Uzaktayız перевод на английский
894 параллельный перевод
Bu kasabaya taşındım. Eski evimizden o kadar uzaktayız ki buraya gelip beni arayacağını hiç beklemiyordum.
"l moved to this town for it was so far from our old home, that I never expected him to come looking for me here."
İşte seni gözleriyle yiyip bitireceklerden uzaktayız artık.
Here we are far from all those devouring eyes.
Baksana, Kong'un adasına ne kadar uzaktayız?
Say, how far is it to Kong's island?
İngiltere'den çok uzaktayız. Oraya varmadan olacaklar seni bile şaşırtabilir.
We're a long way from England and what can happen on this ship before we get there may surprise even you.
Uygarlıktan binlerce kilometre uzaktayız. Buradan sağ kurtulma şansımız hiç yok.
We're a million miles from civilisation without a chance of getting out of here alive?
Kasabadan yalnızca iki mil uzaktayız.
We're only two miles from town.
- Birazcık uzaktayız.
- We've been away a little while.
12 mil uzaktayız, değil mi?
We're more than 12 miles out, right?
- Amour noktasında üç mil uzaktayız.
- Three miles off Point Amour.
Huduttan 200 kilometre uzaktayız!
We're 200 kilometers from the border!
Fransa'dan 800 fersah uzaktayız.
800 leagues away from France
Cayenne'den en az 1500 mil uzaktayız.
We are at least 1,500 miles from Cayenne.
Sahilden 1 saat 58 dakika uzaktayız.
I figure about an hour and 58 minutes from the coast.
- Sinyal için çok uzaktayız.
- We're too far away.
Tünelden 500 kilometre uzaktayız.
We're 300 miles from the tunnel.
Kamptan ne kadar uzaktayız?
How far are we from camp?
- Konumumuzdan biraz uzaktayız, Tex.
- We're quite a bit off here, Tex.
- Biz sınırdan epey uzaktayız.
- We're far from the border.
Ya su çok kirli, ya da biz çok uzaktayız.
Either the water is too dirty, or we're too far away.
McKay'den bir gün uzaktayız.
We're only one day from McKay.
18 aydır evimizden uzaktayız.
We've been away 18 months.
Sizden 15 metre uzaktayız.
We are here not 50 yards from you.
Şimdi, nehirden ne kadar uzaktayız.
Look how far we've come from the river.
En yakın büyük şehre 1700 km uzaktayız biliyorsun.
You know, we're 1,000 miles from the nearest decent-sized city.
Evden 5,000 mil uzaktayız.
We're 5,000 miles away from home.
Tanrım, evimize ne kadar uzaktayız.
Man, it's a long way back home.
- Saint Jean de Luz'den ne kadar uzaktayız?
- How far are we from Saint Jean de Luz?
Kıyıdan yüzlerce mil uzaktayız.
What's the use of that? We're hundreds of miles from land.
- Birlikten ne kadar uzaktayız? - Altı kilometre.
- How far are we from the stronghold?
Dawson'dan 40 mil uzaktayız,
From Fortymile to Dawson,
Brundusium'dan ne kadar uzaktayız?
How far are we from Brundusium?
Dünya'dan ne kadar uzaktayız demiştin?
HOW FAR DID YOU SAY WE WERE FROM EARTH?
Bizim hattan sadece 700 km uzaktayız. 1000 km de gidebiliriz ; Yönümüzü çevirir gideriz.
We're 700 km from our lines and we can do 1000.
Yardımdan ışık yılı kadar uzaktayız, adamım.
We're light-years from help, man.
Sizden sadece 12 dk uzaktayız.
We're only 12 minutes away.
- İleri Savunma'dan ne kadar uzaktayız?
- How far are we from the MLR?
- Artık yeterince uzaktayız.
- Well, we're out of sight now.
Aşağıya 7 km uzaktayız ve ben iyi bir kayakçıyım.
George, it's four miles down the mountain... and I'm a very good skier.
- Çok uzaktayız.
- We're far away.
Maden alanının güneyine 45 mil uzaktayız.
Am 45 miles south of mining area.
Dünya'nın dış çekirdeğine 4 mil uzaktayız.
We are within four miles of the Earth's outer core.
- Şimdi Tardis'ten çok uzaktayız Vicki.
Well, we're a long way from the TARDIS now, Vicki. Yeah.
Hedefimizden millerce uzaktayız ama nerede olduğumuzu biliyorum.
We're miles off course but I know where we are.
Ustane, senin köyünden ne kadar uzaktayız?
Ustane, how far is your village?
2 gündür evimizden uzaktayız!
We were away from home for two whole days.
Birkaç dakika uzaktayız.
We're minutes away, Hansen. What's your status?
Rigel XII'den 14 saat uzaktayız.
Position, 14 hours out of Rigel Xll.
- Maden ocağından 11 mil uzaktayız.
About 11 miles, bearing 1-2-1 from the mining company.
Bones, öyle bir çölden en az 900 ışık yılı uzaktayız.
We're 900 light years from that kind of desert, Bones.
Epeydir uzaktayım. Uzakta olmam demek yanlızsın demek. Ve yanlız olduğunda, duyguların doğal olarak birazcık yanlız olur.
When I'm away, that means you're alone... and when you're alone, you feel, naturally, a little lonely.
Yayın istasyonundan çok uzaktayız.
We're a long way from the broadcasting station.