Tıbbi перевод на английский
8,838 параллельный перевод
Savaş alanı tıbbi bakım ekipmanı.
Battlefield medical kit.
"Altın Taç Tıbbi Ürünleri"
- "Gold Crown Pharmaceuticals."
"Altın Taç Tıbbi Ürünleri"
Gold Crown Pharmaceuticals?
Tahmin edin kaybolduğu sabah hangi tıbbi ürün temsilcisi varmış yanında.
Guess which rep was there when he disappeared.
- Ve ben de onları saptayabiliyordum, çünkü bir tıbbi ürün temsilcisi olarak, bakım evlerine erişebiliyordum.
- I located them because as a drug rep, I had access to care facilities.
Tıbbi malzemeler.
Some medical stuff.
Tıbbi desteğe ihtiyacı var, görmüyor musunuz?
Can't you see this man need medical attention?
Tıbbi yardıma ihtiyacın olacağını biliyordum ve hastaneye gitme riskini göze alamazdın.
I shot you. I knew you needed medical attention, And you wouldn't risk going to a hospital.
Ayrıca da otoyola yakın tıbbi ekipmanı olan tek yer.
And this is the closest place to the interstate That has medical equipment.
Bu listeyi tıbbi kayıtlarla karşılaştır Garcia.
All right, Garcia, cross-check that list against medical records.
Onu tıbbi uykuda tutuyorlardı.
They had him in a medically-induced coma.
Kusmuk için kullanılan tıbbi terimi.
It's a medical term for vomit.
Buradan ulaştıkları sonuç... bu kişinin tıbbi ya da acil sağlık hizmetleriyle ilgili olan biri olduğu... ceset için "Kadavra" kelimesinin kullanıldığını bildiği.
They would conclude that that meant that the person had something to do with medical or ambulance services, somebody who is involved in that and would know and use the word "cadaver" for a body.
Web sitesindeki en saldırgan yazılardan bazıları yerel hayali tur operatörlerinden sahte tıbbi tedavi uygulayan işportacılardan gelirdi.
Some of the most aggressive correspondence on his Web site came from local ghost tour operators, hawkers of phony medical cures...
Peki, tıbbi tanımlara sadık kalalım.
Fine, we'll stick to the medical definitions.
Seni tıbbi bakıma almalıyız. Benim de askerlerimi uyarmam lazım.
Okay, we need to get you medical attention, and I need to alert my soldiers.
Pazarın öbür ucunda eski bir tıbbi tesis var.
At the far end of the trading floor, there's an old medical facility.
Aslını bilmesem, ciddi bir tıbbi durumdan dolayı acı çekiyorsun sanırdım.
If I didn't know better, I'd say you were suffering from a serious medical condition.
Sığınma ve birkaç tıbbi yardım üzerine karşılıklı anlaşmaya oturmak istiyor.
She wants to sit down at a mutually agreed upon place and a few basic medical supplies.
Aslını bilmesem, ciddi bir tıbbi durumdan acı çektiğini söylerdim.
If I didn't know better, I'd say you were suffering from a serious medical condition.
Tıbbi esrar?
Medical marijuana?
Adamın ciddi tıbbi yardıma ihtiyacı var.
The man needs serious medical attention.
Bu arada, arkadaşım, tıbbi bakıma ihtiyacın var, ve ben de kendi hayatıma geri dönmek istiyorum.
Meanwhile, you need medical care, my friend, and I need to go back to my life.
O insanların tıbbi yardımlara ihtiyaçları vardı.
Those people needed medical assistance.
Tüm bunları düşündüğümde dünya üzerinde tıbbi yardıma ihtiyacı olan yerler için alınması olabilirdi.
When i think about all it could do To get medical aid to places in the world that need it.
Organ nakli bağışından bahsettiğin yerde bir tıbbi panel gördüm.
I saw a medical panel Where you were talking about transplant donors,
Fena halde tıbbi yardıma ihtiyaçları var.
And they need medical aid badly.
Ivan Turign'in hastalığı için tıbbi bir araştırma evrağı.
This is a medical research paper for Ivan Turing's illness.
Karısının onunla geri geldiğine inanan ciddi bir tıbbi sorunu olan adamın biri.
It was a man with a serious medical issue who believed that his wife came back to be with him.
- Tıbbi bir şey.
- Something medical.
- Tıbbi geçmişini ister misin?
- Do you want her medical history?
Bahsettiğim dikişi attım ve tıbbi romanlarda dedikleri gibi ihtiyatlı bir şekilde iyimserim.
I've put in the stitch I spoke of and as they say in medical novels, I'm cautiously optimistic.
Bu pek alışık olmadığım tıbbi bir terim.
That's not a medical term I'm familiar with.
ÖImekte olan bir adama umut veriyorsun ve karşıIığında da... Milyonlarca insan tıbbi bakım alabiliyor.
You give a dying man a little hope, and in exchange, millions of people get better medical care.
Sadece Kyle'ın Matthew'ın alamadığı tıbbi yardımı almasını istiyorum.
I just want Kyle to get the care that Matthew couldn't.
Bir çeşit tıbbi ekipmana benziyor.
It appears to be some kind of medical equipment.
Tek ihtiyacım, tüpü yerleştirecek ve kalp-ciğer cihazını görüntüleyecek yetenekli bir tıbbi teknisyen.
All I need is a skilled medical technician to insert the cannulas and monitor the heart-lung machine.
Tıbbi olarak en iyi tavsiyemi ister misin?
You want my best medical advice?
En iyi tıbbi tavsiyen bu mu senin?
That's your best medical advice?
Tıbbi bir kumaş parçası olduğunu düşündüm.
Figured it was part of a surgical drape.
Diyamorfin, tıbbi kullanıma uygun eroindir.
"Diamorphine" - - that's medical-grade heroin.
Doktor hasta gizliliği yüzünden yetkililerin tıbbi ofislere dinleme cihazı koyamayacaklarını biliyor.
He knows doctor-patient confidentiality prohibits authorities from planting bugs in medical offices.
Brezilya'dan yaklaşık 20 kilo tıbbi kullanıma uygun eroin kaçırıldı.
Almost 20 kilos of medical-grade heroin smuggled in from Brazil.
Escanso, adı buydu sanırım. Tıbbi kullanıma uygun eroini temin edip hastaların içine saklıyormuş.
Escanso, I think his name was- - who could get his hands on medical-grade heroin and hide it inside of his patients.
Alex, Tıbbi gereçler savaşdaki en önemli ganimetlerden birisi.
Alex, medical supplies were one of the first things looted in the War.
Tıbbi müdahaleye ihtiyacı olacak.
She's gonna need medical attention.
Reçeteli kullandığı ilaçlar olabilir dikkat etmemiz gereken herhangi bir tıbbi geçmişi varsa?
Well, any prescription drugs he should be taking any medical history that we should to be aware of, um..
- Tıbbi bilgiyi telefonda veremiyorlar.
Can't give out medical information over the phone.
- Tıbbî?
- Medical.
Dr. Sebastian Zuber'ın yönettiği özel fonlu tıbbî çalışmada araştırmacıymış.
She was a researcher for a privately funded medical study ran by a Dr. Sebastian Zuber.
- Tıbbî?
- Medical?