Ustad перевод на английский
1,668 параллельный перевод
O kadar hızlı ve ustadır ki, havada kuşları bile yakalayabilir.
It's so swift and so agile, it's capable of catching birds in mid-air.
- Yüzbaşı oyunda ustadır.
Captain Crawley knows his cards.
O, hanımları bulmakta ustadır.
There is the sixteen number beat there.
Avrupa'nın en güçlü iki lideri entrika konusunda ustadır ve sağlıklı düşünemez!
Europe's two strongest leaders are old hands at plots and very twisted ones!
Triatlonda ustadır.
Triathlon whiz.
İyi bir NCIS ajanı, bilgi almakta ustadır.
A well-trained NCIS agent is good at extracting information.
Vic sorunları çözmekte ustadır.
If there's one thing Vic's good at, it's solving problems.
Babam izlerini kaybettirmekte ustadır.
Well, my father's sort of mastered the art of covering his tracks.
Gerekli olan bir ustadır, tecrübeli biri.
A master is needed, with more experience.
Sürücülükte ustadır.
He is an expert at driving.
Hiç kimse kendisine parfüm ustadı demeyi işini o kutsal topraklarda kanıtlamadan söyleme hakkına sahip değildir.
No man can rightly call himself a perfumer unless he has proved his worth in that hallowed place.
Gizlenmekte ustadırlar.
They're masters of hiding.
Khalid ustadır.
Khalid is a master.
- Tek matte, Üstad Bra'tac.
- Tek matte, Master Bra'tac.
- İyi akşamlar, Üstad Hackenbacker.
Master Hackenbacker. [Bones Cracking, Fermat Groaning] Hi, nosy.
Üstad, Leonard Bernstein, Birinci kayıt.
Mr. Maestro, Leonard Bernstein, tape number one.
Burası iyi insanlarla dolu iyi bir ülke, Üstad.
This is a good country, Maestro. Filled with good people.
-... çok fazla, Üstad.
- who will not be pushed around.
Kim bu adamlar, Üstad bizi kapılarının önünde bekleten bu adamlar?
Who are these men, Maestro... who keep us waiting at their feet?
Lütfen, bilmelerine izin verin, Üstad... Bırakınız, bu güçlü olmakla alâkası olmayan kızgınlığımı bilsinler. Davranışlarımın doğruluğundan emin olmak gibi bir küstahlık içinde değilim.
Please let them know, Maestro... let them know I was nervous... that unlike the powerful, I was not so arrogant... as to be sure that my actions were righteous.
Kuşkusuzluk kralların hastalığıdır, Üstad.
Certainty is the disease of kings, Maestro.
Masumları kaybetmek zorunda olmamız utanç verici, Üstad.
It's a shame innocent lives are going to have to be lost, Maestro.
Bana bakın, Üstad.
Look at me, Maestro.
Neden bunları yaptığımı anlatın, Üstad.
Tell them why I did this, Maestro.
Buradaydım, Üstad.
I was here, Maestro.
Üstadın dediği ustalığın kolay olmadığı.
The boss knows it's not an easy feat.
Üstadım, ne sen sor, ne ben söyleyeyim.
Oh, master, the less said about that the better.
Üstadım, hata mı yaptım?
Master, did I make a mistake?
Üstad Bra'tac'ın tanımlama kodunu alıyoruz.
We're receiving Master Bra'tac's personal identification code.
Üstad Bra'tac.
Master Bra'tac.
Üstad.
Master.
Üstad Bra'tac'ın bu söylediklerinde ciddi olduğunu ve tehlikenin gerçekliğini varsayalım.
Let's assume that Master Bra'tac is in earnest and that the threat is real.
Üstad Bra'tac, annemi götürdüğün yerin orası olduğunu söyledi.
Master Bra'tac tells me this is where you took my mother.
Siz mi geldiniz Üstadım?
Is that you, Maestro?
Üstad Guardi, siz misiniz?
Maestro Guardi, is that you?
Peter belalardan kurtulma konusunda ustadır.
Just like Kobe Bryant.
Üstadın her zaman ihtiyacı olan bir yabancıya ayıracak vakti vardır
The Master always has time for a stranger in need.
Üstadın bile ayağı çıplaktır
Even the Master's feet are bare.
Ben Richard Hayes, "Sırların ve Öğretilerin Üstadı."
I'm Richard Hayes, Master of Secrets and Orders.
Sen hala Parfüm Üstadı Baldini'sin.
You are still the great perfumer Baldini.
Eğer yakut değersizse, Üstad seni izlemeyi bırakır.
Once The Toad knows it's worthless, he'll stop chasing you.
Üstad'ın işini bozdu ve bundan sıyrılmayı başardı.
Looks like he crossed The Toad and got away with it.
Roddy'i Üstad'a teslim edip ödülü almasını izleyelim ve biz de hayatımızın geri kalan kısmında oturalım. Öyle mi?
So I hand Roddy over to The Toad and claim the reward.
Üstad onun için bir servet ödeyecektir.
The Toad will pay a fortune for him.
Sen ve ailen beni Üstad'a satacaktınız!
Yes, you and your family were gonna sell me to The Toad!
Demek Üstad'ın planı bu.
Of course. That's The Toad's plan!
Demek Üstad'ı aptal yerine koyabileceğinizi düşündünüz?
So you thought you could make a fool of The Toad, eh?
Yani, Üstadın kendi yatak odasında böyle şeylerin olmasını hoş göremeyiz, değil mi?
I mean, we can't have this sort of thing happening in the master's own bedroom, can we?
Harika bir çalışma Üstad!
Excellent work, maestro.
Üstad, ailemizin diğer fertlerinin resimlerini de yapacak.
Our maestro will do others with images of all the family.
Üstadı imzasından tanıdım.
Signature work of a real master.