Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ U ] / Uyusturucuyu

Uyusturucuyu перевод на английский

1,205 параллельный перевод
Morales, Augustus'a uyuşturucuyu Guerra mı verdi?
Morales, did Guerra give Augustus those drugs?
Uyuşturucuyu ben istemiştim.
I wanted those drugs.
Demek Augustus'a uyuşturucuyu veren Morales'ti, değil mi?
So it was Morales that gave Augustus the drugs, right?
- Hill'e uyuşturucuyu kimin verdiğini buldun mu?
- You find out who gave Hill the drugs?
Hey Burr, sana söylüyorum, Augustus'a uyuşturucuyu verenler Sicilyalılar olmalı.
Yo, Burr, I'm telling you, it must have been them Sicilians that gave Augustus them drugs.
Augustus'a uyuşturucuyu o verdi.
He gave the drugs to Augustus.
Uyuşturucuyu kimin verdiğini bilmek istiyorum.
I wanna know who gave him the drugs.
Uyuşturucuyu nereden aldığınızı söyle.
Tell me where you got the drugs.
- Kocam o uyuşturucuyu çalmadı.
- My husband didn't steal those drugs.
- Uyuşturucuyu bırakmaya çalışıyor...
- She's trying to kick her habit so they won't take him away.
Hiç bir fikrim yok adamım. Uyuşturucuyu aldığım sokakta tam uyumak üzereydim. Birazcık eroin vurmuştum.
I have no idea, man, I was just about to go to sleep in an alley behind the crack house.
Uyuşturucuyu arasan satıcıları ve bağımlıları bulursun.
You follow drugs... you get drug addicts and drug dealers.
Bu öğlen karakola gelip en azından uyuşturucuyu kabul edecek.
He comes in this afternoon... and he takes the drug charge at least.
Hemen bütün birimlerle birlikte yarın sabah akşam 6 haberlerinde bulabildiğimiz kadar uyuşturucuyu masaya koyacağız.
CID, tactical, the deus... and tomorrow, on the 6 : 00 news... we put a lot of fucking dope on the table.
Silahını bırak, uyuşturucuyu kimin getirdiğini söyle ben de sadece omzuna sıkayım.
Put the gun down, tell me who brings this shit in... and maybe I'll just pop one in your shoulder.
İki göğsünü de almışlar. Ama uyuşturucuyu bırakmamış. Kocası Billy Deverel Ron Launius gibi bir adam ne yapacaklarını söylemeden bir şey yapamayan hödüğün tekiydi.
Her old man, Billy Deverell, is a kind of dumb hick who couldn't really make up his mind about anything without a guy like Ron Launius around to come up with the idea.
Uyuşturucuyu bıraktırdım...
I got you off drugs...
Bu adam uyuşturucuyu sınırdan geçirmeme karşılık 5000 dolar verdi.
This guy he paid me $ 5000 to bring some coke over the border.
Bak Kyle, benimle, Meksikaya gidip uyuşturucuyu almadan önce konuşmalıydın!
Well, look Kyle, you should talked to me before you went down to Mexico and bought a bag of coke!
Müvekkilim, uyuşturucuyu bırakmış bir bağımlı.
My client's a recovering addict.
Uyuşturucuyu Jesus içeri sokmuştur diye düşündük.
We figure the drugs probably came from Jesus.
Neden kendine bir iyilik yapıp, uyuşturucuyu hap şekline soktuktan sonra kimin sattığını söylemiyorsun?
Why don't you do yourself a favor... and tell us who's selling this stuff once you put it into pill form?
Neden uyuşturucuyu delillerden ayırıp, değiştirilmediğinden emin olmak için tekrar analiz edip şehrin öbür ucuna taşıyoruz?
You take the dope out of evidence, re-analyze it to make sure nobody pulled... a switcheroo and then cart it across town?
- Martin uyuşturucuyu çalmış olabilir mi?
Could Martin Wroath have nicked the drug?
- Uyuşturucuyu kendisi kullanıyor olabilir mi?
Could he have taken the drug himself? No.
Biz de uyuşturucuyu çaldık.
So we stole the drugs.
Uyuşturucuyu satan ile ilişkin var mı?
You have a connection with the drug dealer whose place just got burnt down?
Kim verdi sana uyuşturucuyu?
No. Who gave you the drugs?
400 bin dolar nakit para ve baygın bir uyuşturucuyu nasıl açıklarız?
How do we explain 400 grand in cash... and a doped-out drug lord in our trunk?
Kardeşin uyuşturucuyu bırakalı iki gün oldu.
Your sister's into her second day of withdrawal.
Belki de bu çocuklar sayesinde uyuşturucuyu DIA güvenliğinden geçirebiliriz.
These kids might be just what we need to get our drugs past the security at DIA.
Yasa dışı uyuşturucuyu, Doğu Avrupa mafyalarından birinin elindeki öldürücü silahlar ile değiştirmelerine izin vereceğiz.
We let a stack of drugs into the country and allow them to be traded by God knows who for lethal weapons.
Uyuşturucuyu.
About the drugs.
- Sanki herkes uyuşturucuyu bırakmış gibi.
Like the fiends all cleaned themselves up.
Greek'ten aldığın uyuşturucuyu satıyorsun değil mi?
That and selling the drugs you got from the Greek too, right?
Uyuşturucuyu çekip... hormonu yiye yiye iyice kafayı yedin.
There's nothing like loading up on drugs and hormones to end up as crazy as you, bitch.
- Uyuşturucuyu nereden buldunuz?
- Where'd you get the drugs?
Çantama uyuşturucuyu koymayı büro mu planladı?
Dld the office plant the drugs into my suitcase?
Uyuşturucuyu azalt. Tamam mı?
Easy on the dope, OK?
Uyuşturucuyu bırak, Frank.
Stop the drugs, Frank.
Uyuşturucuyu da siz sağlamamışsınız
And you didn't provide the drugs.
- Uyuşturucuyu bırakmalısın.
- And to stop shooting up.
Uyuşturucuyu bıraktığını,
She says she's off the drugs.
Kocasının müşterilerine verdiği uyuşturucuyu çalıyordu.
She stole the narcotics her husband gave to his customers.
Uyuşturucuyu bıraktığından emin misiniz?
You sure he quit drugs?
İçmek bana uyuşturucuyu hatırlatıyor.
Drinking reminds me of drugs
Uyuşturucuyu çamaşırına saklamış.
She hid it in her sanitary towels.
Uyuşturucuyu, gizliliğinin bir parçası olarak kullandığını kesin kanıtlarla doğrulamaya çalışıyorum Eğer bana söylediğin şeyleri ileri sürersem, işe yaramayacaktır, Jack.
I am trying to establish incontrovertible evidence you did drugs as part of your cover. If I submit what you just told me, it's not gonna hold up, Jack.
Masrafları o öder. Denek uyuşturucuyu hap şeklinde alır.
The subject took the drug in the form of a T.H.C. pill.
Uyuşturucuyu getirdik.
We got the drugs.
Ya uyuşturucuyu satıyordu ya da tedavisini.
Well...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]