Uydurmuyorum перевод на английский
335 параллельный перевод
Hiçbir şeyi uydurmuyorum.
I never make up anything.
Bunu kafamdan uydurmuyorum.
This is not in my mind.
Kâbus falan değildi. Ve bunu uydurmuyorum, onları gördüm!
I dreamed that the whole house was on fire.
Evet, efendim. Bunun farkındayım. Ve bunu uydurmuyorum.
Remember this is not an official, so don't go sticking your neck out
Ben uydurmuyorum. Gittikçe daha da kötüleşiyorlar.
It's not my imagination, and they're getting worse all the time.
Uydurmuyorum.
I'm not making it up.
İkinci gün, tarih böyle yazıyor, ben uydurmuyorum,... ikinci gün... bir takım hayvanlar türemiş toprağın,... küllerin altından.
On the second day, history tells us, I'm not making it up. From the second day on, certain species of animals crawled from the depths of the earth, and from the ashes.
Hiç birini uydurmuyorum bunların.
I didn't make any of it up.
Uydurmuyorum ve uydurduğumu söyleyerek beni korkutamazsın.
I'm not making it up and you're not going to scare me into saying I am.
- Uyduruyorsun. - Hayır, uydurmuyorum.
- You're making it up.
# Uydurmuyorum
I ain't lying
- Uydurmuyorum.
- I am not.
Yalan uydurmuyorum, Bu gerçek
I'm not talking nonsense, it's true
- Evet, uydurmuyorum.
- Yeah, no shit.
Yoo uydurmuyorum.
I tell you I didn't break out!
Bak Lenny, bunları uydurmuyorum.
Look, Lenny, I'm not making this stuff up.
- Hayır, uydurmuyorum!
- No, I'm not!
Uydurmuyorum ki.
I'm not making it up.
Uydurmuyorum!
I'm not making it up!
Uydurmuyorum.
I'm not, I sw- -
Masal uydurmuyorum.
This is not a fairy tale.
Ama uydurmuyorum.
- But I'm not.
Egon, bunu ben uydurmuyorum.
Egon, I didn't imagine this.
- Uydurmuyorum.
- I did not.
Bunu uydurmuyorum.
I'm not making this up.
- Hayır hayır, ben bunu uydurmuyorum.
- No, no, I'm not making it up.
Uydurmuyorum.
I'm not making this up.
- Bahane uydurmuyorum.
- It's not just another excuse.
Hayır hayır, kafamdan uydurmuyorum.
Well, no. Not off the top of my head.
- Hikaye bu işte. Uydurmuyorum. - Peki.
- This is the story, and I'm not making it up.
- Uydurmuyorum!
- I'm not!
Bunu uydurmuyorum.
Look, I'm not making this up.
- Bahane uydurmuyorum.
- I'm not making excuses!
Kafadan uydurmuyorum.
I know what I'm talking about.
Bunları uydurmuyorum.
I ain't making all this up.
Uyduruyorsun. Uydurmuyorum.
No, I uncover them.
Bunu uydurmuyorum.
I'm not making it up.
Bunları uydurmuyorum.
I'm not making this stuff up.
Ama bunu ben uydurmuyorum, Said.
But I'm not bullshitting about this, Sayid.
Gerçekten, uydurmuyorum.
Really, I'm not making this up.
Ben bir şey uydurmuyorum.
I'm not makin'anything up.
Orada çalışmam konusunda bahane uydurmuyorum, sen de yapmamalısın.
I don't make excuses for working in there there's no reason for you to.
Bayılan keçiler. Uydurmuyorum.
Fainting goats. I'm not making this up.
Şimdiye kadar yaptıklarımı kafamdan uydurmuyorum.
I haven't made up my mind what I'm doing about this yet.
Uydurmuyorum bunu.
I didn't imagine that.
Bakın, bunları uydurmuyorum.
Look, i'm not making this up.
Bunu uydurmuyorum.
I am not making this up.
- Uydurmuyorum, süsleyerek anlatıyorum.
- I don't lie. I embellish.
- Uydurmuyorum.
- I'm not making it up.
- Hayır, uydurmuyorum.
- No, I'm not.
Bunu uydurmuyorum!
I'm not making this up!