I haven't had to deal with his type of crazy in a while.
Ortandan kaybolan bir tip olduğunu düşünmemiştim.
I really didn't think you were the ghosting type.
Bunu ikimizinde baskın kişilikler olmasına bağlıyorum.
I'm gonna chalk this up to us both having A type personalities.
Bu tipleri iyi bilirim.
I know the type.
Ben size külah giydirecek biri değilim.
I-I-I'm not the type to sell you some bill of goods.
Burası açık açık takılabileceğimiz bir yere benzemiyor.
This doesn't look like the type of place we want to linger out in the open.
Siz ikinci kategoriye giriyorsunuz.
You're the second type.
Kan bankasıyla temasa geçin ve dört ünite sıfır negatif kan getirin.
Contact the blood bank and type and cross match for four units of O neg.
Gayrireşit birine alkol satmaktan falan mı?
Like a "selling alcohol to a minor" type of thing?
Sanki birileri öldürülüyor gibisinden çığlıklar.
Like someone-being-murdered type screams.
Öyle biri değilim.
I'm not the babysitting type.
Pek iyi yazamıyor.
She can't really type that well.
Etrafimda dolaniyor olabilir ama hala mesaj yazabilir.
She might not be able to cut around me but she can still type a text.
Sanırım hep aynı tiplerden hoşlanıyorum.
I guess I have a type.
Hiç maskeli kanunsuz tipi yoktu sende.
I never pegged you for the masked vigilante type.
- Yanisi eğer Shadowspire'ın öyle bir plânı varsa -
- My point... Is that if Shadowspire's looking for that type of ordinance- -
Polis neden peşimdeydi biliyor musun? Nasıl bir suçluydum?
And you know why the police were after me, the type of criminal I was?
Hepsini biliyorum ve hâlâ zamanla ve söylediği kadar sevgisiyle bir ihtimal normal bir ilişkileri olabilir diye umuyorum.
I know all this. I do, and I'm still holding out hope that with--with- - with time and with how much he says that he loves her that maybe they have some chance at some type of normal relationship.
Bunlar farklı acılar ve bu acıyı atlatmak daha uzun sürer... -... ama yanındayım, unutma.
That's a different type of pain, and this takes longer to heal, but I'm here for you.
- Darhk'ın putu, kullandığı büyü tarzı.
Darhk's idol, the type of magic that he's using,
Karanlıkta savaşmanın tek yolu karanlığa teslim olmaktır ve ben o tür bir insan olmak istemiyorum artık.
The only way I know how to fight the darkness is to be darkness, and I don't want to be that type of person anymore.
Onun kullandığı büyü var ya, iyi insanları alıp kötü yola saptırdığını gördüm.
The type of magic he's using, I've seen it take good people and turn them dark.
Sadece beni dinle. Sen etkisi altındadır Ilaç bazı tip sağ şimdi, Ve buradan çıkmak gerek.
You are under the influence of some type of drug right now, and we need to get out of here.
Her ne kadar senin yazıp durman harikulade olsa da Rubicon'u ne zaman geri alacağım?
Not that it's not scintillating to watch you type, but when exactly will I have Rubicon back?
Çekilmezliğin 180 derecelik farklı türü olacağım.
I'll-I'll just be a 180-degree different type of insufferable.
Şerefsizsin.
You a hateful type.
Tipim.
Not my type.
Evet, ama o jessie tip var.
Yeah, but she's Jessie's type.
Bu Jessie tipi.
That's Jessie's type.
Yakut ah, Lola'nın senin tipin söyledi.
Okay. Ruby said uh, Lola's your type.
Senin tipin gençlerin?
Your type's younger people?
Eğer benim tipim vardır.
You are my type.
Amerika bir rüya pazarı Avrupa tipi sportif otomobiller için.
America is a dream market for European-type sporty cars.
Neyse ki kan gruplarımız aynıydı.
we had the same blood type.
Bu dünyanın sonu tipinde bir olay.
This is an end-of-the-world type deal.
Sizin tipiniz değil gerçi.
He doesn't seem like your type.
Görünüşe bakılırsa Bayan Seavers'ın sevgilisi Kendra'nın temas ettiği meteor gibi bir meteor bulmuş.
Apparently, Miss Seavers'boyfriend has been exposed to the same type of meteor that Kendra came into contact with.
Bu tür şeyleri hiç sevmediğimi, söylemeliyim.
I got to say, I've never been an outdoors-y type.
Seni hiç kamp yapan biri olarak düşünmemiştim.
I never took you for a camper type.
Herkes kullandığı mermi türünü ve sayısını imzalayarak alacak.
You will each sign out the type of ammunition and the number of rounds.
Adamınız pek duyarlı biri gibi görünmüyor.
Your man doesn't strike me as the... sensitive type.
Alice, tam Christopher'lık bir ölüm buldum.
Alice, I found the perfect dead guy... exactly Christopher's type.