Uygulanır перевод на английский
171 параллельный перевод
- Burada hukuk uygulanır olmuş.
- You got a better grade of law here now.
Vatandaşlıktan Çıkarma Yasası diye bir şey varsa savaşta uygulanır.
And another point, if there is a Loss of Nationality Act it must apply only in wartime.
Doku uyumuna direnç gösteren antikorları yok etmek için yoğun röntgen ışınımı içeren bir yöntem uygulanır.
One method involves using heavy X-ray irradiation to destroy the antibodies that create resistance to the heterograft.
- Katı uygulanır.
- Strictly enforced.
Ama yasalar insan eliyle yapılır, insanlar tarafından uygulanır.
But laws are made by men, carried out by men.
Bilimsel ve yavaş olarak uygulanır.
Applied scientifically and slowly.
Ama bilirsin... Vekilden gelen emirler sorgusuz sualsiz uygulanır!
But you know... once you receive orders from the Kanto Deputy, that's that!
Böyle hastalıklarda sadece hızlı tedavi yöntemi uygulanır.
A fast cure is the only treatment in such a case.
# Bu deney farenin üzerinde... #... arka arkaya 7 gün, her gün 10 dakika uygulanır.
The animal is subjected to this experiment... 10 minutes a day, 7 days In a row.
Prensiplerim insanoğluna da uygulanır.
My principles apply equally to human beings.
Burada... çeşitli tedaviler uygulanır da.
There are... different modes of treatment.
Daha sonra, maksimum hükmün üçte ikisi uygulanır ki bu da mahkeme olmaksızın 16-17 yıl demek.
And from then on, it's 2 / 3 of the maximum sentence, which comes out to be 16 or 17 years. That's without a trial.
Baskı, kadının bebeğini yetimhaneye yerleştirmek isteyen devletin yetimhane yetkilileri tarafından uygulanır.
Oppression is represented by society matrons, Puritan reformers who want to place her baby in an orphanage.
Sıkça öğretilir ve nadiren uygulanır.
It is often taught and very rarely practised.
Bu kurallar titizlikle uygulanır.
These rules are strictly enforced.
Ama keyfi olarak uygulanır ve benim yetkimi baltalarsa gücüme gider.
When it's enforced arbitrarily and undermines my authority, I resent it.
Sadece politikacıların delirdiğine dair kanıt olursa uygulanır.
Applies only to politicians with records of heredit'ry insanity.
Bazı şeyler cennette planlanıp, uygulanır.
Many things are destined and planned by heavens.
Mucizeler avlusunda adalet çabuk uygulanır. Burada avukat da yargıç da benim
Justice is swift in the court of miracles I am the lawyers and judge all in one
Yaşlılara hep indirim uygulanır sanırdım?
- Seniors always get a discount.
Gemiyi açık denizde ele geçirdikleri için, ve denizler, ne İspanya, ne de Amerika'nın olduğu için antlaşma hükümleri nasıl uygulanır?
That since they took over the ship far out to sea, and since neither Spain nor America owns the sea, how is it that the treaty applies?
- Kâfirlere uygulanır o.
- That's for a heretic.
Kanserse eğer, erbezin alınması kemoterapi ve ışın tedavisi uygulanır.
If it is cancer, treatment is removal of the testicle plus chemotherapy, probably radiation as well.
İç alan uçan top kuralı, birinci ve ikinci kale dolu, ya da birinci, ikinci ve üçüncü kale dolu olduğunda uygulanır. "
"The infield fly rule is invoked " when first and second bases are occupied, "or first, second and third base are occupied..."
Sadece bir çocuk üzerinde nasıl uygulanır, bilmiyorum, ya da bu durumda bir jaffa üzerinde.
I just don't know about using it on a child, or for that matter a Jaffa.
Üçün beşlisi... A integrali uygulanır.
Three fifths times the integral of A.
Çok kolay uygulanır ve size çok güzel görünen bir saç bırakır.
It actually builds on itself... leaving you with great, great looking hair.
Una özenle fırçalama yapılır, ve dikkatle uygulanır, bu zaman alıcı bir süreçtir.
The flour has to be painstakingly brushed off after each take, and just as carefully reapplied, which makes for a time-consuming process.
Tekme ve adama itme uygulanır.
Then kick and push this guy.
Yani, eğer bu kanun uygulanırsa, Yılbaşı için güzel bir silah alır mıydınız? , kardeşine de bitane almazsanız o da kıskanır.
I mean, if that law came into place or whatever, and you wanted to get your niece a gun for Christmas, her brother would be jealous if you ain't got him one as well.
Çekim üstüne çekim yapılarak hassas dövüş sanatı koreografisi uygulanır.
Take after take of precision martial art choreography is performed.
Yeni fikirler burada bulunur, geliştirilir, uygulanır.
New ideas are ready to be devoured, re-defined.
740 Mars'ta birçok bulguda uygulanır.
A 740 applies to any number of things found on Mars :
Eğer doğru uygulanırsa süpürge gücü durdurulamazdır.
If properly executed... the power sweep is unstoppable.
Doğru yapana kadar oynayacağız çünkü, eğer doğru uygulanırsa süpürge gücü durdurulamazdır!
Well, we're gonna run it until we get it right... because, if properly executed... the power sweep is unstoppable!
Zimmete para geçirmede de aynı yöntem uygulanır.
The same principal applies to embezzlement.
Tüm hizmet alışveriş yoluyla uygulanır.
All our exchanges are through servants.
Kuran, mücadele etmekten söz ettiğinde, her zaman kutsal bir savaştan söz etmez. O daha çok bu bitmez tükenmez mücadeleden söz eder. Böylece, ilahi buyruklar günlük yaşamın trajik koşullarına ve çatlaklarına uygulanır.
When the Quran talks about struggling or they're not talking always about fighting a holy war they're talking about this immense struggle to implement a divine imperative in the flawed and tragic conditions of daily life.
O zaman mühimmat subayının tavsiyesini şef mühendis,....... riskin uygulanır düzeyde buluyor.
Then based on the recommendation of the armoury officer, the chief engineer finds the level of risk acceptable.
Ermenilerin yerlerinin değiştirilmesi askeri bir gereklilik haline gelmişti,... ama kötü memurların yanlışları yüzünden bu emir uygulanırken ciddi aşırılıklar yapıldı.
"The removal of the Armenians has become a military necessity but unfortunately, through the fault of bad officials, grave excesses occurred when this order was being executed."
Dördüncü Cenova Kongresi kararları, tüm dünyaya göre yani İsrail dışındakilere göre, İsrailin işgal ettiği bölgelere uygulanır.
The fourth Geneva conventions, according to the entire world, literally, outside of Israel, applied to the occupied territories.
Dövme, sol başparmakla cilde şöyle sıkıca bastırılarak ve sonrasında boya maddesi uygulanıp şekil çizilerek yapılır.
You see, the art of tattooing is performed by pressing the left thumb hard against the skin like this, and then applying dyes and inscribing the design.
İkinci sorun izlenecek güzergah üçüncüsü ise saldırının uygulanış şekliydi. Çünkü torpido atışları sığ sularda gerçekleştirilecekti.
As it was the route to follow e the third o has attacked in itself, if it was possible to use torpedoes in little deep waters.
Zazen ; bağdaş kurarak dik bir şekilde oturma biçimidir. Zen sanatının uygulanışıdır.
Zazen is a way of sitting cross-legged and with an erect back practicing the art of Zen.
Renklerin daha da yatay uygulanışı, perspektif yoksunluğu yüzey alanındaki gerginlik ona ün kazandırır.
It develops still further the flat application of colour areas the lack of perspective the tension between space and surface,
Aslında bu başlık Walter Lippmann'ın, demokrasinin uygulanışında bir devrim olarak nitelendirdiği "rızanın imalatı" nı tanımladığı 1921 yılında yazılmış bir kitabından alınmıştır.
- Do you like being controversial? No, it's a nuisance. Because this medium pays little attention to dissenters, not just Noam Chomsky, but most dissenters do not get much of a hearing in this medium.
On yıldan fazla bir süredir ; yemeğin hepsini bitirmeme,... hücrede ekstra bir çift çorabı olma, hücreyi dağınık tutma,... yemek salonundan yemek kaçırma, ekmek kırıntısı dökme, kertenkele besleme gibi suçlara uygulanıyor.
This was over a ten-year period for such offenses as not finishing all his food having an extra pair of socks in his cell, keeping an untidy cell smuggling food from the dining room, crumbs, in fact, for a pet lizard.
" Dört yıl önce tıptaki kariyerime son verip, F.B.I. adına çalışmaya başladım çünkü bu ülkeye inanıyordum, çünkü yasaların uygulanıp, suçluların cezalandırılmasını ve masumların korunmasını istiyordum.
"I left behind a career in medicine to become an FBI agent four years ago..... because I believed in this country." "I wanted to uphold its laws, to punish the guilty and to protect the innocent."
" Dört yıl önce tıptaki kariyerime son verip, F.B.I. adına çalışmaya başladım çünkü bu ülkeye inanıyordum, çünkü yasaların uygulanıp, suçluların cezalandırılmasını ve masumların korunmasını istiyordum.
"I left behind a career in medicine to become an F.B.I. agent four years ago... " because I believed in this country, " because I wanted to uphold its laws, to punish the guilty...
Bir gece için normal bir gence aşırı baskı uygulanıyor. Taftaya korse iğneleme gibi. boş romantik hareketler.
The pressure that this one single night exerts on the common teenager to make awkward romantic gestures like pinning a corsage on taffeta having sex with some guy whose name you won't remember then puking in the back of some rented limo.
Kaptan, priaxate tedavisi,....... en ağır hastalar için en azından rahatlatmak için uygulanıyor.
Captain, treatment with priaxate should ease the symptoms in the sickest patients at least temporarily.