Unutulmaz перевод на английский
883 параллельный перевод
Unutulmaz
Unforgettable
Unutulmaz
No forgetting
Ben de dedim ki, "Benim unutulmaz William'ım!"
I answered, "My unforgettable Villiam... -"
Sayın Belediye Başkanım, bayanlar ve baylar Milis Birliği tarihinde unutulmaz bir gün yaşıyoruz.
My lord burgomaster, ladies and gentlemen... this is a memorable day in the history of the Civic Guard.
Verecekleri karardan endişe etme. Senin unutulmaz çalışmalarının ve asil başarılarının diğer hepsinin üzerinde Fransa'nın ölümsüz isimleri arasında yer alacağını biliyorlar.
You need not fear their decision, for they know that your imperishable works and your noble accomplishments entitle you above all others to be named among the immortals of France.
Size söz veriyorum bugün unutulmaz ve sıradışı şeyler göreceksiniz.
I promise that this afternoon you'll see something extraordinary and unforgettable.
Unutulmaz ve sıradışı göreceğim şey nedir?
What is it I'm going to see that's so extraordinary and unforgettable?
Bugün benim son günüm... Unutulmaz bir gün olucak.
This is my last afternoon out there... but it'll be one they'll never forget.
Bugün unutulmaz olacak.
This is a red-letter day.
- Bu unutulmaz.
- Not that.
Bunu yapmayı arzu ederiz, Bu unutulmaz bir fırsat. Albay..
We wish to make that a memorable occasion, Colonel.
Bu en unutulmaz fırsat olacak, Majesteleri.
It will be a most memorable occasion, Your Excellency.
Evet. unutulmaz yapın, Albay..
Yes. Make it memorable, Colonel.
En unutulmazı olsun.
Most memorable.
Valastrolar için unutulmaz bir gün.
This is a memorable day for the Valastros.
Bu dans kolay kolay unutulmaz Sen de anlayacaksın
The day you realize the Swing Trot is here to stay
O unutulmaz sabah, tan ağardığında ada değişmişti sanki.
When the dawn rose on that memorable morning it found a changed island
Sevgili Margo, unutulmaz bir Peter Pan'dın.
Dear Margo, you were an unforgettable Peter Pan.
Ve o Margo'nun sahnede senin gözlerini ilk defa kamaştırdığı o unutulmaz gece.. .. San Francisco'da hangi tiyatroydu?
And that memorable night when Margo first dazzled you from the stage, what theatre was it in San Francisco?
Unutulmaz bir gece olacak.
It'll be a night to remember.
Bunun unutulmaz bir gece olacağını ve bana hep istediğim şeyi getireceğini söylemiştim.
I said this would be a night to remember, that it would bring me all I ever wanted.
Unutulmaz bir geceydi.
And it was a night to remember, that night.
Bu örnekten faydalanırsak yarışmak spordan öte bir şey olur. Ve Broadway Bill asla unutulmaz.
If we profit by such an example, then racing will be something more than a sport, and Broadway Bill will never be forgotten.
Ne dersen de, bu unutulmaz bir evlilik olacak.
Say what you like, this will be a wedding to remember.
"Günümüz Güneyli bir dilberin unutulmaz portresi, duygusal birşey"
" A sensitive, unforgettable portrait of a present-day Southern belle.
Paris'te unutulmaz bir gecenin anısı ile gözlerim köroldu da.
I was blinded by the memory of an unforgettable night in Paris.
Senin için unutulmaz bir gün oldu.
What a day for you to remember.
Unutulmaz bir an olacak.
It will be a memorable moment.
Unutulmaz.
Memorable.
Aslında, bu, hayatımın en unutulmaz tecrübelerinden biri oldu.
Truly, this will be one of the most memorable experiences of my life.
Yazar olsaydım,'Tanıştığınız En Unutulmaz Karakterler'köşesine gönderirdim.
If I was a writer, I'd send it to the "Reader's Digest" for one of those "Most Unforgettable Characters You've Ever Met".
Unutulmaz bir akşamdı.
It was an unforgettable evening.
Çoğunluk farkına varmadı fakat sokaklardaki ayak sesleri giderek uzaklaşarak günlük hayatlarına dönen hikayenin başroldeki oyuncuları için unutulmaz bir anı oldu.
Ignored by the majority, but memorable to its stars who return to the simple rhythm of their lives as their steps fade into the streets.
Bu haftayı senin için unutulmaz kılacağım.
Well, I'm going to make this a week you'll never forget.
Bisiklete binmek gibidir. Unutulmaz.
It's like riding a bicycle.
Unutulmaz bir gün, çalışmaları için bir kamare satın aldı.
A memorable day, she bought a camera for their work.
Unutulmaz günler, tasasız, masum!
Unforgettable days, carefree, innocent!
Bir dolara unutulmaz bir hatıra!
An unforgettable souvenir for a dollar!
Unutulmaz, çılgın bir gece
One mad unforgettable night
Bir dokumacının duvara astığı gobleni, bir müzisyenin unutulmaz melodisini,
Was it the intricate tapestry of the weaver, the haunting melody of the musician,
Unutulmaz şeyler kaleme almıştınız.
You've written some things that will never be forgotten.
Hayatımın en unutulmaz karşılaşması olacak.
It will be the most memorable fight of my life.
"La Gabirella'daki üç unutulmaz gecenin anısına." La Gabriella onun yatı oluyor.
" In memory of three unforgettable nights aboard La Gabriella. Which is her yacht?
Bana hayatımın en güzel en unutulmaz gününü yaşattığın için teşekkür etmek istiyorum.
I want to thank you for... the loveliest and the most memorable day I've ever known.
Bayanlar, baylar, Müzik Hol yönetimi bu haftanın programının unutulmaz anı büyük Max Collodi, bay ventrilog, ve hayret verici kuklası George'u sunmaktan gurur duyar.
Ladies and gentlemen, the management of the Music Hall takes pride in presenting the high spot of this week's program, the great Max Collodi, gentleman ventriloquist, and his amazing dummy, George.
Dans, unutulmaz.
Dancing isn't something you forget.
Bu evimiz için unutulmaz bir gün.
This is a great day for our house.
Bir zamanlar onlar da gençti ve bu unutulmaz...
They were young once, too, and can't have forgotten about it...
- Unutulmaz bir gece!
- Unforgettable moments!
"Unutulmaz, kışkırtıcı, yorgun."
"Haunting, provocative, languorous."
Derin acılar asla unutulmaz.
The worm buries deep but never dies.