Uv перевод на английский
298 параллельный перевод
Video için UV lensleri ve bir de boş kasede ihtiyacım var.
I need the UV lenses and the tape for the video camera.
UV seviyesi biraz artmış.
UV's up a bit.
Bu morötesi emilimlerinin... traker birikimlerini gösterdiğini söylememiş miydin?
Didn't you say that UV absorptions indicate traker deposits?
Altı Numara, mor ötesi ışıkları aç.
Number six, power up on the UV banks.
Mor ötesi ışıkların hepsini aktif hale getirdik.
We're complete on the lower UV banks.
- Buradaki mor ötesi düzeyini yükselt.
- Increase this UV.
Acil durum şamandırasını mor ötesi ışıkla çalışacak şekilde ayarlayabilir misin?
Can you modify an emergency beacon to operate on UV?
- Peki ya mor ötesi?
- What about UV?
UV ışınları sadece bir başlangıç.
UV rays are only the beginning.
Ultraviyole ışınlar bulutlardan geçer.
The UV rays pass through the clouds.
Ultraviyole bugün kötü olacak.
UV's gonna be bad today.
UV radyasyonu bu kadar yüksek bir gezegenin sahip olması gerekenin aksine bitkisel hayat çok iyi görünüyor.
For a planet with a UV radiation as high as this one is supposed to have,... the plant life seems to be doing very well.
Bu, bisküvi çocuk, bir UltraViyole lambası.
That, biscuit boy, is a UV lamp.
Morötesi, kızılötesi, her şeyi kullan.
UV, infrared, throw everything you got at it.
Bazen üreter ve böbrek damarının birleştiği... ... yerdeki yırtık görünmez.
Sometimes you can't see a tear close to the UV junction.
Geçit odasına biraz UV birimi gerekli.
Uh... Let's get some UV units in the gate room.
UV ışıkları açılıyor şimdi.
Bringing up the UV lights..... now.
Yapay ultraviyole ışınları hiç sevmem. Gerçek güneşi hissetmek istiyorum.
I hate artificial UV rays, I want to feel the real sun.
Sadece ikimiz. - Elbette.
Uv... sure.
Yeni cilt derisi UV ışınlarına duyarlı olacaktır.
The new skin will be sensitive to UV rays.
Bunu torbaya koyayım. Ultraviyole ışınla karnına bakmamız lazım.
I'll bag this and we need to do a UV on her stomach.
Ultraviyole ışınla karnındaki sperm kalıntılarına bakmalıyız.
We need to do a UV light and check for semen on her stomach. - We don't have one.
Giysilerine ultraviyole tutuldu mu?
- Did you do a UV on the clothes?
Bu yabancı mikroplarda yaptığımız testler onların da UV radyasyonuna karşı korunmasız olduklarını gösterdi.
The tests on the alien microbes show that they are also vulnerable to UV radiation.
Sonda ölçümleri çok düşük morötesi ışın seviyesini gösteriyor.
The MALP readings indicate a very low UV level.
Spreyledik, morötesi ışıkla baktık ne bir saç, ne bir doku ne de bir kan lekesi yoktu.
We have sprayed, UV'd... No hair, no fibres, no blood anywhere.
Tenekeye gelen taraf morötesi ışıkta parlar.
So the side that kissed up to the tin will fluoresce under UV.
Siz kan emiciler günışığını sevmediğinizden silahın ışığını UV filtre ile değiştirdik..
Since you suckers don't like sunlight, we've modified the gun's entry light with a UV filter.
Aç- - ani UV ( ultra viyole ) ışığı.
Pop it open- - instant UV light.
Saldırı altındaysanız UV ışığınızı kullanın.
If you're under attack, use your UV lights.
Eğer ışık kaynağı bulabilirsem bir çeşit UV ışık bombası yapabilirim.
If I can suss out the light source maybe I can make some sort of UV flash-bang grenade or something.
- Sonra UV bombalarını atın.
- Then toss your UV grenades.
UV'lerin 10 saniye gecikmesi var.
UV's have a 1 0-second delay.
Şuraya bak. Yüzeyi, etrafındaki UV dalgalarını çeviren mikro liflerle kaplı. Yani bunu Çin'deki Bakanlık'ta bıraktığınız zaman,..
Now, basically, if you take a look right here, its surface is covered in microfilaments, which interpret the U.V. Waves generated by its surroundings.
Bu bir UV fotoğrafı mı?
Is that a UV photo?
UV yapmak için filtre ekleyip suratına ışık tuttum.
To get the UV photo, all I did was add an ultraviolet filter and flood her face with light.
UV ışını cildin derinliklerine inip normal ışıkla görülmeyen yara izleri ortaya çıkarır.
UV light penetrates the skin... and picks up bruises and marks too deep to be seen under normal light.
Gözle görülen yaralar ise UV'de çıkmaz.
Any bruising that's already visible won't show up on a UV photo.
Evet, ama yoğun morötesi ışık patlamalı senin standart oyuk uçluların yerine.
Yeah, but with a concentrated burst of UV light instead of your standard hollow points.
Buradakine de, şey Mor Ötesi Yayı diyoruz.
Over here, we, um- - we call this the UV Arc.
İki uç, güçlü bir mor ötesi lazeriyle birbirine bağlı...
The two points are connected by a powerful UV laser- -
Bir GPS aletini, Uydu Navigatörünü ve UV spektrometreyi Endonezya gümrüğünden geçirmeye çalış da gör.
Hey, you try getting a GPS locator, a Sat-Nav EchoStar and a UV spectrometer past Indonesian customs.
Mor ötesi lambayı verir misin?
Hand me the UV, please.
Mor Ötesi Işık.
UV light.
Sağlık Bakanlığı ayrıca....... ultraviyole miktarının da çok yüksek olduğunu belirtiyor. Eğer güneşli ve ılık bu Kasım ayında....... suya girmek istiyorsanız güneşten korunmanız gerekecek.
The Health Department says that the UV count is extremely high, so if you want to soak up this amazing warm sunshine in November, you'd better protect yourself.
Bırakabilirsin. Her şey ültrason ve ültraviyole ışınlarla kontrol edildi.
- They used ultrasound and UV-devices.
Ultraviyole ışınlar çok güçlü.
Mom! UV index is very high today.
- Evet evet ultraviyole ışınlar deri altındaki yara bereleri açiğa çıkarır
Yeah, yeah, the UV light's definitely bringing out the bruises underneath the skin.
Kazağı ulraviyole ışıkla taradım ve bir tane görünmez kuru temizleme şirketi etiketi gördüm, ve?
I ran it under the UV light and out popped one of those invisible dry cleaner ID stamps, you know?
UV ışığınızı kullanın.
Use your UV lights.
Bizler kızıl ötesi ışınlara daha duyarlıyız.
We're more sensitive to UV light.