Unruly перевод на английский
217 параллельный перевод
Halkım bu kadar isyankâr olmasaydı gelişine büyük bir festival düzenlerdim.
If my subjects hadn't been so unruly, I'd have proclaimed a great festival in your honor.
Asileri cezalandırmak konusunda tereddüt etmeyeceğiz..
We shall not hesitate to spank the unruly ones.
Belalı bir gece geçirdik. Bacalar uçtu kaldığımız yerde.
The night has been unruly : where we lay, our chimneys were blown down ;
Lakayt, cıvık, kuralsızsınız.
You're soft, soppy, unruly.
Ne yabani, ele avuca sığmaz şey şu aktörler.
A wild, unruly lot, those actors.
O, medeni bir yetişkin değil, asi bir çocuk.
We're not here dealing with a civilized adult, but an unruly child.
Biraz da yaramaz ve sinsidir.
But also unruly and sneaky.
Biraz asiydi, ama onun hakkında söyleyebileceğim kötü hiç bir şey yok.
A bit unruly, but there's nothing bad I couId say about her.
# # Our hearts beat so unruly
# # Our hearts beat so unruly
# # My heart beats so unruly
# # My heart beats so unruly
- # # Yearning - # # My heart beats so unruly
- # # Yearning - # # My heart beats so unruly
Asi unsurlar okulumuzun istikrarını tehdit ediyor.
Unruly elements threaten the stability of the house.
Yien Shia Pu insanları ne zaman kabalaştı?
How come the people at Yien Shia Pu are so unruly?
Gece fırtına vardı.
The night has been unruly.
Ya oda parasını ödemez ve kılıcını çekip cıngar çıkartırsa? O zaman ne olacak?
What if he dodges his bill or gets unruly and waves his sword about?
Ortalıkta dolaşan nezle salgınına ve kötü hava koşullarına rağmen övgü dolu bir destan kaleme alan Hanbury Dapplenag!
Despite an attack of the sniffles and the handicap of a mane of unruly air composed a laudatory epic : Hanbury Dapplenag!
Duygularıyla hareket ederler.
Your actions are guided not by reason, but by unruly passions.
Başına buyruk, inatçı ve hep sorun çıkaran biridir
Unruly, headstrong and likes to create trouble
Çok yaramaz ve kuralsızlar!
They are spoiled and unruly
Laftan anlamayan bir çocukla başa çıkmanın yolu Onunla anlayacağı dilde konuşmaktır
The way to handle this unruly kid is to give her a taste of her own medicine
buraya gelip kabalık yapanlar... canlarına susamıştır!
Whoever is acting so unruly here... must be tired of living
Hatta, Başpiskopos arkadaşımın anlattığına göre insanlar bu gösteriler için, kalabalıkta ezilmeyi bile göze alıyormuş.
Moreover, my friend the archbishop tells me the crowds are so unruly, you risk being jostled or even trampled.
Bana dediklerine göre kediyle köpek gibiymişler. Çünkü baban çok asiymiş büyükbaban da aksi biriymiş.
I've been told that they fought like cats and dogs, that your dad was very unruly and your grandpa bad-tempered.
Ne küstahlık!
How unruly!
Üstad Qin gittikçe sadakatini kaybediyorsun
Master Qin. You are getting more and more unruly.
Ne terbiyesizlik!
How unruly.
Yazdıklarına göre, muhafızların ipin ucunu kaçırıp edepsizce davranmışlar.
He says your guards... were unruly and vulgar.
Sinirlendiğinde çok tatlı ama aynı zamanda hiç söz dinlemeyen biri oluyorsun.
You're cute when you're angry... but totally unruly.
Bart ele avuca sığmaz bir çocuk.
Bart's behavior is unruly.
Ve Arnold ile konuştum site yasa yönetmeliğine göre sizi başa çıkılamaz davranışlarınız nedeniye atabilmek için 6 oya ihtiyaçları var.
Oh, and I spoke to Arnold and he says that according to the bylaws of the condo constitution they need six votes to throw you out for unruly behaviour.
Vahşi, onu çağırdığımda, kötü ve daha asi, daha fazla iyilik ve sevgiye ihtiyacı var.
The wilder, the brat, as you call him, is, the worse and more unruly he is, the more deserving and in need of kindness and attention he is
Deloris Wilson, sen bu okuldaki en asi ve söz dinlemeyen kızsın.
Deloris Wilson, you are the most unruly, disobedient girl in this school.
İyileşmenin yolu, iş dünyasını serbest bırakmaktır. Ama Roosevelt, büyük bir zaferle yeniden seçildi.
that it was ill-informed, that it was chaotic, unruly and so forth ;
Pai Yun, Öğrencimin, 8 kıdemli klan şefi huzurunda.. işlediği suç nedir acaba? söyler misin?
Pai Yun, what wrong did my unruly pupil do now to have to trouble the presence of the Eight Clans'elders?
Yani, bu evde belki biraz asi bir kız yok mu diyorsunuz?
- There is not a young woman in the house... who is perhaps a bit, uh, unruly?
- Çok eğlenceli bir yer. Ama öğrenciler biraz yaramaz.
Though the kids get a little unruly.
Azgın bir müşterinin az önce bana ne dediğine asla inanamayacaksın. - Bekle.
You'll never believe what this unruly customer said.
Evet öyle sağol. lyi bir atlet ama kötü bir öğrenci.
He is, thank you. A good one. But he's an unruly scholar.
Kural tanımayan bir grup tarafından kovalanmayacağız.
We will not be chased away by an unruly crowd.
Kıllarını hiç kontrol edemiyorlar.
Pubic hair being so unruly and all.
Endişelenmeyin, Bayan Reed. Lowood'da onun ele avuca sığmaz ruhuna çeki düzen veririz.
Have no fear, Mrs. Reed, at Lowood we shall tame her unruly spirit.
- Efendim, sizi görmek isteyen bir topluluk var.
- Sir, there's an unruly mob to see you.
Sizin için hazırladığımız özel bir şey.
- It's a bottom-of-the-heap school... for boys who are too dumb or unruly to...
Oldukça yaşlıydı ve çok az hareket edebiliyordu.
He was getting old and a bit unruly!
Childers Yemendeki elçiliğimiz önünde rutin olarak düzenlenen yasal gösterinin kontrolden çıktığına dair bilgi alır.
Childers receives orders that a regularly scheduled, I awful protest outside our embassy in Yemen is unruly. He is to secure or evacuate the premises.
Özür dilerim Sayın Yargıç.Ben, sadece dikkatinizi onun kuraldışı itirazından çekmek için uğraşıyorum.Bay Shiplett, Bu doğru görünüyor, değil mi?
I apologize, Your Honor. I was merely attempting to distract you from his unruly objection. Mr. Shiplett, It remains true, does it not, that
Onlar zayıf, itaatsiz ve inançsızlar. "Fotoğraflar"
They are weak, unruly and believe in nothing.
Geçen hafta ele avuca sığmaz bir çocuğun muayenesinde yardım etti
- Helped me with an unruly kid last week.
Çok azgın bir tipti.
it was too unruly.
Ah Prens! Madem ki hakseversiniz, Kanımıza karşılık Montague kanı isteriz!
Prince! shed blood of Montague! could not take truce with the unruly spleen of Tybalt... deaf to peace.
Ayrıntılar az sonra.
A teacher is behind bars tonight... for allegedly locking an unruly student in a broom closet. That story coming up.