Uygunsa перевод на английский
806 параллельный перевод
O gün kafam biraz dağınıktı. Sizin için de uygunsa size yeni bir köpek almak istiyorum.
If it's alright with you, I'd like to buy you a new dog.
Krallık için uygunsa bu evliliği tamamlamak isterim.
If Kingdom's side doesn't mind, I want to continue this marriage.
Sizin için de uygunsa bir şeyler içelim mi?
If it's okay with you, can I join you for a drink?
- Tabii sizin için de uygunsa efendim.
- That is, if it's all right with you, sir.
Şartlarım uygunsa, haber verirsiniz.
If those terms are satisfactory, let me know.
Eğer uygunsa söylemeye hakkım var, ve söyleyeceğim Johnny.
But if this is good, I'll have the right to say them, And I will say them, Johnny.
Uygunsa, Stewart'lara gideriz diye düşünmüştüm.
I thought we'd go to Stewart's, if that's agreeable.
Lon beni götürmeye uygunsa, seni götürmeye de uygundur.
If Lon's good enough to take me he's good enough for you.
Uçuş planı benim için uygun, senin için de uygunsa tabii.
The run seems all right for me if it's okay for you.
Senin için uygunsa gerisini yarın gece getirebilirim.
I can get the rest by tomorrow night, if it's all right with you.
Bir kızın kişiliği eğer uygunsa- -
If a girl's personality is the type that fits in...
Frank, sence de uygunsa, Bay McNeal seninle tekrar konuşmak istiyor.
Frank, Mr. McNeal would like to talk to you again if it's all right with you.
- Sizin için ne zaman uygunsa.
- Any time that's convenient for you.
Aslına bakarsan senin içinde uygunsa şimdi odama çekileceğim.
Matter of fact, I'll turn in now if it's all right with you.
Eğer uygunsa, efendim?
If quite convenient, Sir?
Eğer sizin için uygunsa saat altı civarında olabilir.
I might trot round at about six o'clock... if that would suit you.
Sence uygunsa.
If it's okay with you.
Sizin için uygunsa.
If it's okay with you.
Eğer herkes için uygunsa, masayı doldurmaktan mutluluk duyarım.
I'll be glad to fill in, if it's all right with everybody.
Elbette Peter.yarın bakarız, eğer sana uygunsa.
Sure, Peter. I'll look in tomorrow, if it'll be convenient.
- Uygunsa bu hafta.
- This week, if it's convenient.
Evin, hangi ulaşım aracı uygunsa odur.
Your home is the available transportation.
Senin için uygunsa, yarın.
- Tomorrow, if it suits you.
- Eğer sizin için de uygunsa yarın yerleşebilirim.
I SHALL MOVE IN TOMORROW IF THAT IS CONVENIENT TO YOU.
Sizin için uygunsa, yürüyüşünüzü görmek istiyoruz.
We would like to see you walk over to there, if you please.
Clinker için uygunsa benim içinde uygun.
It's all right with me if it's all right with Clinker.
- Size uygunsa?
- Is that all right with you?
Uygunsa, Cuma akşamı.
Friday night, if it's convenient.
Ne zaman uygunsa, Bay Keller, bırakabilirsiniz.
Whenever it's convenient, Mr. Keller, you can just let go.
Ne zaman uygunsa, Bay Keller.
Whenever it's convenient, Mr. Keller.
Yıldızlar uygunsa Zodiac sizi buyur eder.
Providing the signs are favourable, the Zodiac welcomes you.
Yani, eğer sizin için de uygunsa.
That is, if it's all right with you.
Eğer sizin için uygunsa, dinlenmeniz için merasimi bitirelim.
If it pleases you, we can dispense with ceremony and let you rest.
Sizin için uygunsa tiyatroda buluşabiliriz.
Well, I could meet you at the theatre.
Sana göre uygunsa bana göre de uygun.
Well, Katie, if he's all right with you, he's all right with me.
Mr. Christian, sizin için de uygunsa.
Mr. Christian, if you please.
Achillas yarın saldırabilir, ertesi gün ne zaman ona uygunsa!
Achillas may attack tomorrow, the next day... -... whenever it suits him!
Size uygunsa, akşam yemeği saat 8 : 00'de hazır olacak.
Dinner will be served at 8 : 00, if that's convenient.
Eğer salı akşamı uygunsa, Harry bay Donahue'yu davet etmişti.
If Tuesday's good, Harry's invited Mr. Donahue.
Eğer bu sizin için de uygunsa bir mezar taşı almak isterim.
And if it's all right with you, I'd like to buy a stone.
- Sizce nasıl uygunsa.
- Suit yourself.
Modaya uygunsa neden olmasın?
Why not, if they're in style?
Senin için uygunsa onu yedek dağıtıcı yapmak isterim.
And... I'd like to use her as a relief dealer, if that's okay with you.
- İkiniz için de uygunsa.
- If that's all right with the both of you?
Hepiniz için uygunsa sadece kâğıt dağıtacağım.
If it's all right with all of you, I'll just do the dealing.
Bu yatak ya da bir başkası - neresi uygunsa.
This bed or another one - whatever's available.
8 : 00'den sonra olabilir, eğer uygunsa.
Anytime after 8 : 00, if you can.
- Eğer uygunsa yemek servisi yapacağım.
- If you are ready, I will serve dinner now.
Birisini öldürtmek istiyorsan ve fiyat ta uygunsa... Çocuğa haber verirsin, o da halleder.
If you want somebody killed, and the price is right... you just call on that kid and he'd do her.
- Sizce de uygunsa Bayan Belmont bu gece burada kalacak.
Oh, surely.
Eğer size uygunsa sizle yola devam edeyim.
I will go on with you.