Utility перевод на английский
609 параллельный перевод
"Yoldaş İvanova büyük mirası aldığından bu yana faturalarını ödeme konusunda sonsuz güvenim var."
"Since comrade Ivanova had received a large inheritance I have a full confidence that she will be able to pay her utility and rent bills"
Ayak işlerinde bir detektifi kullanmanın parlak bir fikir olduğunu düşünen mücevher hırsızları olduğunu farzedelim. Ödeme ve bağlantı işlerinde kullanıyorlar.
Supposing a jewel outfit got the idea of using a detective as a utility man... for contacts and payoffs.
Ne güzel bir armağan, sevecen ellerin yarattığı ve meydana getirdiği güzel ve yararlı bir şey.
What a beautiful gift, created and made by loving hands. A thing of beauty and utility.
Telefon rehberleri, vergi kayıtları, faturalar meslek rehberleri, 300 mil civarında olan bütün şehirleri kapsayan bir araştırma.
So you'll have to check the telephone books, tax records, utility lists, general business directories... anything you can think of for cities within 300 miles.
Birkaç küçük istisna dışında taşımacılık ve kamu hizmetlerinde görevli işçiler tahliye işlemleri tamamlanana dek görev yerlerinde kalmaya gönüllü oldular.
With few exceptions, transportation and utility workers volunteered to remain at their posts until the evacuation is completed.
Temizlik görevlimiz, Lucas Cross.
- Our utility man, Lucas Cross.
Güzelliğin yararlı olmak kadar, hatta daha fazla önemli olduğunu söylerdi.
He used to say that beauty is as important as utility, maybe more so.
Elektrik bir kamu hizmetidir.
Electricity is a public utility.
Kemerlerimizdeki metal nesnelerle bizi yakaladı.
It's got us by the metallic objects in our utility belts.
Kemerimdeki vericiyi bir çıkartabilsem!
If I could just pry loose my utility belt transmitter!
... tüfeklerle delik deşik edecekleri koridora zorla soktular.
... a utility corridor... that the police riddled with rifle and shotgun fire.
Getireceği fayda.
It's the utility of it.
Sanırım bunun yararlı olacağına ikiniz de hemfikirsiniz.
I think you both have to agree that you have the utility there.
Ertesi sabah, ecza deposuna gidip bir parça dioksin bir kum torbası ve vizite formu alıp Dr. Ives'ın laboratuarına gittim.
The next morning, I pinched some digoxin from the pharmacy... and a sandbag from a utility can't... and found my way to Dr. Ives'laboratory.
Onu malzeme odasına, depoya, öyle bir yere götürün.
Utility room? Supply room? Store room?
Bütün konular eşit önemde... mümkün olan en yüksek ortalamayı elde etmeye çalış... bütün konular eşit önemde olacak şekilde davran.
Bell, try to think of this in terms of maximum utility. Try to attain the highest average possible. Treat all your courses as of equal importance.
Kamu hizmeti ve ön tasarruf arasındaki farkı anlayabildiniz mi?
Did you realise the difference between Austerity and Utility?
Solda gördüğünüz ön tasarruf, kareli takımdaki kamu hizmetinin ablası.
Austerity, on the left, is the elder sister of Utility, in the checked suit.
Ve ön tasarrufa, kamu hizmetine yasak olan, bir çok moda ayrıaclığı tanınmıştı.
And Austerity was allowed many fashionable privileges denied to Utility.
Kamu hizmeti bildiğiniz gibi 4 türle sınırlandırılmıştır, halbuki ön tasarruf bol seçeneği sahiptir.
Utility, as you know, is confined to four, whereas Austerity was lavish with pleats.
Walker'ın taktikleri kendini kanıtlamıştı. Uçakların değeri anlaşılmıştı.
Walker had proven the effectiveness of its tactics e the airplanes, its utility.
Gerekli olduğundandır.
Must be the utility.
Hey Bill, ana servis odasını göster.
Say, Bill. Tune in the main utility room.
Bak, dinle, ana servis odasında bir elektrik yangını oldu.
Now, listen. We had an electrical flare-up in the main utility room.
... Ve kamu payı hafif bir düşüşte.
And the utility dropped very slightly.
Hey, işe yarar adam.
Hey, utility man.
Yararlı işçi!
Utility man!
Yararlı işçi...
Utility ma...
Hey, Smokey, şef aşağıdaki üç nolu boyama odasında yararlı bir işçiye ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Hey, Smokey, the super says he needs a utility man down in paint room three.
Rocky dağlarının batısındaki tüm santrallara borcumuz var.
We have debts to every power utility west of the Rockies.
Kazıyarak o ızgarayı çıkarabilirim, ve deliği koridor çıkışına kadar büyütebilirim oradan hücre katına ve belki çatıya.
I can dig that grille out, and enlarge the hole into the utility corridor to the top of the cell block and maybe onto the roof.
"Dört Göz" Shottenhoffer, İç saha oyuncusu.
"Four Eyes" Shottenhoffer, a utility infielder.
Kahrolası takımı iç saha oyuncularıyla doldurdular.
Got a whole goddamned team of utility infielders.
İstasyonun arkasında bir servis odası var, biliyor musun?
There's a utility room in the back of the station, you know?
Paranın marjinal fayda eğrilerinin kopyasını veriyordum.
I let her copy my marginal utility curves.
Şimdi köşedeki telefon şirketine bir mektupla gidip bu işten kurtulacağım. Dışarıdan bir şey istiyor musun Peg?
Now, I'm going down to the corner with a letter to the utility company to get rid of that light.
Eğer çatıda ve ya bodrumda işe yarar bir şey varsa, gidip alacağız.
If there's a utility hatch on the roof or basement, we'll go in and get it.
Hem anti-terörist hem de anti-gerilla operasyonları için biçilmiş kaftan.
Its utility for anti-terrorist and anti - guerrilla operations is self-evident.
Daha yeraltı hatlarını bile geçmedik.
We're not even past the utility lines.
İhtiyaç çantam ve Greenpeace çıkartmalarım var!
I have a utility pack and Greenpeace stickers!
Yeraltı şehir haritasını kitabevinde görmüştüm.
As the crow flies. Saw utility maps in bookstore.
Sana gereken çok amaçlı pratık bır sütyen.
What you need is a nice, all-purpose utility bra.
Birilerini bakım koridoruna gönderin!
Get some men to the utility corridor!
Hatalı kablo... Bakım koridoru.
Busted cable... utility corridor.
Holdeki teknik bölüme ulaşacağız.
Enter it from the utility shaft in the yard.
bir alet kemeri, bir ışın kılıcı...
We've got a utility belt, tricorders, a light saber....
Kızıl Meydan'a Beech Nut sokan genci hatırlıyor musun?
One guy flew a Beech Utility to Red Square.
Şuradan yukarı doğru giden bacayı besliyor - Oh!
It feeds into this utility shaft which goes all the way up...
Ama önce kemerlerinizi yere bırakın.
But first, throw down your utility belts.
Tarifini Kamu Hizmeti Et Konseyinden aldım.
I got the recipe from the Utility Grade Beef Council.
Malzeme.
Utility.