Tüfek перевод на английский
2,872 параллельный перевод
Oraya bir tüfek bırakmıştım.
I left a shotgun in there.
Dirseğini dışarıya çıkart tüfek omzuna dayalı ve dikkatli ol. Tamam Ben.
All right, Ben.
Çok güçlü bir tüfek bu.
That is a powerful rifle.
Tüfek bir AM-40.
The rifle is an AM-40.
Bu tüfek, Afganistan'daki direnişçilerle savaşmak için mükemmel.
The rifle is perfect for fighting insurgents in Afghanistan.
Birinde tüfek var, 9 mm.
One has a shotgun, 9 mm.
Taramalı tüfek demek?
Really?
Ceketine katlanabilir bir tüfek koy, fırsatını bulacaksındır.
Hide a collapsible rifle in your jacket, you'd have a clear shot.
Tüfek ateşi otomobiline isabet etmiş.
Rifle fire, hit his car.
Ödüm patladı! Tüfek atışı!
I mean, holy shit, rifle fire?
Bir tüfek!
A shotgun!
İşte o zaman bir tüfek almalısınız!
That's when you gotta get a shotgun!
USAS-12 Yivsiz Tüfek.
USAS-12 shotgun.
Sahada ölümünüze neden olan şeyler, hep ufak tefek şeylerdir. Çalışmayan bir kaçış aracı, ateş almayan bir tüfek. Ya da yakanızdan düşmeyen bir bakım görevlisi.
When in the field, it's the little things that kill you - - a getaway car that won't start, a jammed gun that won't fire, or a maintenance man who won't leave.
Bir de duvardaki bayrakla antika tüfek üstüne tuz biber oldu.
That plus the flag on the wall and the antique rifle collection - -
Kesik uçlu pompalı tüfek almak istedik, ama çok pahalıydı. Pardon.
Yeah, we wanted to get him a sawed-off shotgun, but those are pretty expensive already.
Orası kutsal mekanımız. Ayrıca, fazladan yiyecek battaniye ve bir tüfek götürmeliyiz.
It's our sacred place, oh and bring extra food, blankets, and bring the rifle.
Tüfek mi?
The rifle?
İçeri baktım, adam 12 kalibrelik tüfek ile beynini uçurmuştu.
I look inside, and the guy just blew his head off with a 12 gauge.
Pompalı tüfek demişken, şunu duymuş muydun?
Speaking of shotguns, you heard this one?
Tüfek dolu değil.
It isn't loaded.
Hadi! Tabancalar ve bir de tüfek var.
There are guns and a rifle.
Çocuk sesin makineli tüfek gibi olduğunu söyledi.
Well, the kid said it sounded like a machine gun.
- Çünkü biz tüfek.
- Because we have guns.
Kafanın arkasına bir tüfek dayalı ve sen hala beni küçümseyecek kadar cesaretlisin.
You have a Benelli pointed at your forehead and you still have the audacity to condescend to me.
Herif herif üzerime doğru geliyordu elinde de bir tüfek vardı...
Hey, this dude... This dude was coming right at me with a shotgun.
Bir çeşit tüfek.
A rifle. One of a kind.
- Evet. Elinde tüfek olan ben, eli kolu bağlı olan da sikilecek olan da sensin!
'Cause I'll bet you my shotgun to your no arms and legs, you're the one's about to get fucked here!
İşin doğrusu, bu eski tüfek çok da seçici değildir.
Matter of fact, this old scattershot ain't too choosy.
Taramalı tüfek.
It's a machine gun.
Bir taramalı tüfek hanımefendi kris super-v'ye benzer fakat savaşta ihtiyaçlarımıza karsılık vermesi için birkaç ufak duzeltme yaptık
It's a submachine gun, ma'am. Similar to the kris super-v, but we made some custom adjustments to address our needs in the field.
22lik kullanabilirsin, ancak tavşanlarla yürüdüğümüz için bu tüfek ani atış yapmanı kolaylaştıracaktır.
Well, you could use a.22, but since we're walking rabbits, that shotgun'll make it easier for you to snap shoot.
- O zamana kadar hiç tüfek ateşlememiştim.
- And I haven't fired a rifle since. - Hm.
Çiftlikten bir tüfek almış.
He took a rifle from the farm.
Evet, Danny Buck, sen de biliyorsun ki Bernie tüfek kullanmayı bile bilmez.
Yeah, Danny Buck, you know Bernie didn't know anything about shooting a rifle.
Suçlu yolunun bir tüfek etrafında olduğunu biliyor.
He's definitely had training.
Ama aramayı, ciddi uzun menzilli tüfek uzmanlığı ile daraltırsak bu sayı, yüzlerin altına düşer.
But as we look at folks with serious long-range rifle expertise, those numbers drop to the low hundreds. Tell you what, let me fly my magic keyboard.
Görünen o ki aynı tüfek.
It's the same guy or girl.
Sizde olan şey serseri bir arabaya monte edilmiş bir makineli tüfek.
What you have, punk, is a.50-Cal mounted to the back of a GTO.
Tüm isteğim elinizdeki yiyecek makineli tüfek.
All I'm asking for is the food you have right now, the.50
Yaylı tüfek.
It's a crossbow.
Tom, bunu bozuk bir tüfek ve bir fenerle yakaladı.
Tom handled this one with a sawed-off shotgun and a flashlight.
Yakından gelen makineli tüfek sesiyle uyanıyorsun
You're woken by machine gun fire, right nearby
Tüfek sıkışıyor.
It jams.
- Evet, makineli tüfek gibisin.
- Yeah, you are a pistol.
Dürbünlü bir tüfek.
A rifle with a scope.
Kulağa bir tüfek gibi gelmiyor.
That doesn't sound like a rifle.
Pompalı tüfek gitmiş.
Shotgun's missing from the rack.
Avrupa, ilim dedi fen dedi, top dedi tüfek dedi dini terk etti...... ilerledi. Biz ne yaptık?
Europe praised education, science, technology, and abandoned the religion so they progressed.
Tüfek.
Bang bang.
Dediği şu ki, yine aynı tüfek.
Point being, it's the same rifle.